Üniversite mezunu 25 yaşındaki genç çiftçi Onur Ömer Dara üniversiteyi dereceyle bitirmesine rağmen iki yıldır işsiz. İşsiz kaldığı dönemlerde Ankara’da pazarcılıkla geçimini sağlayan çiftçi Dara artan girdi maliyetleri nedeniyle pazarcılığı bırakıp deden kalma 100 dönümlük araziyi ekip biçmek için Kars’taki köyüne döndü. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü “kutlayan” genç çiftçinin son ümidi ise yarısını ekebildiği 100 dönümlük tarlasından kazanabilmek. Onur Ömer Dara, “Bu tarlalar da artık benim son umudum. Eğer bu yıl da kurak geçerse son umudum da böylece yok olmuş olacak” dedi.
Kars’ın Varlı Köyü’nde Onur Ömer Dara 2 yıl önce Kafkas Üniversitesi Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. Bölümünü dereceyle bitirmesine rağmen 2 yıl boyunca işsiz kaldı. Bu süreçte akrabalarıyla beraber Ankara’nın semt pazarlarında küçük bir tezgah açarak yeşil yapraklı sebzeler satmaya başladı. Bir demet dereotunun bile 8 TL’ye çıktığı dönemlerde küçük tezgahı gelir kaynağı olmaktan çıkıp Dara’ya külfet olmaya başladı. Bunun üzerine Onur Ömer Dara dededen kalma arazilere buğday ekmeye karar verdi.
Digor’daki köyüne dönen Onur Ömer Dara 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde konuştu:
“Bölümüm dereceyle bitirmeme rağmen yaklaşık iki yıldır mezun olmama rağmen hiçbir iş bulamadım. Birçok sivil toplum kuruluşunda bugüne kadar gönüllü çalışmalara katıldım. Daha önce de Ankara’da sebze pazarlarında pazarcılık yapıyor, geçimimi oradan sağlıyordum. Ama artan girdi maliyetlerinden dolayı pazarcılıktan da para kazanmamaya başladım.
Dedemden yadigar kalan yaklaşık 100 dönümlük tarlayı ekmek için bugün köye geldim. Ama bu 100 dönümün 100’ünü de ekemiyorum maalesef. Ancak yarısını ekebiliyorum. Mazotun 22 lira, gübrenin 14 bin lira, tohum fiyatlarının 5-6 TL olması nedeniyle ancak tarlalarımın yarısını ekebiliyorum.
Ben kendi bölümümle ilgili bir işte çalışmış olsaydım, bu topluma ve ülkeye daha faydalı bir birey olabileceğimi düşünürdüm. Ama ne yazık ki kendi bölümümle alakalı bir işte çalışamıyorum. Bu benim utancım değil. Bizi yönetenlerin utancıdır. Bu tarlalar da artık benim son umudum. Eğer bu yıl da kurak geçerse son umudum da böylece yok olmuş olacak.” (ANKA)