Haberler

Meltem Cumbul canlı yayında ölüm orucundaki İbrahim Gökçek'in yazısını okudu: Bu çığlığı herkese duyuralım, çok geç olmasın

04 Mayıs 2020 20:00

Oyuncu Meltem Cumbul, Tele1’de yayınlanan Gün Ortası programında Zeynel Lüle’nin sorularını yanıtladı. Cumbul programda, 322 gündür ölüm orucunda olan Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek'in kaleme aldığı yazıyı okudu. Cumbul, Gökçek'in yaşaması için taleplerinin karşılanması gerektiğini belirtti.

Lüle, sanatçılar Gökhan Özoğuz ve Mahsun Kırmızıgül'ün de Gökçek için destek mesajlarını hatırlatarak, Cumbul'a "ne yapmak gerekiyor" diye sordu. Cumbul, "Elimizden ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor. Koronavirüs günlerinde doktorlar insanlar için mücadele ediyor. Bu tabii ki ölüm orucunda olan insanlar için de böyle olmalı. Aynı şey. Bir dayanışma gösterebiliriz. Onların taleplerini kendi seslerimizle dile getirebiliriz. Lütfen bu çığlığı herkese duyuralım. Çok geç olmasın" dedi. 

Cumbul şunları söyledi; 

"İbrahim Gökçek ölüm oruna 322 gündür devam ediyor. İki talebi var; bir tanesi Grup Yorum üyeleriyle konser vermek. Tabii ki arkadaşlarının da hapisten çıkarılması, bir biçimde tutuklanmaktan artık ihraç edilmesi"

Gökçek, Cumbul'un ekranda okuduğu yazısında "Bir sabah uyandığımızda, 6 grup üyesinin adını teröristler listesinde gördük. Listede ben de vardım. 5 yıl önce 1 milyon kişiye konser veren gitarist, bir anda “ödülle aranan terörist’e dönüşmüştü." diyor. 

Gökçek, neden ölüm orucu eylemini yaptığını şu sözlerle açıklıyor;

"Helin’in 28 yıllık ömrünü feda ettiği, benim ise gün be gün erimeyi göze aldığım yakıcı gerçekte: Biz Türkiye’de 1980 sonrası verilen haklar ve özgürlükler mücadelesinin içinden doğduk. Halk kültürünü sosyalist düşünceyle buluşturan 23 albüm çıkardık. Albümlerimizin toplam satışı 2 milyonu aştı. Anadolu’da ve dünyada ezilen halkların türkülerini söyledik. Bu ülkede hakkını arayanlar, muhalifler, özgür ve demokratik bir ülke düşleyenler ne yaşadıysa, onların şarkılarını söyleyen bizler de aynısını yaşadık: Gözaltına alındık, tutuklandık, konserlerimiz yasaklandı, polis kültür merkezimizi bastı, enstrümanlarımızı parçaladı. Ve ilk kez, AKP Türkiyesi’nde, başımıza ödül konarak “aranan teröristler” listesine eklendik" 

"Bugün tam da sizi şaşırttığını tahmin ettiğim bu durumdan dolayı yemek yemeyi reddediyorum" diyen Gökçek, bunu "Çünkü başıma koyulan ödüle rağmen kendimi hiç de terörist gibi hissetmiyorum" sözüyle açıklıyor. 

Gökçek 'terör listesine girmelerinin nedenini "Şarkılarımızda yerin 7 kat altında çalışmak zorunda olan madencileri, iş cinayetlerinde katledilen işçileri, işkencede öldürülen devrimcileri, doğası talan edilen köylüleri, yakılan aydınları, evleri yıkılan gecekonduluları, zulme uğrayan Kürt halkını ve direnenleri anlatıyoruz. Ve bunu söylemek, Türkiye’de “teröristlik” sayılıyor." şeklinde açıklıyor. 

"Hükümet, taleplerimizi duymazdan geldi" diyen Gökçek yazısını "Davalarımız sürerken Helin ve ben tahliye edildik ancak halkın sahiplenmesine, aydınların, sanatçıların, milletvekillerinin ısrarlı çabalarına rağmen hükümet, taleplerimizi duymazdan geldi. Helin, ziyaretine gelen vekillere, “Bir konser sözü versinler, ölüm orucunu sonlandıracağım” demişti. Vermediler. Cenazesini, vasiyetine uygun şekilde kaldırmamız da engellendi. Şimdi Helin İstanbul’da bir mezarlıkta, toprağının üstünde bir beyaz gelinlikle yatıyor. Yanı başımdaki oda artık boş. Ben ise, bir süredir bütün yaşantımı sürdürdüğüm bu yataktan sonraki yolculuğumun nereye olacağını, bedenimde süren savaşı ölümün mü yoksa yaşamın mı kazanacağını bilmiyorum. Bu savaşa dair bildiğim en güçlü şey, taleplerimiz kabul edilene kadar yaşama tutunarak ölüme yürüyüşümü sürdüreceğim" sözleriyle tamamlıyor.