Haberler

Gülistan Doku 12 gündür kayıp | "Gülistan bulunana kadar peşini bırakmayacağız"

16 Ocak 2020 13:49
Tunceli’de 5 Ocak'ta kaybolan Gülistan Doku’dan hâlâ haber olmamasına ilişkin açıklama yapan Ankara Kadın Platformu, 'erkek egemen sistem ve politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceklerini' vurgulayarak, “Gülistan bulunana ve durum aydınlatılana kadar peşini bırakmayacağız” dedi 
 
Tunceli’de 12 gün önce kaybolan ve kendisinden hâlâ haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’ya ilişkin Ankara Kadın Platformu, Mülkiyeler Birliği’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantının olduğu salona “Gülistan Doku Nerede?” pankartı asıldı. Platform adına açıklamayı Dilek Yıldız yaptı.

"Bu gizem neden?"

Tunceli’in herkesin birbirini tanıdığı ve bildiği küçük bir kent olduğunu belirten Yıldız, kentin sürekli polis gözetiminde olduğunun altını çizdi. Yıldız, bunca zaman Gülistan’dan haber alınamadığına dikkati çekerek, “Dolayısıyla biz bu olayın örtbas edilmeye çalışıldığını, Gülistan’ın bulunması için ciddi bir çalışma yürütülmediği kanısındayız. Özellikle birinci fail niteliğinde olan şahsın durumu ile ilgili olarak açık ve net bir şekilde kamuoyu bilgilendirilmedi. Önce bu kişinin yurt dışına çıktığı söylendi, sonra gözetim altında olduğu söylendi. Peki, gözetim altında olan kişinin ifadeleri neden kamuoyuyla paylaşılmıyor? Bu gizem neden?” diye sordu.

"İnsanlar kaybolmaz, kaybedilir"

Kadınlara yönelik tacizin, istismarın, tecavüzün ve ölümün olağan hale getirilmeye çalışıldığını vurgulayan Yıldız, “Gülistan’ın kayıp olmasının önemsenmediği, kamuoyunun yeterince bilgilendirilmediği bir yaklaşım söz konusu. Ama kadın örgütleri olarak bu işin takipçisi olacağız. İnsanlar kaybolmaz, kaybedilir. Bu kadınların da gerçeği haline geldi. Maalesef kadınlar öldürülüyor ya da ölüme sürükleniyor. Bu meseleye yaklaşımda bir duyarlılık varsa kadın örgütleri ve Tunceli halkının mücadelesi sonucundadır. Bugün Gülistan’ın arkadaşları, ailesi ve kadın örgütleri Gülistan nerede? sorusunu sormaya devam ediyor. Bu sorunun muhatapları ve soruya cevap vermesi gerekenler yürüyüşlere müdahale ediyor, kadınların sesini kısmaya çalışıyor” diye konuştu. 

"Bu tür olayların artması ve üstlerinin kapatılmak istenmesi iktidarın orada ayrı bir politika uygulamaya çalıştığı izlenimi veriyor”

Kadına ve çocuğa yönelik istismar ve şiddetin iktidarın politikalarından bağımsız olmadığını dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:
 
“Tunceli’de Gülistan’ın kaybolması ve Pertek’de çocuklara yönelik istismar olayı bu politikanın nasıl işletildiğini, nasıl görmezden gelindiğini ve üstünün örtüldüğünü gösteriyor. Özellikle Pertek'te Harun Y. isimli bir şahsın 15’e yakın çocuğu taciz ve istismar ettiğine dair kamuoyuna yansıyan bilgiler var. Yine Pertek halkının çabası ile Harun Y. ve 3 kişi tutuklandı. Ama biz biliyoruz ki, Harun Y. sadece bu istismar ile gündeme gelmedi, daha önce 2015 yılında zihinsel engelli bir çocuğun istismarı ile gündeme geldi ve o olayın üstü örtüldü. Dolayısıyla eğer o gün ciddi bir yargılama süreci yaşanmış olsaydı, gerçekten bu konuya ciddiyetle eğilmiş olunsaydı bugün bu çocuklar bu durumu yaşamayacaktı. Açıkçası bir göz yumma siyaseti izleniyor. Özellikle Tunceli’de bu tür olayların artması ve üstlerinin kapatılmak istenmesi iktidarın orada ayrı bir politika uygulamaya çalıştığı izlenimi veriyor.”
 
Benzer örneklerin yaşandığını da sözlerine ekleyen Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı: “Gençleri bu politikalara alet ederek suskunlaştıran, kadın ve çocuk bedeni üzerinden bir politik alan yaratarak siyaset izlendiğini biliyoruz. Biz kadın örgütleri olarak bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Kadınlar ve gençler olarak bu özel sistematik politika karşısında çok daha güçlü bir duruş sergilemek gerekiyor. Bu rejimin ana hedeflerinden biri kadınlar ve çocuklardır. Ankara Kadın Platformu olarak erkek egemen sisteme ve politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Gülistan bulunana ve durum aydınlatılana kadar peşini bırakmayacağız. ‘Gülistan nerede?’ sorusunu sormaya devam edeceğiz.” 
 
Açıklama, “Kadın dayanışması yaşatır” sloganıyla sona erdi.