Ekonomist Prof. Dr. Aylin Seçkin, ''Değişik enstrümanlarla dolar talebini dizginlemeye çalışaklarını düşünüyorum, Çiller'i görünce akla onun bonoları geliyor'' dedi.
Ekonomideki son gelişmeleri KRT TV'de yayınlanan 'Semra Topçu ile Haftanın Panoraması' programında değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi'den Prof. Dr. Aylin Seçkin, "Türkiye için gereken önlemler iktidarın aklından geçen önlemler olmayacak çünkü iktidar seçim ekonomisi hazırlıyor” dedi. Prof.Dr. Seçkin, şu görüşleri dile getirdi:
“Erken seçim öngörmüyorlar ve zaman kazandıracak politikalar izleyecekler, seçim ekonomisiyle zaman geçirecekler. Dolayısıyla kur korumalı mevduat için ödenecek miktar daha da enflasyonist baskı yapacak. Dolara yeniden bir dönüş mü olacak bu konuda belirsizlik var. Önümüzdeki hafta ilk döngüler olduğunda göreceğiz. İnsanlar hesaplarını yenileyecek mi yoksa dolara mı geçecekler? Merkez Bankası faiz artıracak mı, piyasaya nasıl sinyal verecek? Bunları bekleyip göreceğiz.''
''Ben enflasyonla ciddi bir mücadeleye girmeyeceklerini ama değişik enstrümanlarla piyasadaki dolar talebini dizginlemeye çalışacaklarını düşünüyorum. Örneğin bu aralar Tansu Çiller'i piyasada görmeye başladık, parti kuracağını falan duyduk. Bunu görünce onun bonaları akla geliyor. Acaba ondan ilham alarak ekip bir şeyler geliştirirler mi onu düşünüyorum.'
Türkiye'nin faizleri artırması gerek. Önümüzdeki kurulda faizi bir miktar artırabileceklerini düşünüyorum. Belki bir o kadar da nisan ayında yaparlar. Tekrar 'enflasyona karşı bir şeyler yapıyoruz' demeye getireceklerdir.”
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan da Kur Korumalı Mevduat Sistemini "Faizi artırmıyormuş gibi yaparak ucu açık bir şekilde artırmaktır" diye tanımladı. Özcan bu sistemin de sonunun geldiğini ve kötü bir siyasi tercih olduğunu belirtirken, konuyu yargıya taşımayı tartıştıklarını da söyledi. Serkan Özcan, programda şöyle konuştu:
"Kur korumalı mevdut kötü bir siyasi tercih diye düşünüyorum ama mahkeme yoluna gitmek konusunu kendi aramızda tartıştık. Aslında kur korumalı mevduat sistemiyle faizden vaz geçilmiyor, aksine ne kadar isterseniz o kadar faiz diyorsunuz ve vergi ödeyenin sırtına yük bindiriyorsunuz. O yetmezse para basacaksınız, bunun enflasyonist etkileri olacak ve yine vatandaşın sırtına başka bir yük bindireceksiniz. Kötü bir politika tercihi. Dolayısıyla biz bu konuyu değil 128 milyar doların yargıya taşınması gerektiğini tartıştık. GP hukukçuları, bugünkü hukuk sisteminde bu tür herhangi bir başvurudan sonuç almanın mümkün olmadığını düşünüyor."