Haberler

Acun Ilıcalı'dan Cemal Can'ın Survivor şampiyonluğuna ilişkin yorum

"Cemal Can şampiyonluğu hak etti"

09 Ağustos 2020 10:41

TV8 kanalının sahibi Acun Ilıcalı, oyuncu Ezgi Mola'nın YouTube'da yayınlanan 'Tanınmış Kişileri Seviyorum' programına konuk oldu. Ünlü oyuncu, özel hayatından 'Survivor' yarışmasına birçok konuda açıklama yaptı. Ilıcalı, Cemal Can Canseven'in şampiyonluğu hak ettiğini söyledi. 

'Tanınmış Kişileri Seviyorum' programına katılan Acun Ilıcalı'nın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bu sene en saygılı Survivor'lardan biri oldu. Cemal Can Canseven hak etti şampiyonluğu. Kendi kapasitesini en yükseğe taşıyan Cemal Can oldu. Sonuna kadar zorladı ve etkileyici bir performans ortaya koydu."

"Barış (Murat Yağcı) iyi başladı, çok da iyi gidiyordu ama bir sakatlık geçirdi. Sakatlık sonrası geri dönemedi. Seyirci oyun kazanmayanı artık şampiyon yapmaya çok meyilli olmuyor. Çok sayı almasa da kritik yerlerde oyun kazanmasını istiyor."

"Koronavirüs döneminde Dominik'te bir sıkıntı yaşamadık ama tabii ki her türlü tedbirimizi aldık. Bazen bu tarz olaylar başka fırsatlar doğuruyor mesleki açıdan. Tabii can kayıpları bizim için çok üzücü bir olay. Sektörel olarak 'televizyonculuk çok büyük darbe gördü' diyemem. Reklamlar azaldı, o da normal. Bu arada ilk kez sana açıklayayım; 'Exathlon' programı ile yüzde 99 Amerika'da yayındayız."

"Küçüklüğümde de mahallede olimpiyatlar yapardım. Gazoz kapaklarından madalya yapıp verirdik. Hayatım boyunca hep oyun içinde oldum, oynatan oldum. Şu anda baktığımız zaman da aynı şeyi yapıyorum. Benden iyi kimse çok kolay yapamaz."

"Lisede ders çalışmayacağım kesin, o dönem internet yok ama odaya da kapatılıyorsun. Ailen senin ders çalışmanı bekliyor. Odadayım çok sıkıldım, 'ne yapayım?' diye düşünüyorum, kendime bir oyun bulmam lazım. Kitabı açtım ve harf ligi kurdum, kendim de onun teknik direktörü oldum. Odaya kapanıyorum, dışarı çıkmıyorum. Dışarıdan sesler geliyor, rahmetli babam 'bu sefer oldu' diyor. Ben içeride oyun oynuyorum. O zaman özel televizyonculuk yoktu tabii. Rahmetli babam 'bu çocuk bir şey olacak ama ne olacağını bulamadım' diyordu."

"Sıra dışı bir çocuktum. Edirne'de kayboldum, 8 saat sonra buldular. Yaşım daha 4!"

"Ataköy'de oturuyordum, Kadıköy'de okuyordum. Okula otostopla gidip geliyordum. Bir gün adamın biri arabasına aldı beni, 'bir kız istemiştik ona bakmaya gidiyoruz, müsait misin?' dedi. Gittik. Adam kız istemiş reddetmişler, adamla birlikte kızı istedikleri mahalleye gittik. Kızı sordu; bir sene önce memlekete gitmiş onu öğrendik (gülüyor). 16 yaşında adamı teselli ediyordum."