Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Cezaevi İzleme Komisyonu Edirne, Gebze, Kandıra, Tekirdağ, Bakırköy, Maltepe, Silivri cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüleri ziyaret ederek, yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda ülkenin yoğun gündeminde, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin kamuoyunda yeterince yer almadığını ileri süren hasta tutuklu ve hükümlülerin mektuplarına da yer verildi. Raporda, hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin engellendiği, aile-avukat görüş sınırlandırıldığı, haftada 10 saat olması gereken sosyal aktivite imkânının 2.5 saate düşürüldüğü, görüşlerin kamera ile kayıt altına alındığı, havalandırmalara kameralar yerleştirildiği, kadın koğuşlarında "ince ve derin" arama yapıldığı, çıplak arama gibi uygulamaların yaşandığı belirtildi.
Cumhuriyet gazetesinden Seyhan Avşar'ın haberine göre, Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Cezaevi İzleme Komisyonu'nun raporunda, dikkat çeken ifadeler şöyle:
"Kelepçeli muayene"
Raporda yer alan tutuklu ve hükümlü mektuplarında özellikle sağlık sorunları ve tedavi şartlarına ilişkin şikâyetler yer alıyor. Motor Nöron ALS hastası L.A. (43) 19 yıldır cezaevinde. Tekirdağ F1 No’lu Cezaevi’nde bulunan L.A.’nın durumu giderek ciddileşiyor. L.A.’nın sol bacak, sol kol ve yutkunmayı sağlayan kasları, hastalığı nedeniyle her geçen gün giderek eriyor. Sol bacağında 4 cm’lik bir kısalma olan L.A., yemek yemekte, yürümekte, yazı yazmakta zorlanıyor. Cezaevi koşullarında daha fazla kalmaya devam ederse yatağa mahkûm olacak. L.A., hastalığını anlattığı mektubunda şunları söylüyor: "Birçok ihtiyacımı arkadaşlarımın yardımı ile yapıyorum. Vücudumdaki uyuşma ve kramplardan dolayı uykudan sık sık uyanıyor, gün içerisinde şiddetli baş ağrıları ile yorgunluk çekiyorum. Hastalığımla ilgili birçok hastanede defalarca tetkik ve tespitler yapıldı. ALS hastalığımın tedavisi olmadığı için bu muayene ve tetkiklerin de bir anlamı olmuyor. Ölüme terk edildim. Zaten birçok arkadaşımız gözlerimizin önünde yaşamlarını yitirdi. Doktorlar, hastalığımın tedavisinin olmadığını defalarca iletmelerine rağmen iş rapora gelince adeta söylediklerini unutuyorlar.”
"Hastalığın takibi yapılamıyor"
S.A. 44 yaşında, 21 yıldır cezaevinde. PKK hükümlüsü. Edirne Cezaevi’nde bulunan S.A.’nın beyin damarında tıkanma, böbreklerinde iki kist var. Ayrıca astım, hepatit B ve bel fıtığı hastası. Raporda, S.A.’nın yaşadıkları şöyle ifade ediliyor:
"Kimi zaman hastanelerde kelepçelerimiz açılmamakta, biz de kelepçeli muayeneyi kabul etmediğimizden tedavi olmadan geri dönmek zorunda kalmaktayız. Doktor seçme imkânımız olmadığı için her seferinde hastane sevklerinde farklı bir doktor ile karşılaşabilmekteyiz. Bu nedenle hastalığın takibi yapılamamaktadır.
Stajyer doktorlar...
"Örneğin böbreğimde iki kist olmasına ve uzun süredir ağrı, iltihaplanma yaratmasına rağmen halen net bir teşhis ve tedavi süreci başlatılamadı. Genel geçer ilaçlarla iltihap giderilmeye çalışılmaktadır. Bulunduğumuz hapishanede genelde revire stajyer doktorlar geliyor ve revir günü haftada sadece bir gün. Bu durum hem kronik hastalıkların takibinde hem de tedavisi hastaneyi gerektiren hallerde gecikmeye neden oluyor."
İşte yaşananlar
* Hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin engellenmesi.
* Aile-avukat görüş sınırlandırılması
* Mektup ve telefon yasağı.
* Gazete ve kitap yasakları.
* Haftada 10 saat olması gereken sosyal aktivite imkânının 2.5 saate düşürülmesi.
* Sohbet hakkının kaldırılması.
* Görüşlerin kamera ile kayıt altına alınması, havalandırmalara yerleştirilen kameralar.
* Kadın koğuşlarında “ince ve derin” arama
* Çıplak arama gibi uygulamaların yaşanması.