Karadeniz hamsisi tezgaha çıktı. Üstelik hamsi bolluğu balıkçıların yüzünü de güldürüyor, et fiyatı ve etteki spekülasyonlara çare olarak görülüyor ama büyük bir soru işareti var. Çevre Bakanlığı: Tuna'ya sızan zehirli atık 20-30 günde Karadeniz'e ulaşır. Balıkçılar: Gelene kadar etkisi azalır. Greenpeace: Balık yemeyin denemez
Çevre Bakanlığı, Macaristan’ın Ajka kentindeki alüminyum fabrikasından Tuna’ya yayılan zehirli kızıl çamurun ‘20-30 gün içinde’ Karadeniz’e ulaşacağını açıkladı. Bakanlık yetkilileri Karadeniz’i zaten sürekli izlediklerini, zehirli çamur denize ulaştıktan sonra da laboratuvar incelemelerini yapacaklarını açıkladı. Tarım Bakanlığı’nın da konuyla ilgili üniversitelerden bir çalışma talep ettiği öğrenildi.
Zehirli çamur felaketi, Türkiye’yi yıl boyunca hasretle beklenen balık sezonunun tam ortasında yakaladı ve ‘Karadeniz’in balığı yenir yenmez mi’ tartışması başlattı.
Tam hamsi bollaştı ki...
Macaristan’dan çıkan zehrin 20-30 güne kadar Karadeniz’e ulaşacağı haberi, Karadeniz’de hamsi bolluğunun yaşanmaya başladığı döneme geldi. Et fiyatları rekor üzerine rekor kırarken Samsun Balık Hali’ne dün 100 gırgır 25 bin ton hamsiyle döndü. Samsun’da hamsinin kilosu 5 liraya indi. ‘Bolluk’ sürerse hamsinin kilosunun 2 liraya kadar inmesi bekleniyor. Samsun haline indirilen hamsiler, Ankara, Kayseri ve Çorum’a da yollandı.
Balık yiyelim mi yemeyelim mi?
Fısıltı gazetesine göre zehirli atık katmanı ‘çoktan Karadeniz’e ulaştı’. Ancak Çevre Bakanlığı dün bunu doğrulamadı. Bakanlığın açıklamasına göre ‘buna daha 20-30 gün var’.
Radikal’in ulaştığı çeşitli kaynaklar da alüminyum fabrikasından sızan zehirli atığın Karadeniz’e ulaşana kadar giderek seyreleceğini, etkilerinin azalacağını ve uzun zamana yayılacağını ancak ne olursa olsun etkilerin mutlaka izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Şimdilik kesin olan tek şey: Türkiye’de balıkçının ve balıkseverin Karadeniz’deki atıkla ilgili daha etkin bilgilendirmeye ihtiyacı var.
Balık toptancısı: Bize gelmez, gelse de ters akıntı var
İstanbul Balık Müstahsilleri Derneği Başkanı Ahmet Menekşe: Tuna Nehri ile Karadeniz arasında 2 bin 500 metre mesafe var. Bu kadar ağır metalin bize gelmesi imkânsız. Metali bırakın rengi bile gelmez. Ancak Romanya ve Bulgaristan’ı etkileyebilir. Karadeniz’e kadar yok olur gider. Ayrıca akıntılar da bizde ters yönde. Gelirse de bizim yöne değil kuzeye Ukrayna’ya doğru akıntı olur. Türkiye’ye gelse bile bu da iki ayı bulur. O zaman da zaten Karadeniz’de balık sezonu bitiyor.
40 yıldır bu suyu biliyoruz. Sıkıntı sadece bugün değil yıllardır yaşanıyor. Tuna Avrupa’nın tüm pisliğini Karadeniz’e taşıyor. Avrupa, Tuna’yı çöp tenekesi yaptı. Ama teknoloji gelişti, artık tehlike o kadar açık görünüyor ki. O nedenle son birkaç yıldır biraz düzelme var. Biz yıllardır bunu söylüyoruz, bu defa pisliğin rengi kırmızı olunca tehlikeyi fark ettiler. Karadeniz daha yeni verimli olmaya başladı. Artık Avrupa’nın daha dikkatli davranması lazım.
Balık satıcısı: Gemi batmış kadar etkisi olur
Arfish Balık’ın sahibi Cahit Savaş Yazıcı: Çamur dağılarak yayıldığı için etkisi sürekli azalır. Karadeniz ’e etkisi, bir geminin batmasından kaynaklanan atıktan daha fazla olmaz. Türk sularına gelmez. Gelse de yoğunluğunu fazlasıyla kaybeder. Herhangi bir problem olacağını düşünmüyorum. Karadeniz’den günlük ortalama 40-50 bin kasa yani 100 ton hamsi çıkıyor.
Greenpeace: Balık yemeyin demek olmaz
Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı: Atığın Karadeniz’e etkisi, Tuna Nehri’ndeki kadar olmayacaktır. Nehirdeki akışıyla birlikte atığın yoğunluğu biraz dağılacaktır. Karadeniz’deki etkisi daha uzun bir zamana yayılacak. Bu maddeler sonuçta suda çözülmüyor ya da doğada yok olmuyor. Tabii bu konuda felaket senaryoları çizmemek lazım. ‘Balık yemeyin’ demek olmaz. Tuna Nehri’nde gördüğümüz ölü balık manzalarını Karadeniz’de görmeyeceğiz. Belki sadece Karadeniz’e aktığı ilk noktalarda görülür. Bu konuda neler yapılıp yapılmadığını tam olarak bilmiyoruz çünkü Macaristan’dan net bir bilgi akışı yok.
Türkiye’nin bu konudaki bilgileri Tuna’ya komşu ülkelerden alması ve bunu kamuoyuyla paylaşması gerekiyor. “Karadeniz büyük bir deniz, bize bir şey olmaz” demek mümkün değil. Atık, şu anda Tuna’nın su altı habitatında büyük bir zarara yol açmıştır.
Balıkçı: Karadeniz biterse biz de biteriz
İstanbul Su Ürünleri Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanı Ali Güney: Çevre ve Tarım Bakanlığı’ndan herhangi bir uyarı gelmedi bize. Bildiğimiz kadar da bakanlık bu konuda harekete geçmedi. Eğer bu atık Karadeniz’e ulaşırsa bütün balıkçılar etkilenir. Bizim ana balık merkezimiz Karadeniz. Önlemler alınmaza Karadeniz ve Boğaz balıkçılığı çok büyük bir darbe alır. Öyle bir şey olursa, balıkçılık yasaklanır. Zorda olan Türk balıkçılığı tamamen biter. Ülke ekonomisi de bundan kötü etkilenir. Et fiyatları 50 liraya 60 liraya çıkar.
Çevre Bakanlığı: Gözümüz zaten Karadeniz’in üstünde
Bakanlıktan dün yapılan açıklamada “Atık çamur ilerleyişi izlemeye alındı. Tuna Nehri’ne karışan kırmızı çamurun, 20-30 gün içinde Karadeniz’e ulaşacağı tahmin ediliyor” denildi.
Radikal, bakanlığa bu izlemenin sadece Macar yetkililerle yazışma şeklinde mi olduğunu, Karadeniz’e bir gemi çıkarılıp çıkarılmayacağını, sonuçların balıkçılar dahil ilgililere hangi kanallarla iletildiğini de sordu.
Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri ise bu soruları “Biz zaten Karadeniz Kirlilik İzleme Projesi kapsamında Karadeniz’i izliyoruz, özel olarak yeni bir uygulamamız yok” diye yanıtladı.
“Çamur ulaştıktan sonra yapılan testin sonuçlarını da açıklayacağız ve bu sonuçlara göre yol haritamızı belirleyeceğiz” diyen Bakanlık yetkililerinin görüşü zehirli çamurun Türkiye’de etkili olmayacağı yönünde.