Galatasaray'ın Faslı orta sahası Younes Belhanda, kulübün resmi dergisinde Tarık Ünlütürk'ün sorularını cevaplandırdı. Sarı-kırmızılı taraftarların kendisine olan beklentisinin baskı yaratıp-yaratmadığı sorusuna Belhanda, "Taraftar ve basın ya da diğer unsurlar üzerimde baskı yaratamaz. En azından ben dış etkenlerin baskısını hissetmem. 'Daha iyi oynamalıyım' diye ben kendi üzerimde baskı yaratırım" cevabını verdi.
Belhanda'nın Tarık Ünlütürk'e verdiği röportajdan öne çıkan soru ve cevaplar şöyle:
Jean-Cristophe Gleyze’nin senin kariyerindeki yeri çok büyük. Seni önce liberoda denemiş.
Benim için antrenörden fazlasıydı. Gelişimimde çok büyük payı vardır. Önce libero olarak başlattı beni ama çok tekniktim. Bendeki tekniğin farkına vardı ve beni daha sonra öne attı. Forma numaraları ile ifade etmem gerekirse önce 5 numara oynadım, sonra sonra 6, ardından 10 numara oldum. Jean-Cristophe Gleyze, 7 yaşından itibaren antrenörüm oldu. Kariyerimdeki yeri çok önemli. Montpellier geçince tam olarak 10 numara oynamaya başladım.
Dönemin Montpellier Başkanı Louis Nicollin, senin için, “Bir ayağında iki Nasri, diğerinde üç Ben Arfa var” gibi bir söz söylemişti o günlerde.
Başkan beni çok seviyordu. Mükemmel bir sezon geçiriyordum. Benim dışımda diğer takımlardaki 10 numaralar konuşuluyordu. O yüzden başkan çıkıp, böyle bir söz söylemişti.
Daha önce Fransa, Ukrayna ve Almanya liglerinde forma giydin. Farklı ligler, hem saha dışı hem saha içi farklı alışkanlıklar demek. Adaptasyon sorununu nasıl aşıyorsun?
Normalde saha içine çok çabuk adapte olan bir oyuncuyum. Gittiğim takımlarda karakterimden dolayı bir adaptasyon sorunu yaşamadım.
Birkaç yıl önce sana tek kelimeyle, “İstanbul ya da Galatasaray” desem aklına neler gelirdi?
Türkiye’den teklif almak benim için çok yeni değil. Daha önce de teklif almıştım. Türkiye bilinen bir futbol ülkesi... Galatasaray da Avrupa’nın güçlü ekiplerinden, devamlı şampiyon olan bir takım… Her dönem çok büyük oyuncular yer aldı Galatasaray’da... Ne zaman o teklif Galatasaray’dan geldi, hiç düşünmeden kabul ettim.
Galatasaray bu sezon kadrosunda önemli değişikliklere gitti, yeni bir takım diyebiliriz. Sen de bu yeni takımın en önemli pozisyonlarından bir tanesinde görev alıyorsun. Beklenti büyük, bu durum üzerinde baskı yaratıyor mu?
Doğrusu, taraftar ve basın ya da diğer unsurlar üzerimde baskı yaratamaz. En azından ben dış etkenlerin baskısını hissetmem. “Daha iyi oynamalıyım” diye ben kendi üzerimde baskı yaratırım.
Takımın potansiyeli hakkında ne düşünüyorsun. Sence bu takım neleri başarabilir?
Yeni bir takım kurulduğu zaman mutlaka zorluklar olur ama benim şu an takımımızda gördüğüm savaşan ruha sahip bir ekip olduğu. Evet, yeni oyunculardan kurulu bir takım ama yeni olmasına rağmen mücadele eden bir takım. Taktik olarak bazı eksiklerimiz şu an için var. Ama taktik anlayış zamanla, beraber oynadıkça daha iyi olacaktır. Bence önemli olan, sahadaki herkesin birbiri için mücadele etmesi… Buna sahip olmak çok önemli.
İlk lig maçında gol attın. Ve inanılmaz bir sevinç yaşadın? Gol sevincin ayrı bir enerji yaydı seyircilere, bir hikayesi var mı?
Küçükken arkadaşlarımla karate yapardık. Jackie Chan ve Bruce Lee gibi karakterlere özenirdik ve yaptıklarını yapmaya çalışırdık. Git gide daha zor hareketler yaptık. Arkadaşlarım “Gol attıktan sonra da yapabilirsin” demişlerdi. Marsilya’ya karşı 2009 yılında bir gol atmıştım, o golün ardından ilk kez yapmıştım.
Kariyerindeki en iyi maçın hangisiydi?
2012 yılında Marsilya’ya karşı iki gol attığım bir maç vardı. Yine aynı sezon Paris Saint Germen’e bir gol attığım bir maçım var. Bu iki maçı sayabilirim.
Bu hayattaki kahramanın kimdi diye sorsam…
Hz. Muhammed.
Kayserispor maçının ardından oğlun sahaya girdi. Oğlun Muhammed’in futbolcu olmasını ister misin?
Babam nasıl bana yardımcı olduysa, ben de oğluma sonuna kadar destek veririm. Babam bana öyle yapmıştı. Şu anda yeteneğini sorgulamak için çok erken. Aslında bir çocuğun futbolcu olabilmesi için kaliteden çok kafasının güçlü olması lazım. Mesela ben, genç yaşlarımda benden bin kat daha iyi futbolcularla oynadım. Ama onların kafaları futbolcu olmaya hazır değildi. Ben ise kendimi her zaman hazır tuttum. Kalite tabii ki de önemli ama mantalite olarak buna hazır değilseniz, futbolcu olmanız çok zor. Bu işin bir psikolojisi var. Bu anlamda çok güçlü olmalısınız.