Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın AKP grup toplantısında söylediği Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Barolar Birliği'nden, "Türk ve Türkiye isimleri kaldırılsın" sözlerini değerlendiren Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, "Herkesin masanın altına saklandığı, korkuya teslim olduğu, kula kulluk ettiği dönemde… Sahipsiz memlekete sahip çıkıyor. Türkiye Barolar Birliği değildir sadece… Barolar Birliği, Türkiye'dir" dedi.
Özdil'in "Türkiye Barolar Birliği" başlığıyla yayımlanan (8 Şubat 2018) yazısı şöyle:
8 Yazarlar Gözünü para bürümüş Akp yandaşı taşeron patron, Soma'da tarihimizin en ağır maden faciasına sebep oluyor, 301 madencimizin ölümüne sebep oluyor, sayın hükümetimiz “fıtrattır” diyerek üstünü örtmeye çalışıyor, Türkiye Barolar Birliği müdahil oluyor.
Akp yandaşı Ensar Vakfı'yla İmam Hatip Mezunları Derneği'nin yatılı yurdunda 10 yaşındaki erkek çocuklarına tecavüz edildiği ortaya çıkıyor, gariban çocukların denetimsiz şekilde sapığın ellerine bırakıldığı anlaşılıyor, sayın hükümetimiz “bi kerecik olmuş” diyerek üstünü örtmeye çalışıyor, Türkiye Barolar Birliği müdahil oluyor.
Akp kanun çıkarıyor, kaçak tarikat kursları suç olmaktan çıkarılıyor, kaçak kurslar salgın hızıyla kaçak yurtlara dönüşüyor, memleketi ahtapot gibi sarıyor, bu vahim gelişmeler neticesinde, Süleymancılar tarikatının yurdunda çaresiz ailelerin çaresiz kız çocuklarını diri diri yakarak öldürüyorlar, yoksul aileleri bu tarikat yurduna bizzat milli eğitim müdürünün yönlendirdiği ortaya çıkıyor, sayın hükümetimiz örtbas etmeye çalışıyor, Türkiye Barolar Birliği müdahil oluyor.
Yeryüzü cenneti Artvin Cerattepe, milletin orasına koyacağını ifade eden Akp yandaşı müteahhite peşkeş çekiliyor, Cerattepe'nin de orasına koysun diye hukuka aykırı şekilde oldubittiye getirilmeye çalışılıyor, Türkiye Barolar Birliği müdahil oluyor.
Kadın cinayetlerinde rekor kırılıyor, asrın liderimiz “kadına yönelik şiddet abartılıyor” diyebiliyor, torunu yaşındaki kız çocuklarını imam nikahıyla koynuna alan sapıklara af çıkarılmaya çalışılıyor, başbakan binali bey “bi kereliğine” diyebiliyor… İzmir'den Diyarbakır'a Giresun'dan Muğla'ya Bursa'dan Kars'a tüm barolarımız “kadın ve çocuk hakları” için mücadele ediyor, kimsesizlerin kimi oluyor.
Kanun hükmünde kararnameyle devletin herhangi bir resmi sıfatını taşımayan tiplere, hakim yetkisi, savcı yetkisi, polis yetkisi, hatta öldürme yetkisi veriliyor, kendisini devlet ilan eden paramiliter güçlere dokunulmazlık getiriliyor, Türkiye Barolar Birliği tarihi sorumluluğunu yerine getirerek toplumu uyarıyor.
Ohal ayaklarıyla canlarını sıkan insanları işten atıyorlar, barolar dava açıyor, milli eğitim sistemini ortaçağa geri götürüyorlar, barolar dava açıyor, kafalarına göre haraç keser gibi vergi arttırıyorlar, barolar dava açıyor, Twitter'ı yasaklıyorlar, barolar dava açıyor, SİT alanlarında yapılaşmaya izin çıkarıyorlar, barolar dava açıyor, langır lungur nükleer santral dikmek istiyorlar, barolar dava açıyor, filtresiz termik santrallarla insanlarımızı zehirliyorlar, barolar dava açıyor.
Türkiye Barolar Birliği… “Atatürk'ü anma” haftaları düzenliyor. “Dünya Lideri Atatürk” etkinliği düzenliyor. Atatürk fotoğrafları sergisi açıyor. “Atatürk'ü Düşünmek” paneli düzenliyor. “Cumhuriyet hayattır” yarışması düzenliyor. 19 Mayıs'ta “Ulusal Bağımsızlık” sempozyumu düzenliyor. “Kıbrıs” paneli düzenliyor. “Hocalı Katliamı ve Karabağ Sorunu” paneli düzenliyor.
Herkesin masanın altına saklandığı, korkuya teslim olduğu, kula kulluk ettiği dönemde… Sahipsiz memlekete sahip çıkıyor.
Türkiye Barolar Birliği değildir sadece… Barolar Birliği, Türkiye'dir.
Adındaki Türkiye'yi silmek yetmez. Komple kapatmakta fayda var!