Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın danışmanlarından Star gazetesi yazarı Yiğit Bulut, “yeni Türkiye kavramına uygun yeni bir TSK’nın ortaya çıktığını” söyleyerek, “Bu alanda da ‘direnenler’ ve ‘yolu açmak isteyenler’ arasında büyük bir çatışma var ve Türkiye ne olursa olsun bu hedefe mutlaka yürüyecek” dedi.
Bulut yazısında, “Yeni Türkiye’nin askeri gücü diplomaside kullanmasının kaçınılmaz olduğunu savunarak “Kısır iç tehdit algılamaları yerine küresel oyuncu olmak yolunda giden bir ülkenin, küresel tehditlere karşı yeniden tanımlanan bir ordusu olmalı” ifadelerini kullandı.
Yiğit Bulut’un Star’da “Yeni Türkiye ve yeni savunma konseptimiz” başlığıyla yayımlanan (6 Aralık 2015) yazısı şöyle:
Konuyu sorgulamaya başlamadan önce bir soru soralım; Türkiye için daha doğrusu “YENİ BÜYÜK TÜRKİYE” için sizce en büyük tehlike nasıl tanımlanabilir?
Sevgili dostlar, yıl 2016’da soruyu bu şekilde sorabiliyoruz fakat geçmişte İÇİNE kapanık-2003 öncesi Türkiye’sinde, bu soru şöyle soruluyordu; Türkiye için en büyük tehdit “irtica mı” yoksa “bölücü terör mü”?
Gelinen nokta ve sorudaki değişim çok açık! Bugün için soru net olarak farklı: İçerisi ile barışan ve genleşme stratejisini hayata geçiren bir Türkiye için en büyük tehdit nedir?
Sevgili dostlar, bu ülke, kendi değerlerini tehdit olarak “algıladığı-algılatıldığı” ve suçluluk içinde kendini sorguladığı günler, aylar, yıllar yaşadı! Bakışımız da hatalıydı, ortaya koyduklarımız da! BİZİ, KENDİ DEĞERLERİMİZ İLE SUÇLAYARAK, YALNIZLIĞA MAHKUM EDİP SÖMÜRDÜLER!
2003 yılına kadar bu “kör kuyuda” yaşadık ve “yanlış girdiler” ile sürekli “yanlış çıktılar” ürettik!
Bu tespitler sonrası özellikle DEĞİŞEN soruyu net olarak ortaya koyduktan sonra gelelim bugüne...
Bugün durum çok farklı ve yapılan-yapılacak olan açık: Türkiye “yeni dünya düzenini” anlayarak buna uygun yeni bir tehdit algılaması kurguluyor ve bunun gereği olarak “milli savunma-askeri teknoloji-üretim” stratejisini oluşturuyor! Detaylandırmak da zor değil; Türkiye, “minimum insan” kaynağı kullanımı ile maksimum ateş gücüne ulaşabilen, her alanda operasyon yapabilen, en önemlisi kendi “savunma ihtiyacını” kendi ürettiği teknolojiler ile karşılayan hatta “konsept” üretebilen bir ülke olma yolunda ilerliyor... EVET BAZILARI ANLAMAKTA ZORLANIYOR AMA TÜRKİYE BİR SAVUNMA KONSEPTİ TANIMLIYOR...
Sevgili dostlar, iç ve dış yerleşik odaklar, yıllarca bize dayattılar ve “yerleşik medya” düzeni vasıtasıyla “sorgulamamıza” izin vermediler! Bizler de çaresiz bir şekilde şuna bile inandık; kendi Müslüman vatandaşımız bizim için en büyük tehlike olabilir, yine kendi Kürt kökenli insanımız bizi bölmek isteyebilir...
ANLATILAN MASALLAR DOĞRU DEĞİLDİ! Doğru değildi, asla değildi ama biz “bu çuvalı kafamızdan çıkarıp” gerçek bir “tehdit tanımı” oluşturamadık! Hatta bırakın “tehdit tanımlamasını, savunmayı” bu algılamanın iç siyasetimizi şekillendirmesine razı olmak zorunda kaldık... Bugün yırttığımız çuval ve geleceği kucakladığımız yol artık aşikar!
Sonuç 1: Türkiye BÜYÜDÜKÇE görecek ki; düşman sadece dışarıda-içeride değil, EKONOMİK-ETKİ ALANI DİNAMİĞİ ODAKLI genleşme yolunda “yoluna çıkacak dönemeçlerde de” gizli ve odaklanmış! Kafamız çok net ve tezimiz çok açık olmalı: Son 13 yılda başına geçirilmek istenen “çuvalları” yırtmış, asker-sivil ilişkilerini bu “hastalıklı yapıdan” kurtarmış, yeni dünya düzeni içinde “cihan devleti olma” yolunda ilerleyen bir Türkiye...
Sonuç 2: Türkiye, “Cihan devletine yakışır yeni bir milli savunma” konsepti tanımlıyor ve teknik olarak da detaylandırıyor! Türkiye “meydana çıktı” ve bu çıkış, “kabuğunu kıranı” yeniden içeri doldurmak” isteyenleri rahatsız ediyor...
Sonuç 3: YENİ TÜRKİYE’nin “askeri gücü diplomaside kullanması kaçınılmaz! Kısır iç tehdit algılamaları yerine küresel oyuncu olmak yolunda giden bir ülkenin, küresel tehditlere karşı yeniden tanımlanan bir ordusu olmalı VE Türkiye SAVUNMA ENDÜSTRİSİ ile destekleyerek gerekli adımları atıyor...
Sonuç 4: YENİ BİR MİLLİ SAVUNMA KONSEPTİ ve büyük-güçlü-diplomaside yarar sağlayacak bir Silahlı Kuvvet ancak ve ancak yeni bir siyasi vizyon ile ortaya çıkarılabilir... LİDER, bunu ortaya koyuyor ve özellikle üretimin yolunu açıyor...
Sonuç 5: İçeride ülkeyi “irticaya sürükleyecek” sanal düşmanlar aramak yerine veya Türkiye’yi ayrıştıracak şüphesiyle kendi vatandaşlarını izlemek yerine, dünya arenasında Amerika-Avrupa Birliği-İsrail-Rusya-Çin ile güce dayanan diplomasi yürütmemizi sağlayacak bir TSK konsepti oluşmalı-OLUŞUYOR! Ve EN ÖNEMLİSİ bu yapı üretimin de desteğiyle yapı ortaya çıkıyor. Yerli savunma endüstrisi gelişiyor, modernizasyon katsayısı artıyor, kendi topraklarından binlerce km ileride operasyon yapacak tanker uçaklar ve uçak gemileri projeleri hayata geçiyor. Kısacası TSK bir dünya gücü haline geliyor...
Sonuç 6: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘ileriyi gören’ her mensubu, yeni Türkiye kavramına uygun yeni bir TSK ortaya çıktığının farkında. Aslına bakarsanız bu alanda da ‘direnenler’ ve ‘yolu açmak isteyenler’ arasında büyük bir çatışma var ve Türkiye ne olursa olsun BU HEDEFE MUTLAKA YÜRÜYECEK...
Son söz: Güçlü diplomasi “güçlü silahlı kuvvet” ile yürütülebilir... YENİ TÜRKİYE de YENİ BİR MİLLİ SAVUNMA KONSEPTİ tanımlıyor ve ÜRETİM ile ilgili GEREĞİNİ yapıyor... BAKMASINI BİLENLER çok önemli detayları görebilirler...