ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ulusal Meclis Başkanı Juan Guadio’yu “geçici devlet başkanı” olarak tanıdığını açıklamasıyla gündeme gelen Venezuela, ve Devlet Başkanı Nicolás Maduro hakkında Türkiye'den "Hepimiz Maduro'yuz" söylemi, bir kesim tarafından dillendirildi. Bu söylemi değerlendiren Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, "Venezuela’daki hiçbir yanlış uygulamayı, antidemokratik yöntemleri ve yozlaşmayı onaylayamayız. Ancak 'Hepimiz Maduro’yuz' demek bunları onaylamak anlamına gelir" ifadesini kullandı.
Öztürk'ün "Karşıtlık üzerinden tutum belirlemek: İran ve Venezuela örneği" başlığıyla (29 Ocak 2019) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
...İran’ın yaşadığı krize karşın, Venezüella krizinde nedense kafamızın daha karışık olduğunu gördük. Sanırım en çok kafamızı karıştıran da, “Hepimiz Maduro’yuz” sloganı olsa gerek.
En baştaki ilkemizi hatırlayalım: ABD’nin bağımsız bir devlete karşı yaptığı anti demokratik her türlü müdahaleye ve baskıya karşıyız. Hele hele rejim değiştirmeye kalkışmasına külliyen karşıyız. Burada atış serbest.
Ancak ABD karşıtlığı nedeniyle Venezuela devleti ve Maduro ile kurduğumuz ilişki ve yakınlıkta sorunumuz var.
Venezuela’da çok ciddi bir ekonomik sorun var. Halk perişan. Tıpkı İran’daki gibi, özgürlükler, insan hakları, adalet ve yozlaşma konusunda kimse Venezuela’nın karnesinin iyi olduğunu düşünmüyordur sanırım. Maduro’nun tarzı, uygulamaları ve politikaları da tartışmaya açık.
Peki neden bu kadar Venezuela ve liderini içselleştirmek zorunda hissediyoruz kendimizi? Amerikan karşıtlığı bizi buraya itmeli mi? Bence hayır.
Tıpkı İran konusunda olduğu gibi, iç işlerine karışmadan, içselleştirmeden ve mesafemizi koruyarak, ABD’nin yaptığı şeyin büyük bir yanlış olduğunu yüksek sesle söylesek daha doğru olmaz mı? ABD’nin bu ülkede yapmaya çalıştığı darbenin, bize yapmak istediği darbe ile mekanik açıdan aynı olması başka bir konu, bizim ülke olarak kendimizi Venezuela ile eşitlemesi, özdeşleştirmesi, içselleştirilmesi başka bir konudur. İkincisi yanlıştır.
Venezuela’daki hiçbir yanlış uygulamayı, antidemokratik yöntemleri ve yozlaşmayı onaylayamayız. Ancak “Hepimiz Maduro’yuz” demek bunları onaylamak anlamına gelir.
Zor bir konu. 15 Temmuz gecesi bize destek vermiş bir lidere karşı yaklaşımımız duygusal olabilir. Lakin bunu ilke-duygu dengesinde ayarlamak zorundayız.