Gündem

Yeni Akit yazarından Abdullah Gül'e: Siyasete dönmeniz hainlerden başka kimsenin işine yaramaz

'Nefis, heva ve heveslerinin' kurbanı olmuş 'dost maskeli' kişiler, sizi siyasete sokmak istiyorlar'

12 Mart 2015 16:27

Yeni Akit yazarı Hüseyin Öztürk, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "AKP’ye dönüp dönmeyeceği, dönerse başbakan mı olacağı" yolundaki iddialara ilişkin olarak, "Sizin bu saatten ve bu mevkilerden sonra siyasete dönmeniz, içimizdeki ve dışımızdaki hainlerden başka kimsenin işine yaramayacaktır" yorumunda bulundu.

“Aklı ve kalbiyle değil'; 'nefis, heva ve heveslerinin' kurbanı olmuş 'dost maskeli' kişiler, sizi siyasete sokmak istiyorlar" diyen Öztürk, “Aklıselim sahibi' hiçbir tanıdığınız, dostunuz, akrabanız, arkadaşınız, sizin siyasete dönmenize razı olamaz" ifadesini kullandı.

Hüseyin Öztürk'ün Yeni Akit gazetesinde "Ey Abdullah Gül Ağabey" başlığıyla yayımlanan (12 Mart 2015) yazısı şöyle:

Kitabımız Kur’an, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) e olan imanımız ve inancımız gereği, “müminler kardeştir” düsturunu, şimdiye kadar koruyan inançlı kadroların içinde oldunuz.

Bundan dolayı sevildiniz sayıldınız. Allah’ın nasibiyle bu sevgi ve saygı, sizi devletin en üst kademesine taşıdı ve oradan da yüzünüzün akıyla sürenizi tamamladınız.

Çankaya yokuşu elbet zor yokuşlardan birisidir, çıkarken büyük engellerle karşılaştınız ama şimdiki Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın;“Kardeşim Abdullah” diye sarılıp sizi oraya yolcu etmesinin önünde hiçbir güç duramadı.

Oraya çıkmanın zorluğu dışında kalmak da meseleydi. Bu zoru da başardınız ve Türkiye 80 yıllık tarihinde ilk defa “Cumhurbaşkanı ve hükümeti uyum içinde” gördü.

80 yıl boyunca Çankaya ile hükümet arasında bir türlü mutabakata şahitlik etmeyen milletimiz, bu birlikten son derece mutlu oldu ve kendisine güven geldi.

Buraya kadar her şey güzeldi. Nöbet değişimi de öyle veya böyle güzel geçti.

Halef selef “kardeşlik hukuku” içerisinde kalarak yakın çevrenizde dönen oyunlara aldırış etmeden, görevi devrettiniz.

Şimdi ise tekrar siyasete döneceğinize dair haberler yayılıp durmakta.

Sizin bu saatten ve bu mevkilerden sonra siyasete dönmeniz, içimizdeki ve dışımızdaki hainlerden başka kimsenin işine yaramayacaktır.

“Aklıselim sahibi” hiçbir tanıdığınız, dostunuz, akrabanız, arkadaşınız, sizin siyasete dönmenize razı olamaz.

Size “siyasete girmelisiniz” diyenlerin her birinin kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmediklerinden emin olabilirsiniz. Biliyorum çok iddialı bir ifade ama inanın böyle.

“Aklı ve kalbiyle değil”; “nefis, heva ve heveslerinin” kurbanı olmuş “dost maskeli” kişiler, sizi siyasete sokmak istiyorlar.

Mesela sizin siyasete dönmenize razı olmayacak iki güzide insan olduğunu sanıyorum. Birisi mübarek babanız diğeri muhterem validenizdir.

Babanızın size söyleyeceği şudur:

“Ey oğul! Allah sana gençliğinden beri çok güzel nasipler verdi. İstanbul’da karşına iyi insanlar çıkardı, güzel dostların oldu.

İyilikler yaptın iyilikler buldun. Gençlik yıllarında ülkene hizmet etmek için verdiğin mücadelenin neticesi siyasetle geldi.

Parti genel başkanlığı, milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptın.

Ey oğul! Dünyevi olarak gelinebilecek en büyük makama geldin. Vatanını, bayrağını, milletini, dinini seven insanlar senden memnun, sen de onlardan memnun kaldın.

Cumhurbaşkanlığını her türlü oyunlara rağmen yüzünün akıyla tamamlayarak, siyasi sahada millete ve devlete hizmetini tamamladın.

Eh artık bundan sonrasını istemene ne Hakk razı olur ne de kul. Bir köyde iki muhtar olmaz oğul!

Eğer siyasete girersen “10. Cumhurbaşkanı sıfatın” sebebiyle kimse sana başka bir gözle bakmaz ve sürekli insanlara ayak bağı olursun.

Milletvekili olmadan da insanımıza ve ülkemize hizmet edebilirsin”.