Cumhuriyet yazarı Ahmet Tan, son basılan hatıra paralarında 1 liraların üstünde Atatürk kabartması yerine 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili kabartmanın yer almasına ilişkin olarak "Piyasaya geçen yıl sürülen yeni 1 TL’lerden bu kez, Atatürk kabartması tümden kaldırıldı. Bu, Atatürk’e karşı bir tür alıştırma darbesi idi. Ana muhalefetin tepkisi mi? Bir vekilinin odasındaki Atatürk resminin indi-bindisi kadar ilgisi olmadı" diye yazdı.
Ahmet Tan'ın Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (5 Mart 2017) nüshasında yayımlanan 'Bu ilk kazık, ilk kıyak değil!' başlıklı yazısı şöyle:
Devlet Bahçeli’nin bu attığı ilk kazık değil Erdoğan’a yaptığı ise ilk kıyak değil. İlk kazığı rahmetli Bülent Ecevit’e atmıştı.
Seçimlere 1.5 yıl kala "erken seçim!" diye tutturmuştu. Koalisyon hükümetini yıkarak ülkeyi seçime götürdü. Meclis’teki tüm partileri baraj altında bırakarak saf dışı olmasını sağlamıştı.
Böylece henüz 10 ay önce kurulmuş olan Adalet ve Kalkınma Partisi ile Recep Tayyip Erdoğan’ı tek başına iktidara getirmişti.
Başbakan Bülent Ecevit başına gelecekleri bilmiş gibi, büyük bir uzak görüşlülük ile, 2002 yılı başında Medeni Kanun’da bir değişiklik yaptı.
Erdoğan, yasalarımıza göre tek başına “Ailenin Reisi” bile değil. Aileyi ancak eşi ile birlikte temsil edebiliyor. Bülent Ecevit de, Hoca’sına bile merhamet etmeyen Erdoğan’ı iyi tanıyordu.
Erdoğan gerçi gömleği çıkardık falan diyordu. Ama Ecevit, yine de tebdirli olmak istedi.
“Ülkeyi kaptırabiliriz. Bari aileyi kurtaralım!” diyerek 1000 yıllık geleneğimizi ve 80 yıllık yasayı değiştirdi: Erkeği tek başına aile reisi olmaktan çıkardı.
Geçen pazar da dedik. Yasalarımıza göre, tek başına ailesini bile temsil edemeyen Erdoğan şimdi tek başına devletin reisi olmak istiyor.
Olacak şey mi? Bunu “evine et götüremeyen” kitleyi evet’e ne kadar ikna edeceği belirleyecek!
***
Yenileri eklenmedi ise Külliye’nin 1.056 odası var. Buralarda kaç danışmanın mesai yaptığını Allah bilir. Kendisi bilemez. Şu sıralarda kafası daha başka bir hesapla çok meşgul...
Açtığı yeni köprülerden geçmeyen araçlar nedeniyle ödenen milyonlarca doların hesabı yüzünden uyku uyuyamıyordur. İnşallah.
En keskin öneriler, en damardan nutuk metinleri, en çılgın projeler, en egzotik gezi programları bu odalardaki danışmanlardan çıkacak.
Elbette en gönül çelici lafları üretenler de bakan olacak. Tıpkı, bir zamanların başdanışmanı "Sıfır soruncu - Stratejik derinlikçi" Davutoğlu gibi.
Ve "Eve et götüremediği halde, yine de evet" diyecekler sayesinden artık hiçbirisinin Meclis ile bağı- bağlantısı olmayacak. Hepsi doğrudan Külliye’nin 7/24 istimal ve istihdamına hazır/nazırlar olacak. (Nazır malum, zaten bakan demek!)
Böylece de daha önce gıcık kapılan-kulak tırmalayan "Benim Maliye Bakanım", “Benim Dışişleri Bakanım” lafı da yerli yerine oturacak.
***
“Tek adamlığı onlardan öğrendik!” derken, referandum sonrası açacağı pandora kutusunun ipucunu veriyor... İlk sinyali Fethullah’ın pası ile 2012’de sessiz sedasız vermişti. “Türkçe Olimpiyatları” bahanesi ile 1 TL’nin üzerindeki Atatürk’ü kaldırdı. FETÖ etkinliğinin simgesini koydu. Bu yazı aynı zamanda naçizane bir suç duyurusudur.
Sayın savcılarımız, lütfedip unvanlarının mütemmim cüzü olan Cumhuriyet’i de hatırlayarak, 1 TL’den Ata’nın resmini kaldırma ve FETÖ’cü olimpiyat simgesi koyma kararı verenleri bir zahmet FETÖ iddianamesine dahil etmelidirler!
“Atatürk 1 TL’den silindi”yi Cumhuriyet dışında doğru dürüst haber yapan olmadı (12 Haziran 2012).
Belli ki bu durum Külliyeci danışmanların iştahını kabarttı: Piyasaya geçen yıl sürülen yeni 1 TL’lerden bu kez, Atatürk kabartması tümden kaldırıldı.
Bu, Atatürk’e karşı bir tür alıştırma darbesi idi.
Ana muhalefetin tepkisi mi?
Bir vekilinin odasındaki Atatürk resminin indi-bindisi kadar ilgisi olmadı. (En azından halka ve gençlere “Ata resmi olmayan 1 TL kabul etmeyin!” diye bir çağrı yapılabilir, bir sivil direniş örgütlenebilirdi.)
Danışmanlar bu kez Reis’in kulağına daha fazla fısıldamaya başladılar: “Tek adam döneminde banknotlardaki Atatürk resimlerini de İnönü kaldırmıştı. Üstelik kendi resimlerini koymuştu! Sizin başınız kel mi?”
***
Atatürk meselesi, “Evet” kazanırsa zaten bitiyor.
Ama bu edilgen muhalif tavır aşılamazsa, “Hayır” da kazansa, dünya âlem biliyor ki, “İmam bildiğini okuyacak!” Çok sağlam bir koz yakaladığına inanıyor. “Biz tek adamlığı onlardan öğrendik!”
Aslında buna sevinmek gerek.
Çünkü bu bir geri adım. “Asrın Liderliğinden - Ümmetin Önderliğinden” tornistan demek.
***
Dünyaya ve cümle Muhammed ümmetine geçmiş olsun.