Gündem

Yargıtay'dan "yangın büyüyor" uyarısı

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker "Yargıda ateş bacayı sardı, yangın büyüyor" açıklamasına Adalet Bakanı Sadullah Ergin'den cevap geldi.

12 Ocak 2010 02:00

T24 - Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker bir kez daha "Yargıda ateş bacayı sardı, yangın büyüyor" dedi. Gerçeker, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na Meclis'ten üye seçilmesinin yanlış olduğunu vurguladı, Yargıtay'ın boş üyeliklerine hala atama yapılamamasını gündeme getirdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise "Biz 2002'den bu yana o ateşi söndürmek için çok çalışma yaptık" cevabını verdi.


Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Her biri 30-40 yıllık mesleki tecrübeye sahip olan, uygulamanın içinden gelen, yıllarca adalet dağıtan Türk yargıçlarına güvenilmelidir. Kurumlar arasındaki güven sorunu, güvensizlik ortamı mutlaka aşılmalıdır" dedi.


Ankara Barosu'nca Bilkent Otel'de düzenlenen "Uluslararası Hukuk Kurultayı" başladı. Kurultayın açılışına Yargıtay Başkanı Gerçeker, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, bazı baro başkanları ile çok sayıda hukukçu katıldı.


Kurultay'ın açılışında konuşan Gerçeker, kürsüye anons edildiğinde salondakiler tarafından uzun süre alkışlandı.


Kurultay'da çok önemli konularda çok önemli değerlendirmeler yapılacağına inandığını belirten Gerçeker, kurultayın Türk hukukuna büyük katkı sağlayacağını söyledi.


Yargı reformu konusunda konuşmak istediğini belirten Gerçeker, Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda, gösterdiği ilkeler doğrultusunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma ilkesini benimsediğini ifade etti.


Bu ilkenin gereği olarak da çağdaş hukuk sisteminin kabul edildiğini söyleyen Gerçeker, çağdaş hukuk sisteminin en önemli özelliğinin ve temel taşının kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkesi olduğunu vurguladı.


Gerçeker, bu nedenle, Anayasa'nın bu üç ana erke tanıdığı yetki, sorumluluk ve haklara herkesin, her kurumun saygı göstermesinin bir zorunluluk olduğunu ancak bu durumda hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilebileceğini dile getirdi.


Yargı reformu konusunda hazırladıkları raporlar hakkında da bilgi veren Gerçeker, buna göre öncelikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) tam bağımsız bir yapıya kavuşturulması, yürütmenin etkisinden uzaklaştırılması gerektiğini söyledi.


HSYK'ya yargı dışı kurumlardan hakim, savcı sıfatını taşımayan kişilerin üye olarak alınmasının da yargı bağımsızlığına uygun düşmediğini düşündüklerini aktaran Gerçeker, "Böyle bir oluşumun kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkelerine dolayısıyla Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyoruz" dedi.


"Yargı sistemi tıkanmış durumda"


Temel hak ve özgürlüklerin en büyük güvencesinin tam bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi olduğunu vurgulayan Gerçeker, "Gerçek bir hukuk devleti olmasını istiyorsak biçimsel demokrasi anlayışını değil temel hak ve özgürlüklerin gerçek güvencesi olan anayasal demokrasi düşüncesini benimsemeli ve bütün kural ve kurumlarıyla hayata geçirmenin çabasını göstermeliyiz" diye konuştu.


Yargıtay Başkanı Gerçeker, bu konuda tüm yargı kurumlarına büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü ifade ederek, "Ne yazık ki bugün yargı sistemi tıkanmış durumdadır. Buradaki sorumlu olarak öncelikle Anayasa'nın yargı bağımsızlığını zedeleyen maddelerini söyleyebiliriz. Bunların mutlaka ayıklanması gereklidir ama madem ki sistem böyle, bu sorunları çözmekle yetkili idarenin gerekli olanakları sağlayarak yasamayı bu yönde gerekli değişiklikleri yapmaya yönlendirmesi gerekir. Üç başlı bir yargı sistemi; Adalet Bakanlığı, yüksek mahkemeler ve HSYK, yetki ve görev karmaşası yaratmaktadır. Yürütmenin hakimler ve savcılar üzerindeki idari vesayetinin mutlaka kaldırılması gerekmektedir" dedi.


Yürütme ve yargının HSYK'nın yapısının nasıl olacağı bakımından birleşmiş bir görünüm sergilediğini söyleyen Gerçeker, "Özellikle yasaya, hukuka uygun olmayan dinlemeler, iletişimin tespiti, takibi gibi işlemler konusundaki yanlışlıklar toplum vicdanında derin yaralar açmaktadır" dedi.


Yargının iş yükü, alt yapı sorunları bulunduğunu, hakim, savcı ve personel sayısının yetersiz olduğunu anlatan Gerçeker, eşit olanaklara sahip olması gerekirken, bu koşullar açısından yargının, yürütme ve yasamadan çok geride kaldığını kaydetti.


Adalete güvenin sağlanması açısından tarafsızlığın, olmazsa olmaz bir koşul olduğuna işaret eden Gerçeker, tarafsızlığın sağlanması için de yargının tam bağımsız olması gerektiğini ifade etti.


HSYK'ya TBMM'den veya yargı dışındaki diğer kurumlardan üye seçimi yapılmasının,
bağımsızlığının zedelenmesine neden olacağını söyleyen Gerçeker, "Her biri 30-40 yıllık mesleki tecrübeye sahip olan, uygulamanın içinden gelen, yıllarca adalet dağıtan Türk yargıçlarına güvenilmelidir. Kurumlar arasındaki güven sorunu, güvensizlik ortamı mutlaka aşılmalıdır" diye konuştu.



"Yangın büyüyor"


Yargıtay'ın dosya sayısının şu an itibariyle 1 milyon 700 bin civarında olduğunu dile getiren Gerçeker, Yargıtay'daki 34 üye eksiğinin halen devam ettiğini belirtti.


Gerçeker, "250 üyeden 34'ü eksik durumda. Yasal zorunluluk olmasına rağmen üye seçimi hala yapılmış değildir. Bir çok daire asgari üye sayısı olan beş üyeden aşağıya düşmüş, çalışamaz hale gelmiştir. Bu durumda, HSYK'nın, Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştirsek ne olacak, değiştirmesek ne olacak? Üzülerek söylüyorum, yargıda yangın büyüyor, ateş bacayı sardı. Bunları söylerken üzülüyorum ama bunlar acı gerçekler" dedi.


Ergin: "Söndürmek için çok çalışma yaptık"


Açılış konuşmalarının ardından Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e, Yargıtay Başkanı Gerçeker'in, "Yargıda yangın büyüyor, ateş bacayı sardı" sözleri konusundaki değerlendirmesi soruldu.


Ergin, "Yarın bunu değerlendiririz. Biz 2002'den bu yana o ateşi söndürmek için çok çalışmak yaptık" yanıtını verdi.


Ergin, açılışta yaptığı konuşmada, uygar dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak amacıyla Türkiye'deki hukuk sisteminin son yıllarda hızlı bir gelişim gösterdiğini, bu kapsamda insan haklarına dayalı eksiksiz demokrasinin hayata geçirilmesini amaçladıklarını söyledi.


Türkiye'de adalet ve hukuk alanında son yıllarda önemli değişikliklere imza atıldığını, bir çok kanunun değiştiğini veya yenilendiğini anlatan Ergin, hazırladıkları Yargı Reformu Stratejisi Taslağı hakkında da bilgi verdi.


Ergin, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulunun erkler ayrılığı ilkesi olduğunu belirterek, egemenliğin kaynağı olan milletin aynı zamanda bütün kuvvetlerin kaynağını oluşturduğunu söyledi.


Ergin, "Günümüz demokrasi anlayışında kuvvetler ayrılığı ilkesi kuvvetlerin birbirinden mutlak şekilde ayrı kalmaları anlamına gelmemekte. Aksine kuvvetler arasında işbirliği ve dengeyi öngören bir anlayış benimsenmektedir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam olarak benimsenmediği ve hukuk devleti ilkesinin yerleşmediği sistemlerde totaliter, oligarşik yönetimler görülebilir" diye konuştu.


Hukukun üstünlüğüne dayalı sistemlerde ise herhangi bir kişi veya kuruma ayrıcalık tanınamayacağını ifade eden Ergin, "Unutulmamalıdır ki hukukun üstünlüğü hukukçunun üstünlüğü anlamına gelmemektedir" dedi.


Kamuoyunun yargıya güveninin hukuk devleti ilkesinin en önemli unsuru olduğunu dile getiren Ergin, "Bu güveni sağlamak için sadece kanunu uygulamak yetmez aynı zamanda adaletli görünmekte gerekir. Adaletli görünmenin en önemli şartı ise yargısal görevin yerine getirilmesinde tarafsız kalabilmektir. Tarafsızlık sadece karar için değil, aynı zamanda kararın oluşturulduğu yargısal süreç açısından da gereklidir. Yargının tarafsızlığının en önemli araçlarından biri de yargı bağımsızlığı ilkesidir" ifadesini kullandı.


Ergin, "Yargı bağımsızlığı hukuk devletinin ön koşulu ve adil yargılamanın temel garantisidir. Yargı bağımsızlığı bir kast ayrıcalığı olmayıp yürütülen hizmetin niteliğinden kaynaklanmaktadır. Buradaki temel amaç yargıcın karar verirken tarafsızlığını ve özgürlüğünü sağlamaktır. Yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanabilmesi, devlet kurumlarından ve her türlü baskı gruplarından gelebilecek dış müdahaleler ile yargının kendi içinden gelebilecek iç müdahalelerin bulunmamasına bağlıdır" dedi.