T24 - Bir mektup gönderilmesi söz konusu CHP Genel Merkezinden Londra’ya İngiliz İşçi Partisi Genel Merkezine. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu imzasıyla İşçi Partisi başkanlığına seçilen Ed Miliband’ı kutlamak üzere.
İngiliz İşçi Partisi ne de olsa, ideolojik olarak kardeş parti.
İşçi Partisinin kongresini CHP’den bir Parti Meclisi üyesi izliyor. Aynı üye daha sonra Almanya’ya geçiyor, bu kez Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) kongresini izliyor.
Ekim sonunda SPD’den bir heyet Ankara’ya geliyor, CHP’yi ziyaret için.
Daha sonra Avrupa Sosyalist Partisi ile Avrupa Sendikalar Birliği yine Türkiye’de, yine CHP ile birlikte.
Kasım başında Kılıçdaroğlu’nun İtalya’ya ziyareti söz konusu. Program üzerinde çalışılıyor.
15-16 Kasım’da ise, CHP Genel Başkanı’nın Paris’te Sosyalist Enternasyonal toplantısına katılması öngörülüyor.
Kılıçdaroğlu’nun Brüksel ve Berlin ziyaretlerinden sonra, dış ilişkilere yönelen yoğun bir programı var. CHP’de son yıllarda olmadığı ölçüde.
Bu aşkın nedeni
CHP’de aniden fışkıran bu aşkın kaynağı ne? Sorumun yanıtını CHP’de dış ilişkileri yürüten Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç veriyor:
“Dış temaslarda AKP adeta tek kale maç oynuyor, birilerine sözler veriyor, birileriyle anlaşmalar imzalıyor, birileriyle tokalaşıyor, birilerine sırtını dönüyor, dışarıda olup biteni Türkiye sadece AKP’nin ağzından öğreniyor, o da AKP’nin istediği kadarını. Biz bu tek kale maçı engelleyeceğiz.”
CHP bugüne kadar dış politikada, konusuna göre, sadece tepki vermekle yetiniyor. Şimdi ise, tek kale maçı engellemek için, kendi dış ilişkilerini geliştirmeyi amaçlıyor.
Washington kalesi
Maç bir de Washington’da oynanıyor. Asıl o kalede yenilen ve atılan goller bizim kaderimizi belirliyor. PKK’dan enerjiye, ekonomiden çeşitli ülkelerle yürütülen siyasete kadar.
CHP Washington’da, Brüksel’de olduğu gibi, irtibat bürosu açıyor.
Haluk Koç’a soruyorum, şu anda Kılıçdaroğlu’nun Amerika ile ilgili henüz bir programı yok. Henüz bir hazırlığı yok.
Oysa, Kılıçdaroğlu Amerika’ya da gitmeli.
CHP madem tek kale maçı engellemek istiyor, o zaman bir de Washington’da sahaya çıkmalı.
O kadar klasik ki, oraya gelen liderler için Washington’da USİS bir toplantı düzenliyor. Lider bir konuşma yapıyor, konuşmayı Washington’un etkin kurum ve kişileri izliyor. USİS sonrasında lider başka düşünce kuruluşlarını ziyaret ediyor, orada sorulara muhatap oluyor. Toplamında Washington lider hakkında bir fikre sahip oluyor.
Bu klasik bir resmi geçit. Faydası ilerde görülüyor. Şekil 1 a’da görüldüğü gibi.
(Yalçın Doğan - Hürriyet - 29 Eylül 2010)