Gündem

Yakalama kararın kaldırlmasının etkileri nasıl olacak?

Dün akşama damagasını vuran iki önemli olay vardı.

07 Ağustos 2010 03:00
T24 - Dün akşama damagasını vuran iki önemli olay vardı.  Başbakan Erdoğan'nın, İlker Başbuğ'un kendisi ile görüşmek istediğini söylemesi ve 101 muvazzaf ve emekli askerin yakalanma emrine karşı itirazının kabul edilmesiydi. 

Yüksek Askeri Şura sürecinde yaşanan bu iki önemli olayın hükümet ve asker arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için olumlu bir hava estirdiği Ankara kulislerinde konuşulmaya başladı. Bugünkü köşesinde bu konuya değinen Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila'nın (7 Ağustos 2010) yazısı:


Bu karar çözüm yolu açabilir

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ açısından temel sorunun 28’i general 120 civarında değişik rütbedeki subayın ve emeklinin yakalanması kararı ile tutuklanma olasılığı yüksek şekilde ifadeye çağrılmaları olduğunu dün yansıtmıştım.

Genelkurmay Başkanı Başbuğ ve diğer komutanların, yakalama kararlarına yapılan itirazın nasıl sonuçlanacağını önemsediklerini ve takındıkları tutumda bunun etkili olduğunu da yansıtmaya çalışmıştım. 


Ortamı yumuşatabilir

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi dün akşam saatlerinde yakalama kararlarına yapılan itirazları kabul etti. Org. Başbuğ’un çok önemsediği bu kararın, Genelkurmay’ı görece rahatlattığı söylenebilir.

Yakalama kararının kaldırılması, hükümetle, Genelkurmay arasında yaşanan Kara Kuvvetleri’ne atama sorununu yumuşatabilir. Bir çözüm yolu açabilir. En azından gittikçe derinleşen, ağır bir devlet krizine dönüşmesini önleyebilir.


Gül: “Bu işi çözün”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sorunun çözülmesi için devrede. Gül’ün, Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner’e “Bu işi çözün, Genelkurmay Başkanı’nın bir isim önermesi için çaba gösterin” talimatı verdiğini biliyoruz.

Gül’ün bu çabasının altında, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na aynı anda atama yaparak, sorunun uzamasını önlemek düşüncesinin yattığı da biliniyor.


Atila Işık’ı ikna edin

Köşk’ün bu girişimi ile birlikte hükümet cephesine baktığımızda ise ortaya çıkan tablo şöyle özetlenebilir...

Hükümet cephesinin ilk tercihi, emekliliğini isteyen Orgeneral Atila Işık’ın bu kararından vazgeçmesinin sağlanması ve Kara Kuvvetleri için isminin bildirilmesi...

Bu sağlanabilirse, Jandarma Genel Komutanlığı’na atanan ve Koşaner’den sonra Genelkurmay Başkanı olması beklenen Orgeneral Necdet Özel’in yolu kesilmemiş olacak. Hükümet cephesi başka bir problem yüzünden Özel’in yolunun kesilmesinin haksızlık olacağını düşünüyor. Bu itibarla Kara Kuvvetleri’ne Atila Işık’ın atanmasını, bu mümkün olmazsa bu görevde bir yıl kalacak başka bir orgeneralin teklif edilmesini istiyor.

Başbakan Erdoğan’ın, Orgeneral Atila Işık’ın emeklilik dilekçesinin hemen işleme konmayabileceğini belirtmesinin nedeni bu...


Zincirleme atama

Başbakan Erdoğan’ın verdiği mesajlar arasında Genelkurmay Başkanlığı’na kimin atanacağı konusunda henüz bir mutabakat olmadığını açıklaması da önem taşıyor. Bunun anlamı Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner’in atanmasının Kara Kuvvetleri Komutanlığı sorununa bağlı olduğuydu.

Başbakan, Org. Başbuğ ve Org. Koşaner’e “Kara Kuvvetleri Komutanlığı için yeni teklif yapmazsanız, Koşaner de Genelkurmay Başkanlığı’na atanmaz, birlikte emekli olursunuz” mesajı veriyordu.


Sabah kötümser hava

Sabah saatlerinde kulislere yansıyan bilgi Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un yeni teklif yapması -mümkünse Atila Işık’ın ikna edilmesi- yoluyla sorunu çözmek istedikleri yolundaydı.

Bu iyi senaryoya karşılık bir de kötü senaryodan söz ediliyordu. Eğer Başbuğ ve Koşaner çözüm geliştirmezlerse; bu durumda bir Bakanlar kurulu Kararı ile Org. Başbuğ’un ve Org. Hasan Iğsız’ın emekliye sevkedilmesiydi. Bu halde Koşaner kabul ederse Genelkurmay Başkanlığı’na atanması ve ondan Kara Kuvvetleri Komutanlığı için yeni teklif alınması; kabul etmezse O’nun da 30 Ağustos’ta emekliye ayrılmasıydı.


Akşam iyimser hava

Bu kötü senaryo, Başbakan Erdoğan’ın, Org. Başbuğ’la talebi üzerine görüşeceğini açıklamasından sonra dağılmaya yüz tuttu. Kötümser hava, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin askerleri rahatlatan kararıyla Erdoğan-Başbuğ zirvesi öncesindeki saatlerde daha iyimser bir bekleyişe dönüştü.

Şehir baskıları için bu satırları kaleme aldığımda saatler 24.00’ü gösteriyordu ve Erdoğan-Başbuğ görüşmesi henüz bitmişti. 

Saat saat YAŞ trafiği
13.05: Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Başbakanlık’ta Erdoğan’la görüştü.
14.00: Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Genelkurmay Karargâhı’na gelerek Org. Başbuğ’la görüştü.
14.05: Karargah’a Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ile Jandarma Genel Komutanı Atila Işık da geldi. 
14.30: Gönül, Başbakanlık’tan ayrıldı.
14.40: Gönül, Karargâh’a gelerek komutanların toplantısına katıldı.
15.35: Aksay, karargâhtan ayrıldı.
16.00: Koşaner, karargâhtan ayrıldı.
16.10: Erdoğan, Eskişehir’e giderken akşam Başbuğ ile görüşeceğini açıkladı.
21.05: Erdoğan, Yüksek Hızlı Tren ile Ankara’ya geldi. Erdoğan’ı Gar’da Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala karşıladı.
21.05: Gönül, Başbakanlık’la geldi.
21.15: Erdoğan, Ala’yla Başbakanlık’la geçerek, Gönül’le bir araya geldi.
21.30: Gönül, Başbakanlık’tan ayrıldı.
22.55: Org. Başbuğ, Başbakanlık’ta Erdoğan ile bir araya geldi.
23.57: Erdoğan-Başbuğ görüşmesi sona erdi.
00.00: Başbuğ, özel konutuna gitti.