Yabancı yatırımcıların Türkiye'de büyük bölümü Borsa ve DİBS'te tuttukları ve "sıcak para" niteliğindeki portföylerinin büyüklüğü, küresel mali krizin adeta kasırgaya dönüştü, dünya ekonomisine ilişkin belirsizliklerin arttığı son bir ayda 16 milyar dolardan fazla eriyerek 3 Ekim itibariyle 73.6 milyar dolara kadar geriledi. Yabancıların Türkiye portföyünde yılbaşına göre erime 33.6 milyar dolara ulaştı. Söz konusu portföy 2007 sonunda 107.1 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu.
Olumsuz küresel konjonktür ve artan iç siyasal istikrarsızlığın ekonomide güveni azaltmasının etkisiyle söz konusu sıcak para hacmi yılbaşından Haziran sonuna kadar olan dönemde 30.9 milyar dolar küçülerek 76.9 milyar dolara inmişti. Türban ve AKP'ye kapatma davaları ile "Ergenekon operasyonu" kapsamında yaşanan şok gelişmelerin yarattığı gerilimle özellikle Haziran'da hızla küçülen söz konusu portföy, Temmuz ve Ağustos aylarında ise yeniden büyüyerek 89.7 milyar dolara çıkmıştı.
En büyük kayıp borsada
Merkez Bankası, İMKB, Merkezi Kayıt Kuruluşu, BDDK verilerinden yapılan belirlemelere göre yabancı yatırımcıların Türkiye'deki portföylerinde Ağustos sonundan 3 Ekim'e kadar olan dönemde yaşanan erimenin büyük bölümü, en fazla yatırım yaptıkları Borsa'dan kaynaklandı. Yabancıların Ağustos sonu itibariyle 52 milyar 947 milyon dolar olan İMKB'deki hisse senedi portföyünün değeri, yüzde 23 oranında 12 milyar dolar küçülerek 3 Ekim itibriyle 40 milyar 937 milyon dolara indi. Bu düşüş hem Borsa'da işlem gören hisselerinin hızla değer yitirmesi, hem de kurlarda yaşanan hızlı artıştan kaynaklandı. İMKB'deki yabancı portföyü, toplam portföye ilişkin derlenen tüm verilerin periodunun çakıştığı 3 Ekim itibariyle 40.9 milyar dolar olurken, Merkezi Kayıt Kuruluşu'nun günlük raporlarından, söz konusu portföyün 15 Ekim itibariyle de 32.9 milyar dolara kadar indiği belirlendi. Buna göre yabancı yatırımcıların İMKB'deki hisse senedi portföyünde 15 Ekim itibariyle yılbaşına göre erime yüzde 53.2 oranında 37.4 milyar dolara ulaştı. Söz konusu portföy 2007 sonu itibariyle 70.3 milyar dolar düzeyine ulaşmıştı.
Yabancıların Borsa'dan sonra en çok yatırım yaptıkları araç olan devlet iç borçlanma senetlerindeki (DİBS) portföyünün değeri de Ağustos sonundan bu yana yüzde 16 oranında 4.9 milyar dolar eriyerek, 3 Ekim itibariyle 25.6 milyar dolara kadar indi. Yabancı yatırımcıların DİBS portföyünde 31.8 milyar dolar olan 2007 sonu düzeyine göre erime 6.1 milyar dolara ulaştı.
Yabancıların Türk bankacılık sistemindeki mevduatlarının tutarı ise son bir ayda 744 milyon dolar artarak 6.9 milyar dolara ulaştı. Söz konusu mevduat hacmi yılbaşına göre de 1.9 milyar dolarlık bir artış gösterdi. 3 Ekim itibariyle yabancıların katılım bankalarında da 135 milyon dolarlık bir hesabı bulunduğu belirlendi.
Türkiye'nin sıcak para serüveni
Önceki beş yılda küresel mali sistemdeki likidite bolluğu ve Türkiye'nin sunduğu cazip getiriye bağlı olarak yabancı yatırımcıların Türkiye'deki portföyü kartopu gibi büyümüştü. Türkiye, 2003-2007 dönemindeki büyümesini, bu sıcak para girişlerine dayandırdı.
2002 sonunda Türkiye'de 3.5 milyar doları hisse senedi, 3.6 milyar doları DİBS ve 1.8 milyar doları da mevduatta olmak üzere toplam 8.9 milyar dolarlık sıcak para hacmi bulunuyordu. 2003 yılında tek parti hükümetinin iş başına gelmesiyle sağlanan siyasi istikrar, hükümetin 2001 krizinin ardından uygulamaya konulan IMF patentli ekonomik programı sürdürme ve küresel piyasalarla entegrasyonu artırma tercihi, Türkiye'ye portföy yatırımları niteliğinde hızlı bir kısa vadeli sermaye girişine yol açtı. Türkiye'deki sıcak para hacmi yıllar itibariyle katlanarak arttı. 2003 sonunda 16.9 milyar, 2004 sonunda 32.8 milyar dolara çıkan sıcak para hacmi, 2005'de 58.2 milyar, 2006'da 65.4 milyar ve 2007 sonu itibariyle 107.1 milyar dolara ulaştı.
İşler tersine dönüyor
Önceki beş yıllık dönemde büyümesini tamamen dış kaynağa bağımlı hale getiren Türkiye, küresel mali sistemde yaşanan ve alınan önlemlere karşın bir türlü aşılamayan kriz nedeniyle yüksek risk altına girmiş bulunuyor. Küresel sistemde likidite bolluğu yerini likidite sıkıntısına bıraktığı için Türkiye'ye büyümesini sürdürebilmesi için yeni dış kaynak girişi olasılığı ortadan kalkarken, portföy yatırımlarına bağlı mevcut sermayenin de kaçma olasılığı, finansal dengeler ve reel ekonomi için bir tehdit oluşturuyor. Bu riskleri gören hükümet, yurt dışında yaşayan Türklerin bulundukları ülke bankalarında duran birikimlerini Türkiye'ye çekmek için yasal düzenlemeye gidiyor. Bu kapsamda Türkiye'ye getirilecek paraların menşeinin sorgulanmayacağı, vergi incelemesine tabi tutulmayacağı yönünde taahhütte bulunulacak.