T24 - WikiLeaks depreminin etkileri hala sürerken gelecekte açıklanacak belgeler de gündemi şimdiden sarstı. Julian Assange'ın ekonomi dünyasını derinden etkileyeceğini söylediği yeni belgelerin ABD'li finans kuruluşu Bank of America hakkında olduğu konuşuluyor. İddialar bankanın hisselerinin % 3.5 oranında düşmesine neden oldu.
WikiLeaks siyasette olduğu kadar, ekonomide de fırtınalar estirmeye aday. Britanya Merkez Bankası (Bank of England) Başkanı Mervyn King’in ABD’nin Londra Büyükelçisi Louise Susman’a anlattıkları, o dönemde muhalefet lideri olan şimdiki Başbakan David Cameron ve Hazine Bakanı George Osborne hakkındaki özel yorumlardı. Merkez Bankası Başkanı King; Cameron ve Osborne’un deneyimsiz olduklarını, konulara derinlemesine değil de dar bir çerçevede, seçimleri gözeterek baktıklarını anlatmıştı. Düşünmek başka, söylemek başka ama ortalığa dökülmesi bambaşka! Şimdi ekonomi yönetiminde birlikte çalışıyorlar. Peki, bunlar açığa çıkınca güven sarsılmış mıdır? Olasılıkla. Ya ekonomik birimlerin bakışı? Ekonomi yönetimindeki bu üçlünün uyumlu çalışacağına ilişkin kanaatin sarsılacağı çok açık. Bunun Türkiye’de olduğunu düşünelim, ne olurdu?
5 GB’lık hard disk tartışması
Topun ağzındaki başka bir WikiLeaks bombası da bir ABD bankası hakkında. ABD diplomatik yazışmaları dışında, WikiLeaks’in elinde olan ve de yılbaşına doğru yayımlanması beklenen belgeler de ekonomi dünyasında deprem yaratmaya aday. İşte WikiLeaks kurucusu Assange, Forbes’a verdiği söyleşide, ABD’deki büyük bir finansal kuruluşa ait gizli belgeyi yılbaşında açıklayacağını anlattı. Bunun, 2001’deki Enron skandalındaki gibi belgeleri içereceğini söyledi.
Assange’ın bahsettiği belgelerin Bank of America olduğu ortaya çıktı. Bankanın adı, 9 Ekim 2009’da Computerworld adlı web sitesinde yayımlanan haberde açıkça yer alıyordu. Söyleyen de Assange’ın kendisi: "Şu anda, örneğin Bank of America’nın (BoFA) bir üst yöneticisinin 5 GB’lık hard diskinin üzerinde oturuyoruz" diyordu! Peki, neyi bekliyordu? Assange’a göre, bunu dev bir bilgisayar dosyası olarak, tek bir belge olarak ortaya bırakırsa etkisi olmayacaktı. İçine bakılarak bir şeyler bulunması, araştırılmasıyla daha etkili olacaktı.
WikiLeaks’in açıkladığı ABD diplomatik belge sayısı henüz 300’ü geçmiyor. Olasılıkla Assange’ın Computerworld sitesine söylediği gibi ‘ayıklama’ sonucu çarpıcı olanları önden sunularak yeniler açıklanacak. WikiLeaks’in herhalde en ateşleyici belgeleri; kriz içindeki Avrupa’daki ekonomik ilişkiler, bankalara ilişkin değerlendirmeler, hangi ülkenin batmanın eşiğinde olduğuna dair değerlendirmeleri içeren belgeleri olacak. Krizi yönetmekte zorluk çeken Avrupa, bu tür belgelerin ortaya dökülmesi halinde daha da sarsıcı bir girdabın içine girebilir.
İşte bu yüzden WikiLeaks, tam bir ‘mini etek sendromunu’ ortaya çıkardı; ortada olandan öte, görünmeyenleri daha çok merak ediliyor!
(Uğur Gürses - Radikal gazetesi)