Gündem

Welt: Almanya'da 2017 sonbaharı çok sert geçecek

Halep’teki durum, Rusya lideri Putin’in Ulusa Sesleniş konuşması ve Almanya’da mülteci sayısının artmasının genel seçime olası yansımaları bugünkü Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorum konuları.

02 Aralık 2016 02:15

BM Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen acil oturumdan Halep için ateşkes kararı çıkmadı. Karar tasarısı üzerinde görüşmeler sürüyor. BM, Halep'in dev bir mezarlığa dönüşebileceği uyarısında bulundu. Rheinpfalz gazetesinde konuya ilişkin şu satırları okuyoruz:

"Halep'in doğusunun Esad birlikleri tarafından geri alınması, New York’ta diplomatların görüşmelerde başaramadığı ateşkesi getirecek. Ama ne pahasına? Halep’te işlenen savaş suçları, BM mahkemelerine gidecek türden. Ama BM kanamakta olan yaraları saramıyor, açlık çeken insanların ihtiyacını gideremiyor. Halep’ten gelen vahşi görüntüler cihatçıların propaganda videolarına alet edilecek. Yarının intihar eylemcilerinin hedefinde hem Halep’teki vahşete meydan verenler hem de tüm dünyada bu vahşete seyirci kalanlar olacak.”

Handelsblatt adlı gazete de Suriye’deki durumu yorum sütununa taşımış:

"Sadece BM değil, ABD de ne yapacağını bilemez durumda. Washington Suriye’de müttefikleri ile birlikte IŞİD mevzilerine karşı isteksiz hava saldırıları düzenliyor, IŞİD’e ve Esad rejimine karşı mücadele veren güçleri de isteksiz destekliyor. Başkan Barack Obama 2013 yılı eylül ayında Suriye rejiminin zehirli gaz kullanmasına bile tepki vermemişti, oysa ki bunun ‘kırmızı çizgisi’ olduğunu söylemişti. Böylece burada bir boşluk oluştuğu ve herkesin bu boşluğu istediği gibi doldurabileceği gibi bir sinyal verilmiş oldu.”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu yılki Ulusa Sesleniş konuşmasında iç politikaya ağırlık verdi. Dış politikaya ilişkin de açıklamalar yapan Putin, hiçbir zaman düşman aramadıkları ve aramayacaklarını söyledi. Braunschweiger Nachrichten gazetesinin Putin’in konuşmasına ilişkin yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

“Başkan Obama’nın bir zamanlar Rusya’yı bölgesel güç olarak nitelemesini Putin’in egosu bir türlü içine sindirememişti. Putin ABD’ye bunun tersini kanıtlamak için kolları sıvadı. Belki Putin Trump'ın her şeyi değiştirebileceğini biliyor. Trump'ın "her şey Amerika'yı büyük kılmak için' sloganı da belki egoistçe bir tavır. Ancak ABD önümüzdeki dönemde kendi iç meselelerine odaklanacak olursa, o durumda Putin'in Batı'ya karşı provokasyonları da boşa çıkmış olacak. O zaman da Rus halkı, ülkenin sorunlarının kendi içinden kaynaklandığını belki daha açık bir şekilde görmeye başlayacak.”

Almanya’da sığınmacı sayısının yeniden artış eğilimine girmesi sonbaharda yapılacak genel seçimi de etkileyecek gibi görünüyor. Die Welt gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"İktidardaki Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi ülkedeki öfkeli kitleleri sakinleştiremeyecek. Zaten insanların sakinleşebilmesi ancak Almanya’nın yılda ne kadar mülteci alma kapasitesi olduğunu ve bunun ne zaman noktalanacağını duymaları ile mümkün olabilecektir. Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisi bu durumu anladı. Onun için de mülteci sayısına bir üst sınır getirilmesinde ısrar ediyor. Kardeş partisi ise aynı kararlılıkla bunu reddediyor. Üst sınır getirilmediği takdirde Hıristiyan Birlik partilerinin bugün sağ popülist Almanya İçin Alternatif partisini (AfD) seçenleri yeniden kazanması mümkün olmayacak. Ve 2017 sonbaharında yapılacak genel seçimin son dönemlerin en sert seçimi olacağı da cabası.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar