Gündem

Üniversitedeki fişleme yargıya taşınıyor

İstanbul Üniversitesi'nde adli tıp uzmanı akademisyenlere yönelik fişleme yargıya taşınıyor.

09 Ekim 2009 03:00

Eski Adli Tıp Enstitüsü Başkanı Sevil Atasoy ve Ergenekon sanığı Ümit Sayın tarafından hazırlanan ve 1. Ordu Komutanlığı'na sunulan fişlemeler konusunda Türk Tabipler Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı yargıda hesap soracaklarını açıkladı.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Sermet Koç ve Türk Tabipler Birliği Başkanı Gençay Gürsoy çok ciddi bir sorunla yüz yüze olduklarını söyledi. Ergenekon klasörlerinde yer alan belgeler, akademisyenlerin, 'Kürt kökenli, PKK sempatizanı, bölücü, eski sol militanı' şeklinde fişlendiğini ortaya koymuştu.

Üniversitedeki büyük fişleme Ergenekon klasöründe ortaya çıktı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından gönderilen 47 sayfalık raporda, "İÜ'de görevli akademisyenler 'Kürt kökenli, PKK sempatizanı, bölücü, ayrılıkçı, eski sol militan' şeklinde fişlendiği belirtiliyor. Skandal sadece fişlemeyle sınırlı kalmamış. Eski İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanı Keramettin Kurt, eski İstanbul Adli Tıp Enstitüsü başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy ve S.C., S.A., M.K.B., K.A., N.S. başta olmak üzere pek çok akademisyen, meslektaşları hakkında askerî istihbarata bilgi vermiş. Atasoy, ayrıca bir rapor hazırlayarak 1. Ordu Komutanlığı'na sunmuş. Zaman gazetesinin haberine göre, uygulamayı kınayan Türk Tabipler Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD), Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı, yargıya gidiyor. İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Prof. Dr. Sermet Koç, İÜ Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy ile aynı kurumdaki öğretim üyesi ve "Ergenekon" davasının sanıklarından Doç. Dr. Ümit Sayın tarafından, bazı akademisyenlerin ve Adli Tıp Uzmanları Derneği gibi sivil toplum örgütlerinin ''ulusal güvenliği tehdit ettiği'' iddiasıyla Birinci Ordu Komutanlığı ile Milli Güvenlik Kurulu, Birinci Ordu Komutanlığı, Genelkurmay, Jandarma, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve kuvvet komutanlıkları istihbarat birimlerine 47 sayfalık rapor sunulduğunu belirtti. Raporun Birinci Ordu Komutanlığı'nca hazırlanan 15 Temmuz 2005 tarihli üst yazısında, "1987 yılından beri Adli Tıp Enstitüsü'nün müdürlüğünü yapan ve 26 Mayıs 2005 tarihinde dolan görev süresi uzatılmayan Prof. Dr. Sevil Atasoy tarafından üniversitedeki kadrolaşma, bu kadrolaşmanın şekli, ideolojik yönü, amacı ve sonuçlarıyla ilgili iddiaları içeren ve bu iddiaları belgelerle destekleyen eklerden oluşan bir rapor alınmıştır.'' denildiğine dikkat çekti. Koç, şöyle devam etti: "Medyada ve toplumda yoğun tepkilere yol açan bu faaliyetler, bilim insanlığı ile hiçbir şekilde bağdaşmadığı gibi ihbar edilen kişi ve kurumların haklarına karşı yapılmış en ağır saldırı, nitelikli bir suçtur. Sevil Atasoy'un kendini aklama adına medyada yaptığı açıklamalar dahi işlenen suçun teyidinden başka anlam taşımamaktadır. Tüm bu hukuk dışı faaliyetler, eski İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile eski Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy'un tekrar görevlerine getirilme amacı ile sınırlı kalmamış, 30'un üzerinde akademisyen, üniversite mensubu ve ATUD başta olmak üzere sivil toplum örgütleri, asılsız, ağır suçlamalarla itham edilmişlerdir. Durum, bu faaliyetleri olağan gibi kabul ederek, dikkate alan ihbarcıları muhatap kabul eden kurum ve kişiler açısından da son derece düşündürücü nitelik arz etmektedir. Yalnızca bu işte rolü bulunan kişi ve kurumlar değil, üniversite, demokrasi, hukuk gibi kavramlar açısından da kaygı vericidir. Bizler üniversitelerimizde ve diğer kurumlarda yürütülen bu ve benzeri komplocu, keyfi, hukuk dışı faaliyetler konusunda tüm toplum ve ilgili kurumları uyarıyor, bilim ve demokrasi adına kaygı verici bulduğumuzu bildiriyoruz. Bu 47 sayfalık raporun hazırlanmasında rolü bulunan kişileri şiddetle kınıyor, konuyu yargıya götüreceğimizi duyuruyoruz.''

Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy da hekimlik etiğine, insan haklarına, akademik etiğe aykırı çok ciddi bir sorunla yüz yüze olduklarını söyledi. Atasoy ve Sayın'ın ne kadar askeri kurum varsa hepsine hizmet sunduğunu belirten Gürsoy, "Diyorlar ki 'Bizim çalıştığımız enstitüde bazı hocalar Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bazı davranışlarda bulunuyor. Bu kişiler, Kürt ve Alevi kökenli, PKK sempatizanı. Biz bunların takibi konusunda gönüllüyüz. Gerekli teknik desteği verin'. Bu iki akademik kişi, birbirleriyle chat yaparken akılalmaz bir istekle ihbarcılığı olağanüstü boyutlara vardırmışlar."