Milliyet yazarı Abbas Güçlü, üniversite yerleştirmelerinin ardından boş kalan üniversite kontenjanlarını ele aldı. “Bırakın kontenjanların dolmasını, bazı yüksekokul ve fakülteleri tercih eden tek öğrenci dahi yok” diyen Güçlü bu durumun en önemli nedeni olarak “üniversite diplomasının artık, neredeyse hiçbir işe yaramaması”nı gösterdi.
Abbas Güçlü’nün Milliyet gazetesinde “Üniversiteler neden dolmuyor?” başlığıyla (27 Ağustos 2017) kaleme aldığı yazısı şöyle:
"Üniversite kontenjanlarının neredeyse üçte biri boş.
Eskiden ceketini satıp çocuğunu üniversiteye gönderen anne babalar, üniversite olsun da neresi olursa olsun diye gençler vardı.
Peki, şimdi ne oldu da, ayaklarına kadar gelen üniversiteye gitmiyorlar.
Boş kontenjanı olmayan üniversite yok! Tıp, hukuk, mühendislik, eğitim fakültesi ne ararsanız var.
En çok da bilgisayar! Hem de bilgisayar çağında!
Mekatronik ve endüstri mühendisliği gibi geleceğin meslekleri olarak nitelendirilen bölümlere olan ilgi dibe vurmuş durumda.
Bırakın kontenjanların dolmasını, bazı yüksekokul ve fakülteleri tercih eden tek öğrenci dahi yok!
Burs veriyoruz diye yeri göğü inleten üniversitelerin, yüzde 75 burslu bölümleri bir yana, tam burslu yani parasız bölümleri bile dolmadı.
ODTÜ, Boğaziçi, Galatasaray, Hacettepe, İTÜ gibi en gözde üniversiteler bile tam sevinemedi.
Peki, bu boş kontenjanlar, neyin göstergesi?
Nerede, kimler hata yaptı?
- Siyasetin popülistliği
- YÖK’ün öngörüsüzlüğü
- Üniversitelerin vurdumduymazlığı
- ÖSYM’nin ve sistemin iflası
- Gençlerin isyanı
Ama en önemlisi de, üniversite diplomasının artık, neredeyse hiçbir işe yaramaması! Her şerde, bir hayır vardır deyip, doğru düzgün bir insan gücü planlaması yaparsak, bu kötü gidişatı durdurabiliriz.
Yok, eğer burnumuzun doğrultusunda gitmeye devam edersek, bugünleri de ararız ki, o da, refah devletini unutmak anlamına gelir!
Bu konuda hepimize çok önemli görevler düşüyor! En çok da Ankara’ya!..
Bu arada, kazanıp da kayıt yaptırmayan 59 bin adayla birlikte, 273 bine çıkan boş kontenjanlara yönelik çözüm arayışına girmesi gereken YÖK’ün, karalar bağlama yerine, sayı, geçen yıla göre azaldı diye sevinç çığlıkları atmasına, gülünür mü, ağlanır mı, siz karar verin!.."