Gündem

Üniversite sınavı da dershane de kalkıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uzun bir aradan sonra çıktığı ilk yurtdışı gezide kendisine eşlik eden gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

25 Mart 2012 07:36

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Üniversite giriş sınavlarını da, üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz. Bu dershaneler ya liseye dönecekler ya da kapanacaklar. Çünkü insanların ellerindeki son imkânları bu alanda kullanmalarını istemiyoruz. Ben bazı büyük dershanelerle konuştum. Kendileri ‘Biz de bu yola girmeyi düşünüyoruz’ dediler"  dedi.

 

Hürriyet'in haberine göre, Başbakan Erdoğan uzun bir aradan sonra çıktığı ilk yurtdışı gezide kendisine eşlik eden gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. “İlk kez açıklıyorum” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

 

“Üniversite giriş sınavlarını da (Yükseköğretime Geçiş Sınavı-YGS), üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz. Bu dershaneler ya liseye dönecekler ya da kapanacaklar. Çünkü insanların ellerindeki son imkânları bu alanda kullanmalarını istemiyoruz. Ben bazı büyük dershanelerle konuştum. Kendileri ‘Biz de bu yola girmeyi düşünüyoruz’ dediler.”

 

Kazakistan’ın başkenti Astana’da yakıt ikmali sırasında gazetecilerle sohbet eden Başbakan, Suriye ile diplomatik ilişkilerin alt düzeye indirileceğini ve büyük-elçinin geri çekilmesinin an meselesi olduğunu anlattı. Erdoğan, bu sabah Seul’de ABD Başkanı Barack Obama ile 1.5 saat sürmesi planlanan ikili bir görüşme yapacak.

 

Tandoğan’daki mitingdir

 

CHP ile ilişkilerde 4+4+4 nedeniyle bir gerginlik yaşanıyor. CHP lideri grup toplantısını Tandoğan Meydanı’nda yapacağını açıkladı. Ne dersiniz?

Ben bürokrasiden gelmedim. Ben zaten o alanlardan geldim. Ama Sayın Kılıçdaroğlu galiba daha alışacak. “Çırak bile olamaz” diyorum ya. Yanlış adlar takıyor. Grup toplantısı Meclis’te yapılır. Tandoğan’daki mitingdir. Varsın mitingini yapsın. 4+4+4 halkımızı memnun edecek. Avrupa’nın çoğunluğunda da 12 yıl zorunlu eğitim var zaten. Sayın Bahçeli de destek veriyor. “İmam hatipleri birlikte açalım” diyor. “Buyursunlar beraber açalım” diyorum. CHP’nin tavrının nedeni, gizli gündemlerindeki 28 Şubat’ın koyduğu iradedir. O bozuluyor.

 

12 yıl zorunlu eğitim konusunda ısrarınız neden? 4+4+4 ile ne amaçlıyorsunuz? 

Öncelikle teknik eğitim Avrupa’da yüzde 65-70. Bizde tam tersi. Bunu düzeltmeliyiz. Sonra aileleri endüstri meslek, ticaret, Anadolu veya imam hatip arasında tercih kullanma noktasında serbest bırakıyoruz. Ama 12 yıl zorunlu eğitime de sevk ediyoruz. Özellikle Güneydoğu’da akıl baliğ olan (ergen) kız çocuklarını aileler okula göndermiyor. Açık lise bunun için. Ev okul sisteminin önü açılacak. Bir de organize sanayi bölgelerinin meslek okulları açmasına fırsat sağlıyoruz. Çocuk hem okuyacak, hem de staj yapacak. Belki para da kazanacak. Endüstri de çok ihtiyaç duyduğu “ara elemanı” sektörün ihtiyaçlarına göre kendisi yetiştirecek.

 

Yeni binalara ihtiyaç var

 

Özel okullar, ders kitapları ve bedava tablet uygulamalarının dışında bırakılmaktan şikâyetçi. Onları da kapsayacak bir uygulama mümkün mü?

Değerlendirebiliriz. Ancak özel okullara yeni imkânlar doğacak. 4+4+4 sistemi nedeniyle yeni binalara ihtiyaç olacak. Okul yapma konusunda büyük bir fatura var. Özel okullardan hizmet alma noktasındayız. Danıştay bozmuştu. Yeniden çalışma yürütüyoruz. Bunu da ilk kez açıklıyorum. Üniversite giriş sınavlarını da, üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz. Bu dershaneler ya liseye dönecekler ya da kapanacaklar. Çünkü insanların ellerindeki son imkânları bu alanda kullanmalarını istemiyoruz. Ben bazı büyük dershanelerle konuştum. Kendileri “Biz de bu yola girmeyi düşünüyoruz” dediler.

 

BM’nin son kararını tasvip etmiyoruz

 

Seul’de Obama ile ikili görüşmede nükleer dışında diğer gündem maddeleri belli mi?

Görüşmede bölgedeki gelişmeler de önemli yer tutacak. Onları da bizleri de en çok rahatsız eden bölgedeki gelişmeler. Suriye’den bir göç dalgası endişemiz var. Önceki gün Kilis’e çok yakın Azrar’da Suriye ordusu çok ciddi bir bombalama yaptı. Kilis Valimiz ile görüştüm. Göç olabileceği endişesini iletti. Konteyner kentte ailelere öncelik veriyoruz. 20 bin kişiye kadar hedefimiz var. Ama bu yükü tek başımıza sırtlayamayız. BM’nin son kararlarını tasvip etmiyoruz. Muhaliflerle rejimi aynı yere oturtmak adil değil. Ölü sayısı 10 bini buldu. Ülkemize göç edenlerin sayısı 17 bin. Bunun suçlusu rejimdir. Yönetimdir. Annan’ın görüşmeleri bölgeyi gezmeden gerçekleşti. Tarafları dolaşmadı. Amos’un temasları daha iyiydi. Amos, “Humus’ta kurşun değmemiş tek ev kalmamış. Her yer bombalanmış” diyor. Bu durumda direnenleri suçlamak adil değil.

 

Esad’in PKK’ya destek verdiğine dair size ulaşan bir rapor var mı?

Hayır yok. Ancak Esed ve PKK ilişkilerindeki canlanma da ortada. Geçmişte PKK mensuplarını bize teslim eden Esed’in bugün PKK’ya sahip çıktığını görüyoruz. Sadece PKK değil, İran’dan gelen PJAK’ın bile aktif olduğu görülüyor.

 

Suriye içerisinde tampon bölge ya da güvenli bölge oluşturulması gündemde mi?

Çalışmalar sürüyor. Gelişmelere bağlı. Uluslararası hukuka göre “koruma hakkı” devreye girebilir. Biz Rusya, Çin ve İran’ı da devreye sokarak çözüm bulma arayışındayız.

 

Suriye’de muhatabımız kalmadı

 

Esad’in sonunu nasıl görüyorsunuz?

Zamana oynuyor. Götürebileceği yere kadar götürmek istiyor. Rusya, Çin ve İran desteğiyle ayakta kalıyor. Bu destek çekilirse, çok şey değişir. Bütçe noktasında sıkıntısı var. Şu anki başarıları ona moral veriyor ama muhalifler güç kazandığında gidişi çok hızlı olacaktır.

 

Suriye ile temasımız kaldı mı?

Yok denecek kadar az. Her an ilişkileri daha da kesme yönünde adım atabiliriz. Dışişleri bunun çalışmalarını yapıyor. “Suriye’de muhatabımız kalmadı” diyebilirim.

 

Büyükelçi’nin geri dönmesi ihtimalinden mi söz ediyoruz?

Evet.

 

Suriye’deki kayıp iki Türk gazeteci konusunda yeni bir gelişme var mı?

Hayır yok. Bir takastan söz edildi. Ama bize resmen gelmediler.

 

Ruslarla nükleer santral yapacağız

 

Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne gidiyoruz. Japonya’daki Fukuşima faciası sonrasında Türkiye’nin nükleer politikasında bir değişiklik var mı?

Japonlar bile halen nihai karar veremediler. Biz bu işin gerekli olduğunu ve olması gerektiğini düşünüyoruz. Enerji üretimi refah payı için önemli. Ama artık kaynak sorunu da yaşanıyor. Ruslarla başlattığımız nükleer santral projesini gerçekleştireceğiz. İkincisine de başlıyoruz. Bugün Türkiye’nin enerjisinin yüzde 50’si doğalgaz çevrim santrallarından elde ediyoruz. Ruslarla projemizden 4 bin megavat enerji üreteceğiz. İkincisinden de 4 bin gelince, doğalgazın payı azalacak. Suyumuzu iyi kullanıyoruz. Güneş enerjisi de tabii ne kadar ucuz. Bilen de bilmeyen de konuşuyor. O kadar da “Sadra şifa değil”...

 

28 Şubat komisyonu

 

Son günlerin gündemdeki konusu 28 Şubat ile ilgili bir yargılama süreci başlatılacak mı?

Bütün bu tür ara olaylarla ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması niyetimiz var. Adı ne olursa olsun, devrim ya da postmodern darbe hepsinin araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için bir araştırma komisyonu kurulması için arkadaşlarımız çalışıyor. Yargıya düşen hususlar varsa, o adımlar da atılacak.

 

58 liderli zirve

 

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı 2. Nükleer Güvenlik Zirvesi, Güney Kore’nin başkenti Seul’de yarın başlıyor. Erdoğan’ın yanı sıra ABD Başkanı Barack Obama da dahil 58 lider, çok sayıda uluslararası kurum, 6 bin personel, 3 bin gazeteci, 700 gizli servis ajanı ve 36 bin asker ve polis bu zirvede buluşacak. Zirvenin ana gündem maddesi teröristlerin nükleer silahları ele geçirme riski. Amaç, bu riski en aza indirgemek için dünya çapında nükleer materyallerin güvenliğini sağlayacak bir anlaşmaya imza atmak. İran ve Kuzey Kore’nin tartışmalı nükleer programlarının da iki günlük zirvede gündeme gelmesi bekleniyor. Obama, “İran’ın nükleer silahının bir terör örgütünün eline geçmesi riski de var” demişti.