Gündem

Ümit Özdağ'dan Boğaziçili öğrencilere destek: Rektörü sadece gülümseyerek protesto edin, o tarihin kaybedenlerinin yanında!

27 Şubat 2025 14:29

T24 Haber Merkezi

Zafer Partisi'nin Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, yayımladığı basın açıklamasında, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan öğrenci eylemlerine ve öğrenci kulüplerinin faaliyetlerinin durdurulup lağvedilmesini eleştirdi. Özdağ, ülke genelindeki baskı politikalarına karşı muhalefetin barışçıl direnişine vurgu yaparken Boğaziçili öğrencilere, "Rektörü sadece gülümseyerek protesto edin, o zaten tarihin kaybedenlerinin yanında" dedi.

Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciler, üniversite bünyesindeki özel işletme "Ethos Cafe"yi protesto etti. Öğrenciler, işletmenin Espressolab tarafından işletildiğini iddia ederek, özel işletme olması sebebiyle geçtiğimiz hafta eylem düzenledi. Üniversite rektörlüğü ise bu eyleme katılan öğrencilerin kartlarını iptal etti ve 35 kulüp ile topluluğun faaliyetlerini askıya aldı.

Özdağ: "Baskılar rejimin zayıflığıdır"

Ümit Özdağ, mevcut durumu bir "baskı rejimi" olarak nitelendirerek, "Baskılar artıyor ise rejim zayıflıyordur" dedi. Muhalefetin, demokratik direniş yoluyla ve hukuk içinde kalmak suretiyle karşı koyması gerektiğini belirten Özdağ, baskılara rağmen muhalefetin barışçıl direnişini sürdürdüğünü ifade etti.

Boğaziçi Üniversitesi yönetimi, ‘işgal kafe’ eylemine katılan kulüplerin faaliyetlerini durdurdu; yönetim kurullarını lağvetti!

Boğaziçililere destek mesajı

Özdağ, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine özel bir mesaj gönderdi: "Sevgili Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri, Her gün üniversitenize girerken üniversitenizin rektöründen daha zeki olduğunuzu düşünerek girin. Rektörü sadece yüzünüzdeki gülümseme ile protesto edin. Bilin ki, o tarihin mağlup olanlarının tarafında."

Zafer Partisi liderinin mesajının tamamı şu şekilde:

"Boğaziçi Rektörlüğü, öğrenci kulüplerinin yönetimlerini görevden almış, öğrenci eylemlerini yasaklamış. Ülkenin her yerinde nefes almayacak şekilde bir baskı gerçekleşiyor. Adeta düdüklü tencerenin düdük kısmı bile lehimlenerek kapatılıyor. Bu baskılar sanki bir toplumsal patlamanın birileri tarafından arzu edildiğini gösteriyor. Birileri köşe yazılarında “muhalefetin kalıcı olarak tasviyesini” öneriyorlar. Birileri “Her gün birinizi, bir gün hepinizi alacağız” çığlıkları atıyor.

Bu kışkırtmalara karşı muhalefet sağduyulu ve soğukkanlı davranmalı, sokağa çekerek kriminalize etme girişimlerine direnmeli. Çözüm, demokratik direniş, hukuk içinde muhalefettir. Bir baskı rejiminin en güçlü olduğu an baskıları arttırdığı dönem değildir. Baskılar artıyor ise rejim zayıflıyordur.

Bunu bir siyaset bilimi hocası olarak söylüyorum. Bunu tek başına Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nün ürettiği bir belge/sahte/yalan belge ile tutuklanan bir siyasi parti genel başkanı olarak söylüyorum.

Cumhur İttifakı rejiminin bize, muhalefete 2. sınıf insan olarak düşman savaş hukuku uygulamasına direniyorum. Ancak AKP’ye oy veren, MHP’ye oy veren seçmen benim kardeşim olmaya devam ediyor. Onlara zaman zaman kırılıyorum. Onlara zaman zaman birlikte askerlik yaptıkları, sınırda birlikte nöbet tuttukları bize 2. sınıf insan muamelesi yapılması karşısında neden daha güçlü tepki vermedikleri için güceniyorum. Ama onlar benim kardeşim. Onların da bizim durumumuza sevinmediğini, böyle olmamalıydı dediğini biliyorum.

Özetle, muhalefet bütün baskılara hatta tahriklere rağmen kararlılıkla, barışçıl direnişini sürdürmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi’ne gelince: Sevgili Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri, Her gün üniversitenize girerken üniversitenizin rektöründen daha zeki olduğunuzu düşünerek girin. Rektörü sadece yüzünüzdeki gülümseme ile protesto edin. Bilin ki, o tarihin mağlup olanlarının tarafında."