İktisatçı Doç. Ümit Akçay, ikinci çeyrekteki ekonomik büyümeyle ilgili kişisel blog sayfasında yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin “Uzun durgunluk” içinde olduğunu belirtti. İkinci çeyrekte Koronavirüs salgınının etkilerinin görüldüğünü vurgulayan Akçay, “Daralan tüketim ve yatırım harcamaları yanında ihracatın olumsuz etkisi ve turizmdeki gerileme, salgının etkini gösteriyor” dedi.
Salgına karşı alınan önlemlerin gevşetilmesi ve kredi genişlemesi sayesinde 2020'nin üçüncü çeyreğinde bir canlanma görülebileceğini söyleyen Akçay, “Ancak bu kredi genişlemesi, AKP yönetiminin uyguladığı bağımlı finansallaşma modelinin sınırları nedeniyle dördüncü çeyrekte sürmeyecek. Zaten kredi faizlerinin artışı şimdiden başladı. Dolayısıyla, 2020'nin son çeyreğinde tekrar durgun bir ekonomi ile karşı karşıya kalacağız” değerlendirmesi yaptı.
Akçay, Türkiye’nin uzun durgunluğa girdiği tezini şöyle gerekçelendirdi:
“Bu veriler basitçe, daha az iş ve daha az gelir anlamına geliyor. Geniş toplum kesimleri hem istihdamdaki kayıplar ve işsizlik artışı sonrasında gelirlerinin azalması, hem de hayat pahalılığı ile aynı anda karşı karşıya kalmış durumda. Bu durumun 2018'den beri sürdüğünü düşünürsek, Türkiye ekonomisinde geçmişte eşine az rastladığımız bir 'uzun durgunluk' döneminden geçtiğimizi söyleyebiliriz.
Önümüzdeki dönemde aşının bulunması sonucunda ekonomik toparlanma gelecektir ancak bu toparlanma ile gelir ve istihdam kaybının ne kadarının, ne kadar süre sonra kriz öncesindeki seviyelere gelebilmesini sağlayacağı henüz belirsiz.
Bu tip ekonomik durgunluklar, siyasi rejimlerin niteliğinden bağımsız olarak iktidardakiler açısından büyük bir zorluk yaratır. Demokrasilerde bu tip dönemler seçimlere denk gelirse, iktidar değişimi gerçekleşmesi yüksek ihtimaldir. Demokratik olmayan rejimlerde ise uzun durgunluklar, ancak otoriterliğin dozu artırılarak yönetilebilir.”