Politika

Türkiye'ye operasyonlar Avrupa'dan yapılıyor

Eski MİT mensubu ve dış politika uzmanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, Türkiye gündemini değerlendirdi.

17 Haziran 2010 03:00
T24 - Eski MİT mensubu ve dış politika uzmanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, Türkiye gündemini değerlendirdi. Türkiye'de 2 ayda 37 şehidin verilmesi, Gazze'ye yardım gemisine saldırı, Baykal'a yönelik kaset komplosu ve AKP'de Ahmet Davutoğlu'na karşı yükselen seslerle ilgili açıklamalar yaptı. Kaynak'a göre Baykal dış politikadaki tavrı nedeniyle tasfiye edildi. İran savaş çıkartmak niyetinde. Ancak, Kaynak'ın tahminine göre dış güçlerin İran'da da iç savaş çıkarma ihtimali oldukça yüksek.

Prof. Dr. Mahir Kaynak, Akşam gazetesinden Önder Şuşoğlu'na açıklamalarda bulundu. Şuşoğlu'nun "Baykal'ı dış politika yedi, Irak savaş istiyor" başlığıyla yayımlanan (17 Haziran 2010) yazısı şöyle:



Baykal'ı dış politika yedi, Irak savaş istiyor


- PKK'nın son aylarda hızla artan eylemlerini neye bağlıyorsunuz?

Kürtlerin bölgedeki durumunu inceleyebiliriz. Irak'ta tamamen tecrit edilmiş konumda ve diğer bölgelerde çok büyük zorluk içindeler. İran'la savaşıyorlar, Suriye'de kimlikleri bile tanınmıyor. Türkiye ile durum malum. Aklı başında Kürdün bunu yapması düşünülemez. Bunu niçin yapıyorlar? Dağ ve şehirde gördüğümüz eylemlerin sebebi nedir? Bir amaç uğruna yapıldığını düşünmüyorum. Yaptıkları her eylem, onlara kötü bir akıbet hazırlıyor. Türkiye'nin avantajlarından istifade etmek yerine onunla düşmanlık yaratacak çizgiye geliyorlar. Bunun sebebi de şudur: 'Biz eylemleri PKK'ya bağlıyoruz. PKK bir örgüt değil. PKK marka haline dönüştü. Türkiye'ye yönelik bütün operasyonlara PKK damgası vuruluyor. Bunlar servisler tarafından yapılıyor. Kürtleri de kullanıyor olabilirler. Ama o kimlik önemli değil. Kullanılan kişilerin kimliğine bakmayın bunun yaratacağı sorunlar kimlerin işine yarar? İç çatışma çıkarsa bir dış müdahale gerçekleşebilir bölgeye. Yugoslavya'da olduğu gibi bir uluslararası müdahale de söz konusu olabilir. Amaçları genel bir çatışma yaratmak. Eylemlerini bölge diye sınırlı tutmuyorlar. Etkili olamayacakları yerlerde yani Karadeniz'de eylem yapıyorlar.

-  Bu eylemler ilerideki günlerde şehir merkezlerine de sıçrayabilir mi?

Yapılmak istenen soy çatışmasını yaratmaksa bunu her yerde yapabilirler. Etnik bir çatışmanın Kürdün çıkarına olmadığını başından beri ifade ediyorum. Bu Kürtlerin intiharı demektir. Onları kullananlar var. Bu kullanılan kişileri değil, kullanan gücü tespit etmek zorundayız. Kim kullanıyor sorusunu sormamız gerekiyor.

- PKK eylemlerinin artması ile İsrail'in Gazze'ye yardıma giden gemilere düzenlenen saldırının zamanlaması tesadüf mü?

İkisinin birbiriyle ilişkisi yok. Bunu anlamak için Kuzey Irak yönetimi ile İsrail arasındaki ilişkilere bakmak gerekir. Eskiden beri İsrail, Kuzey Irak'ta yerleşme çabaları göstermektedir. Burada bir tezatla karşı karşıya kalıyoruz. Biz Kuzey Irak'la ilişkilerimizi geliştirirken oradan terörü destekleyen politikayı da bekliyor durumdayız. Orada İsrail'in ekonomik güçleri var.

- PKK'nın Karadeniz ve İskenderun'da eylemler başlatmasını neye bağlıyorsunuz?

O bölgelerde Kürtlerin güç alanı, kontrol alanı yaratması söz konusu değildir. Oradaki insanları tahrik ediyorlar. Bu arada başka bir çizgileri daha var. O da güvenlik güçlerine saldırıyorlar. Güvenlik güçlerine saldırdıkları zaman olayı terör olayı olmaktan çıkarmak ve özgürlük savaşı haline getirmek istiyorlar. Böyle bir stratejileri var.

- Deniz Baykal'ın kaset skandalıyla başlayan süreçte Türkiye'nin gündemindeki konuları genel olarak değerlendirdiğimizde bu olayların sonucu neler doğurur?

Türkiye büyük bir dönüşüm yaşarken buna müdahil olmak isteyenler vardır. Deniz Baykal neden tasfiye edildi?

Deniz Baykal dış politikada Amerikancı tanınan, hatta parti içerisinde Amerika'nın adamı sayılan bir kişidir. Baykal onun için tasfiye edildi. Dış politikadaki tavrı nedeniyle tasfiye edildi. Bu tavır aslında ülke içerisinde AK Parti'yle bir rekabet halinde olsa bile dış politikada bir ortaklık halindeydi. Bu ortaklığı Başbakan'ı Meclis'e sokmak için CHP'nin gösterdiği gayretten de anlayabiliriz.  Bu bakımdan bunu değiştirmek istiyorlar. Bunu Avrupa'daki güçler değiştirmek istiyor. Avrupa aşağı doğru giderken Türkiye yukarı doğru gidiyor. Bu ani bir etkinleşmeye, Avrupa'nın rakibi olmasına yol açar. Son zamanlarda Türkiye'ye büyük bir para akımı var. Bunun büyük bir çoğunluğu petrol üreten ülkelerden geliyor. Bu ülkeler kendi başlarına göre mi yapıyorlar?  Amerika'nın kontrolünde olmadığını düşünürsek kendileri yapıyorlar.  


Hiç kimse rakibini güçlendirmez

- Davutoğlu'na yönelik AK Parti'ye yakın kişilerin olumsuz tavırları neden kaynaklanıyor?

Davutoğlu politikalarının bir özelliği var. Dünyada hiç kimseyi karşısında görmüyor. Hepsiyle ilişki kurmaya çalışıyor. Dünyada böyle bir şey söz konusu değildir. Bunların arasında rekabetler var. Bizim de güç odaklarından birine yakın olmamız lazım. Halbuki hepsine yakınız. Bu dünyada hiçbir çıkar çatışması olmadığı anlamına geliyor. Bu doğru değildir. Kala kala bir İsrail kalıyor o da dünyada güç odağı değil.


Yeni eksen grubu: Amerika, Rusya ve Türkiye'dir

Eksen kayması tartışmasına girmeden önce ekseni tarif etmek gerekir. Eksen, güç odaklarının ittifakıdır. Yani Amerika, Rusya gibi ülkelerin bir araya gelerek oluşturduğu bir lobidir. Türkiye bir eksen ayağı haline geliyor. Türkiye'nin de içinde bulunduğu yeni bir eksen grubu var. Bu ekseni eskiden beri şöyle tarif ediyorum: Amerika, Rusya ve Türkiye'dir. Kime karşı? Uzakdoğu, Çin ve Avrupa'ya karşıdır. En tereddütle karşılanan yer alışılmış olarak batıyı, Avrupa'yı Amerika'yla özdeş saymaları. Bunların arasında bir rekabet olmayacağı, bunların birbirleriyle kardeş olmalarından kaynaklanıyor.


Davutoğlu'na muhalefet neden?

DavutoĞlu AKP içersindeki iki farklı görüşün de isteklerini yerine getirmek için açılımı dünya ülkelerinde yapıyor. Çin, ABD ve Rusya tarafından tecrit edilmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanı Çin'e gitti. Çinlilerle Türklerin kardeş olduğunu söyledi. Bir hafta sonra Urumçi'de olaylar çıktı. Çinlilerle Türklerin düşman oldukları ortaya çıktı. Bunu Amerika'da yaşayan bir kadın liderin yaptığı söylendi. Bu politikamız birilerinin işine gelmedi. Çünkü hiç kimse rakibini güçlendirmez.


İran'ı Tahrik edebilirler

İran savaş çıkartmak istiyor. Muhtemelen kendi aleyhine doğru büyür. İsrail gereğinden fazla tepki gösterebilir. İran'ı tahrik ederler. Bu tahrik sonucunda İran'a yönelik bir operasyon başlar. Genelde askeri müdahaleden bahsediliyor. Irak'taki müdahale bunun çok avantajlı olmadığını gösteriyor. Tahminim İran'da iç savaş çıkarma ihtimalleri var. İran içinde farklı grupları çatıştırma yolunu seçmek isteyebilirler.