Haberde, iş dünyasının liderlerinin Türkiye'nin dış politikasında önemli rol oynadığı ve "resmi olmayan büyükelçi ve danışman" işlevi gördüğü belirtildi.
Washington Post gazetesinde Janine Zacharia imzasıyla çıkan haberde, muhabirin Gaziantep'teki izlenimleri ve Türkiye'nin bölgedeki etkisine dair tespitlerine yer verildi.
Türkiye ve Suriye'nin birkaç ay önce vizeleri kaldırmasından bu yana Gaziantep'teki alışveriş merkezi Sanko Mall'u ziyaret eden Suriyelilerin sayısının 10 kat arttığına işaret edilen haberde, Gaziantep'ten Suriye'ye ihracatta patlama yaşandığı, zengin Türk iş adamlarının sınır ötesindeki yatırımlarını artırdığı belirtildi.
35 yaşındaki Suriyeli inşaat mühendisi Olfat İbrahim'in sözlerine yer verilen haberde, Olfat'ın, vizeler kaldırıldıktan sonra Türkiye'yi ziyaretlerini artırdığını belirterek, "Türklerle Suriyeliler arasında fark yok. Suriye Türkiye'dir" dediği ifade edildi.
-"ABD VE İSRAİL'DE ENDİŞELERE YOL AÇIYOR"-
Haberde, gelişen ticaretin Türkiye'nin Suriye üzerindeki etkisinin işareti olduğu, bunun da Türkiye'nin ekonomik bağlar inşa ederek, siyasi ilişkileri istikrarlı hale getirme ve bölgedeki etkisini artırma umuduyla komşu ülkelere açılım çabasının parçasını oluşturduğu görüşü dile getirildi.
İran'la yatırımların da bu çabalara dahil olduğu, bunun ABD'nin bu ülkeleri yaptırımlarla izole etme gayretlerinin ne kadar "beyhude" olduğunu bir ölçüde gösterdiği yorumu yapılan haberde, Türkiye'nin bu yöndeki girişimlerinin Washington ve İsrail'de, "NATO'nun kilit önemdeki bir Müslüman üyesinin temel değişimden geçtiği" yönünde endişelere yol açtığı belirtildi.
Haberde, Türkiye'nin çabalarının dış politikayla olduğu kadar, ekonomik genişlemeyle de aynı oranda alakalı olduğu kaydedilerek, "bir çoğu AK Parti'nin destekçisi olan Türk iş adamlarına yeni pazarlar arama yönünde agresif bir stratejinin yürütüldüğü" iddia edildi.
-AVRUPALI ESKİ "DÜŞMANLARA" DA AÇILIM...-
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, "Türkiye ile komşuları ve bölgedeki farklı ülkeler arasında ekonomik anlamda karşılıklı bağımlılık istiyoruz. Ekonomik olarak karşılıklı bağımlılık, krizleri önlemenin en iyi yoludur" sözlerine yer verilen haberde, Türkiye'nin bölgedeki sorunların çözümüne katkı sağlama girişimlerinden bazı örnekler verildi.
Haberde, G-20'nin özgüveni giderek artan yeni üyesi olarak Türkiye'nin Müslüman komşularına olduğu kadar Yunanistan gibi eski Avrupalı "düşmanlarına" da açıldığına, son 1,5 yılda Davutoğlu ve selefinin Avrupa'yı, Orta Doğu'ya oranla iki kat fazla ziyaret ettiğine, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) başkanlarının Türk olduğuna dikkati çekildi.
Bazı analistlere göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "bir ideologdan çok, para yapmaya ve pazar yaratmaya çalışan pragmatik bir kapitalist olduğu" ifade edilen haberde, "Erdoğan'ın geçen Ekim ayında Tahran'ı ziyaretinde İran'ın nükleer programını 'barışçıl' olarak nitelemesi Amerikalı yetkililerin tüylerini diken diken etmişti. Daha az fark edilen ise Erdoğan'ın bir serbest ticaret anlaşması yönündeki gayretiydi" ifadesi kullanıldı.
-"İŞ ADAMLARI RESMİ OLMAYAN BÜYÜKELÇİ"-
İş dünyasının liderlerinin Türkiye'nin dış politikasında önemli rol oynadığı ve "resmi olmayan büyükelçi ve danışman" işlevi gördüğü belirtilen haberde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'ın bazı yurt dışı gezilerine kalabalık iş adamları grubunun da eşlik ettiği anımsatıldı.
Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere de değinilen haberde, Ermeni tasarısının geçen ay Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde kabul edilmesinin ilişkilere olumsuz yansımasına ve ABD'nin, İran'a yönelik retoriğinden dolayı Türkiye'yi eleştiren tavrına değinildi.
-TÜRK DİZİLERİ "KÜLTÜREL İHRAÇ"-
Haberde, Türkiye'nin kültürel yönünü de ihraç etme gayreti içinde olduğu savunuldu. Son yıllarda Arap dünyasında 30 kadar Türk dizisinin yayımlandığı hatırlatılan yazıda, oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ'dan örnek verildi.
Haberde, "Kıvanç Tatlıtuğ, Türkiye'nin bölgedeki çıkarları ve turizminin tanıtımında çok etkili oldu. Davutoğlu'na Bulgaristan'ı son dönemdeki ziyaretinde bu dizileri hükümetin propaganda aracı olarak mı yaptırdığı sorusu soruldu. Davutoğlu ise hükümetin bu konuda bir şey yapmadığını söyledi" ifadesine yer verildi.