Her doğalgaz krizinde vanası kesilen Türkiye enerji stratejisinde yaptığı hataların bedelini daha da ağır ödemek zorunda kalabilir.
Eyüp Erdoğan / Tempo24
Rusya'nın Ukrayna'ya verdiği doğalgazı kesmesiyle başlayan doğalgaz krizi, Türkiye’yi bir hafta boyunca etkiledi. Rusya'dan gaz akışının tamamen kesilmesiyle Türkiye, İran’ın eline bakar hale geldi. Sonunda Rusya ve Ukrayna anlaşınca kriz aşıldı ve vanalar açıldı.
Ancak sevniç uzun sürmedi. Sabah saatlerinde açılan vanalarla ilgili bugün yeni bir haber patlak verdi.
Rus enerji devi Gazprom, Ukrayna üzerinden Avrupa'nın geri kalanına yeniden gaz pompalamaya başlamasından kısa süre sonra Ukrayna'nın sevkıyatı engellediğini açıkladı.
Avrupa Komisyonu da Ukrayna'da gözlemcilerinin gaz akışının durdurduğunu doğruladıklarını bildirdi.
Önde gelen bir Gazprom yetkilisi, Aleksander Medvedev, dolaylı yoldan ABD'yi Ukrayna'nın eylemlerinin ardında olmakla suçladı.
Ukrayna ise bu son anlaşmazlıktan Rusya'yı sorumlu tutarak Gazprom'un kendilerine bilgi vermeden sevkıyatın güzergahını değiştirdiğini dile getirdi.
15 Avrupa ülkesindeki yüz binlerce kişi, Rusya'nın gaz sevkıyatını durdurması nedeniyle kış soğuklarının yoğun şekilde hissedildiği bir hafta boyunca ısıtma imkânlarından yoksun kalmıştı.
Gazprom, Ukrayna'nın Rusya'ya milyonlarca dolar borcu olduğunu söylerken, Ukrayna bu iddiayı reddediyor.
Gaz sevkıyatının başlaması üzerinde başta anlaşılmış olmasına rağmen, Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunlar henüz çözüme kavuşturulmuş değil.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko'nun sözcüsü Rusya'yı, sorunun çözümünde ayak diretmekle suçlarken, Avrupa Komisyonu Başkanın Jose Manuel Barroso'nun yanı sıra, Ukrayna Başbakanı Yulia Timoşenko da, farklı bir üslupla Rusya'nın kaygılarını gidermeye çalışacaklarını söylemişlerdi.
Bütün bu gelişmeler karşısında Enerji Bakanı Hilmi Güler, bu akşam Rusya'ya gitme kararı aldı.
Her doğalgaz krizinde sıkıntılı günler yaşayan Türkiye'nin doğalgaz kesintilerinden ötürü daha çok sayıda kriz yaşayacağı aşikâr.
Çünkü Türkiye, doğalgaz ithalatında Rusya ve İran’a göbekten bağlı.
Hatırlanacağı üzere 8 Ocak 2008 tarihinde İran, ülkesindeki soğuk hava koşullarını öne sürerek Türkiye’ye verdiği doğalgazı kesmişti. İhtiyacını giderebilmek için Rusya’nın kapısını çalan Türkiye, oradan da eli boş dönmüştü.
Aynı kriz 2007 yılında da yaşanmıştı. Yani öyle görünüyor ki biz; ‘doğalgaz krizi’ konulu bu filmi daha çok izleyeceğiz.
Son kriz nasıl çıktı?
Enerji kaynakları kıt bir ülke olarak ihtiyacımızı ithalat yoluyla karşılamak zorundayız. Ancak bu noktada iki önemli stratejik hata yapıyoruz.
Türkiye’nin enerji stratejisinde yaptığı temel hatalardan biri elektrik üretimini de doğalgaza dayandırması. Türkiye’de tüketilen doğalgazın yüzde 57’si elektrik üretimi için kullanılıyor. Yani doğalgazın yanı sıra Türkiye, aslında elektrik enerjisinde de Rusya ve İran’a bağımlı. Avrupa Birliği’nde bu oran yüzde 20’yi aşmıyor. Norveç gibi dünyanın 4. büyük doğalgaz ihracatçısı olan bir ülke bile, ürettiği elektrik enerjisinin yüzde 99.5`ini Hidro Elektrik Santrallerden (HES) elde ederken, Avrupa`nın 2. HES potansiyeline sahip Türkiye, ürettiği elektrik enerjisinin yüzde 57`sini doğalgazdan üretiyor.
Türkiye’nin doğalgaz ve enerji stratejisindeki bir diğer ciddi sorunsa depolama sorunu. Peki, madem enerjide bu kadar bağımlı bir ülkeyiz, bari aldığımız doğalgazı depolayalım da kötü günler için kullanalım değil mi? Ancak biliyoruz ki önümüzdeki beş yıl içerisinde bu sorunun da aşılması mümkün değil. Çünkü Tuzgölü’nde yapımına başlanan doğalgaz depolama alanı, Enerji Bakanı Hilmi Güler’in 2008 yılı başında yaptığı açıklamaya göre beş yıl sonra devreye girecek. Tabii ekonomik krizin getirdiği ertelemeler olmazsa.
Rakamlarla depolama kapasitemiz
TPAO tarafından Silivri'de yapılan Türkiye'nin ilk deposu 2005 yılında hizmete girdi ancak bu depo yeterli değil. Silivri’de yılda 1.6 milyar metreküp doğalgaz depolanıyor. Tuz Gölü'ne 40 kilometre uzaklıkta yapılacak olan Türkiye'nin ilk yeraltı doğalgaz deposunun kapasitesi 1 milyar metreküp olacak. Deponun yaklaşık 300 milyon dolara mal olması bekleniyor.
Ne kadar tüketiyoruz?
Yapılan çalışmalar ve öngörülere göre Türkiye’nin 2004 yılında 22.1milyar metreküp olan doğalgaz tüketimi 2005 yılında yüzde 21,5 artışla 26.8 milyar metreküpe ulaştı. 2007 yılındaysa - Türkiye’deki doğalgaz tüketimi 35.1 milyar metreküpe ulaştı. Tüketimin 2010 yılında yüzde 90,3 artışla 42 milyar metreküpe, 2020 yılında ise 176,4 artışla 61 milyar metreküpe ulaşması öngörülüyor.
Savaş riski
Olağan dönemlerde, bu tip doğalgaz kesintileri bir ülke için pazarlık masalarında aşılabilecek sorunlar olarak görünebilir. Ancak aynı durumun bir de soğuk savaş veya kılıçların çekildiği savaş ortamında yaşandığını düşünün.
Türkiye’ye yönelik her hangi bir saldırıda, karşı kuvvetlerin ülkeyi enerjisiz bırakmak için santrallere bomba yağdırmasına gerek bile yok. Bir yetkili Rusya’dan, diğeri İran’dan vanayı çevirecek ve Türkiye kaderiyle baş başa kalacak.