Dünya

Türkiye'nin Afrika ile BM flörtü

İstanbul'daki Türkiye-Afrika Zirvesi, Ankara'nın BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için Afrika oylarına yönelik bir 'flört' olarak yorum buldu.

19 Ağustos 2008 03:00
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sudan'ın Darfur bölgesinde yaşanan insanlık dramından sorumlu tutulan ve pek çok ülke tarafından tarafından soykırım suçlusu olarak kabul edilen Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir'i İstanbul'da yapılan Afrika Zirvesi'nde kabul etti.

Uluslararası ajanslar, Lahey Adalet Divanı Savcısı tarafından hakkında uluslararası yakalama emri çıkarılması talep edilen El Beşir'in seyahat özgürlüğü kısıtlanmamış bir şekilde Türkiye'ye gelişini eleştirdi.

'Kral dairelerinde kaldılar'

Zirvenin dikkat çeken bir unsuru Türk basınına da yansıdı. Hürriyet gazetesindeki bir haberde "Dünyanın en fakir başkanlarına kral dairesi rüşveti" ifadesi kullanıldı. Bu habere göre, zirveye gelen Afrika'nın yoksul ülkelerinin temsilcileri, dünyanın en pahalı listelerinde yer alan, geceliği binlerce dolarla ölçülen Boğaz manzaralı kral dairelerinde konuk ediliyor.

Türkiye'nin, adı bile duyulmamış bazı ülkeleri de kapsayan bu 'Kara Kıta'ya ilgisi, kimi çevrelere göre, Ankara'nın önümüzdeki dönem BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığından kaynaklanıyor.

Rakipler İzlanda ve Avusturya

1951-1952, 1954-1955 ve 1961 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) geçici üyesi olan Türkiye, uzun bir aradan sonra 2009-2010 yılları için BMGK geçici üyeliğine tekrar aday oldu. 2003 yılında adaylığını açıklayan Türkiye, yoğun kampanya faaliyetlerine devam ediyor. “Batı Avrupa ve Diğer Devletler Grubu”ndan aday olan Türkiye’nin iki rakibi bulunuyor: İzlanda ve Avusturya. BMGK geçici üyeleri, bizzat BM üyeleri tarafından seçiliyor. Adayların üye olabilmeleri için 192 üyeden 128’inin oyunu alması gerekiyor.

128 oy gerekiyor

128 oyu alabilmek için çaba gösteren Türkiye, bu doğrultuda 50 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Ayrıca Temmuz sonunda Dışişleri Bakanı Ali Babacan, 130 ülkenin dışişleri bakanı ile görüştüğünü ifade etti. Türkiye’nin üyeliğine yönelik “lobi” faaliyetlerini iki başlık altında toplamak mümkün. Birincisi, Türkiye’nin çok fazla hatta hiç ilişkide bulunmadığı ülkelere yönelik adım atması. İkinci başlık ise BM gündemi ile Türk dış politikası arasında paralellik kurmak.

Türkiye’nin fazla ilişkiye sahip olmadığı ülkelere bakıldığında ağırlığın başta Afrika olmak üzere küçük ada devletleri ile Karayip devletlerine verildiği görülüyor. Bunun yanında Latin Amerika da desteğin arandığı bölgeler arasında.

Cook ve Marshall Adaları, Tuvalu, Samoa ve Fiji gibi ülkelerin bakanları ve Pasifik Adaları Forumu'na üye beş ülkenin üst düzey yöneticileri Türkiye’ye ziyarette bulundu. Marshall ve Cook Adaları ile diplomatik ilişki kurma kararı alındı. Bu faaliyetlerin karşılığında da 13 Mart 2008’de Karayip ülkesi Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves, Türkiye ziyaretinde 14 üyesi bulunan Karayip Devletler Birliği adına Türkiye’nin adaylığını destekleme sözü verdi.

Maldivler Dışişleri Bakanı Abdullah Şahid'in Nisan 2008 ziyaretinde iki ülke arasında kapsamlı işbirliğini öngören mutabakat muhtırası imzalandı. Dışişleri Bakanı Ali Babacan de Şahid'in ziyaretinin Maldivler'den Türkiye'ye ikili düzeyde yapılan ilk resmî ziyaret olduğunun altını çizdi.

Latin Amerika'ya özel ilgi

Latin Amerika’ya da özel ilgi gösteriliyor. Örneğin, 2006 Latin Amerika yılı ilan edildi. Buna ek olarak yine 2006’da Türkiye, Küba’da gerçekleşen Sosyalistler Zirvesi’ne katılmış ve yapılan ikili görüşmeler ile Türkiye’nin BMGK üyeliğine desteğin alınmasının hedeflendiği belirtilmişti.

Destek kazanmakta Afrika’ya verilen önem ise ayrı tutulabilir. Çünkü gerek Türkiye’nin yeni çok boyutlu dış politika açılımının bir parçası olarak gerekse BM’de 128 oy almak için yaşlı kıtaya farklı önem veriliyor. Afrika-Türkiye ilişkilerine ivme kazandıracak, Türkiye’nin geçici adaylığına destek verme ihtimalini daha da artırabilecek gelişme ise İstanbul'da devam eden Türkiye-Afrika Zirvesi. Genel olarak Ağustos zirvesinde bundan sonra Türkiye’nin Afrika’ya yönelik atacağı adımların belirlenmesinde yol haritasının oluşturulması hedefleniyor.

El Beşir krizi

Zirvenin Türkiye açısından önemi büyük. Ancak dünya gündemini meşgul eden en önemli maddesi, Darfur’da 35 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’in de davet edilmiş olması. Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının geçen ay El Beşir’in tutuklanması için başvurmasının ardından ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yapan Sudan lideri hakkında burada bulunduğu sürede tutuklama kararı bile çıkabileceği
belirtiliyor.

“Karar çıkınca değerlendiririz”

Başsavcı Luis Moreno-Ocampo, mahkemeden 35 bin kişinin doğrudan 100 bin kişinin de dolaylı olarak ölümünden sorumlu tuttuğu El Beşir için soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlemekten tutuklama emri çıkarılmasını istedi. Uluslararası mahkemeyle işbirliği yapmayacağını söyleyen El-Beşir ise mahkemeyi gelişmiş ülkelerin çıkarlarını korumakla suçladı. Bugün adli tatili sona erecek olan mahkemenin tutuklama kararı alması durumunda Türkiye zor durumda kalacak. Mahkemenin kuruluşuna imza koymayan ülkelerden biri olan Türkiye’nin tutuklama kararını uygulayıp uygulamayacağı da merak konusu.

Türk Dışişleri’nden bir yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada, “El Beşir şu anda Devlet Başkanı
sıfatıyla bizim konuğumuz. Hakkında bir karar çıkması durumunda ne yapacağımızı o zaman değerlendiririz” dedi.

Savcılık iddianamesinde, Ömer El Beşir’in kontrolündeki güçler ve ajanların, üç etnik gruba üye en az 35 bin sivili öldürdüğü, 80 bin ila 265 bininin yavaş yavaş ölümüne neden olduğu ileri sürülüyor. Savcılık, El Beşir’i cinayet, Darfur halkını yok etme, işkence, tecavüz ve 2.9 milyon kişiyi göçe zorlama nedenlerinden insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlemekle itham ediyor. Ayrıca, El Beşir’in mal varlıklarına el konulmasını da istiyor.

El Beşir askeri törenle karşılanmıştı

Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir geçen Ocak ayında da Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’ün resmi davetlisi olarak Ankara’ya gelerek, Çankaya Köşkü’nde askeri törenle karşılanmıştı. El Beşir’in bu gezisinde Anıtkabir ziyareti tam bir skandala neden olmuştu.
El Beşir’in, beraberindeki heyetle Anıtkabir ziyaretinde deftere kendisi adına Sudan heyetinden başı kapüşonlu bir yetkilinin yazı yazması kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. El Beşir’in sekiz ay önceki ziyaretine uluslararası insan hakları kuruluşlarının yanı sıra ABD ve AB ülkeleri de sert tepki göstermişti.

Bugünkü görüşme

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in bugünkü görüşmesinde Darfur konusunun ele alındığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül, görüşmede El Beşir'e, "Irkı, dili, dini ne olursa olsun insani dramların herkesi çok üzdüğünü" belirterek, "bu acının dindirilmesi için herkesin üzerine düşen katkıyı sağlaması gerektiğini" söyledi.Görüşmede, Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin Sudan'daki sağlık hizmetlerinin devam edeceğini belirtti.

Zirvenin iktisadi boyutu

Ekonomik ilişkilerin de gündeme geldiği görüşmede, Cumhurbaşkanı Gül'ün, "Türk özel sektörüne Sudan'da daha fazla kapı açılmasını istediği" öğrenildi.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de, Türkiye ile Afrika arasındaki ticaret hacminin yılsonunda 19 milyar dolara ulaşacağını ifade ederek, bu sayının 2012'ye kadar 50 milyar dolara çıkarılmasının hedeflendiğini kaydetti. Türk müteahhitlerinin Afrika'da üstlendikleri projelerin 22 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Tüzmen, Türkiye'nin Akdeniz Birliği, Kuzey Afrika ve AB arasındaki ekonomik entegrasyon sürecini de desteklediğinin altını çizdi. (Tempo24)