T24 - Başbakanlık, Libya'nın hava sahasının kapatılması kararına destek verirken hava saldırısı seçeneğine karşı olduğunu bir kez daha vurguladı.
Başbakanlık, bir açıklama yaparak BM'nin Libya kararını desteklediğini bildirdi. Ancak açıklamada ABD'nin ve Fransa'nın öncülük yaptığı hava saldırısına karşı duruş bir kez daha vurgulandı.
BM kararının bağlayıcı bir nitelik taşıdığı belirtilen açıklamada tüm ülkelerin uymasının zorunlu olduğunun altı çizildi.
Libya’da sivil halkın korunması için gerekli tüm önlemlerin alınması için hava sahasının insancıl amaçlı olanlar hariç tüm uçuşlara kapatılması kararının hatırlatıldığı açıklamada, "Yabancı işgal güçlerinin her hangi bir şekilde Libya topraklarının her hangi bir bölümünde bulunamayacakları vurgulanmaktadır" ifadesi dikkati çekti.
Açıklamada belirtilen askeri müdahaleye karşı ifadeler ise şöyle:
"Libya bağlamında, Arap Ligi’nin 12 Mart 2011 tarihinde BMGK’ne yaptığı uçuşa yasak bölge ihdası yönündeki çağrıyı yürekten desteklediğimizi en üst düzeyde yaptığımız beyanla açıklamıştık. Aynı zamanda, dost ve kardeş Libya’da yabancı müdahaleye karşı olduğumuzu kayda geçirmiştik.
Bu çerçevede, akan kanın ve sivillere yönelik şiddetin biran önce durdurulmasını ve derhal ateşkes sağlanmasını istiyoruz. Bu yöndeki adımların hiç zaman kaybedilmeden hemen şimdi atılmasını ve halkın değişim ve dönüşüm taleplerinin karşılanmasını önemle bekliyoruz."
Davutoğlu: Libya’daki barış için katkıya hazırız
BM’nin kararının Libya’da ateşkes getirmesini dileyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Barışın sağlanması için yapılacak çabalara katkı vermeye hazırız” dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Birleşmiş Milletler’in Libya’yla ilgili kararını değerlendirdi.
Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
“Alınan karar bağlayıcı niteliklidir. Kararın Libya’da kalıcı barışın tesis edilmesi, sivil kayıpların önüne geçilmesi, çatışmaların durması için olumlu gelişme olmasını diliyoruz.
Barışın tesisi yönündeki çabalara katkı yapmaya hazırız. Saldırıların durmasını ümit ediyoruz. Ateşkesin bir an önce sağlanmasını istiyoruz. Temaslarımız sürüyor.”
NATO müdahaleyi görüşecek
Öte yandan NATO, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Libya üzerinde uçuşa yasak bölge uygulanmasını ve bu ülkeye karşı güç kullanımını onaylayan karar tasarısına verilecek yanıtı görüşmek üzere üye ülkelerin temsilcilerinin bugün toplanacağını açıkladı.
NATO'dan yapılan yazılı açıklamada, toplantıda "her türlü olasılık için planlama" yapılacağı belirtilerek, NATO'nun bir ortak operasyona ilişkin koşulları hatırlatıldı. Bu koşullar, ittifakın girişimde bulunması için somut bir gereklilik, güçlü bölgesel destek ve açık bir yasal temel şeklinde sıralanıyor.
NATO açıklamasında, "Bu üç koşul altında NATO, geniş kapsamlı bir uluslararası çabanın parçası olarak hareket etmeye hazırdır" denildi.
'Türkiye'nin kararı çelişkili'
Düşünce kuruluşu Türksam'ın Başkanı Sinan Oğan, Türkiye'nin başından beri izlediği politika ile BM kararına verdiği tepkiyi çelişkili olarak değerlendirdi. Oğan, "Türkiye'nin bir taraftan hem yabancı müdahaleye karşıyız deyip, hem de hava sahasının kapatılmasını destekliyoruz demesi birbiriyle çelişmektedir. Şöyle ki, bu kararın ne manaya geldiği aslında bellidir. Bu karar Kaddafi'yi götürme kararıdır, çünkü bu karar içerisinde askeri müdahaleyi de barındırmaktadır. Şimdi tabii NATO'dan çıkacak karar önemlidir. Çünkü bu tür operasyonların NATO çerçevesinde yapılması arzu edilmektedir. Ancak Türkiye'nin başbakanın ağzından bizzat ifade ettiği 'NATO'nun ne işi var orada?' sözü bu anlamda Türkiye'nin manevra kabiliyetini azaltmıştır, zayıflatmıştır" dedi.
Türkiye'nin eski NATO Daimi Temsilcisi Ümit Pamir de "Uluslararası meşruiyet olması Türkiye için olumlu bir gelişme. Genellikle bu durumlarda BM genel sekreteri NATO'ya başvuruda bulunur. Güvenlik Konseyinin böyle bir kararı var yardımcı olur musunuz diye. Bu konuda büyükelçiler ya da bakanlar düzeyinde görüşülür" diye konuştu.
Pamir, bu durumda Türkiye'nin nasıl bir yol izleyebileceğini ise "Türkiye'nin ne yapacağını bilmiyorum, ama iki opsiyonu var. Birisi kesinlikle bloke etmek, bunun olacağını zannetmiyorum, çünkü ortada bir BM kararı var. Yani Türkiye böyle bir kararı bloke ettiği takdirde, Güvenlik Konseyi'nde alınmış bir karara karşı çıkıyor görünümünde olacaktır. İkinci seçenek olarak buna gönülden razı değilim ama istiyorsunuz yapın, ama benden de katılım beklemeyin diyecektir" sözleriyle değerlendirdi.