Dünya

Türkiye Avrupa Birliği’nin bir parçası mı?

Türkiye Avrupa Birliği’nin bir parçası mı? Bu soru, Türkiye’nin üyelik başvurusunda bulunduğu günden bu yana hararetle tartışılıyor.

05 Şubat 2011 02:00

T24 - Türkiye Avrupa Birliği’nin bir parçası mı? Bu soru, Türkiye’nin üyelik başvurusunda bulunduğu günden bu yana hararetle tartışılıyor. Alanında uzman isimler, konuyu Deutsche Welle'de düzenlenen bir toplantıda ele aldı.

 
Deutsche Welle’de düzenlenen “Türkiye Avrupa Birliği’nin bir parçası mı?” konulu tartışmaya Almanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz ile Almanya Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Avrupa Entegrasyonu ve Avrupa Politikası profesörü Heinz-Jürgen Axt katıldı. Katılımcılar Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini değerlendirirken, Arap ülkelerindeki gelişmeler ışığında Türkiye’ye biçilen yeni role ilişkin açıklamalarda bulundu.


Coşku söndü

Avrupa Birliği rüyası 1960’ların başında başlayan Türkiye, 2005 yılından bu yana Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini sürdürüyor. Ancak müzakere sürecinin hızlı bir şekilde ilerlememesi üyelik yanlılarında hâyâl kırıklığına neden oluyor. Türkiye ile ilgili yayınlarıyla tanınan Duisburg-Essen Üniversitesi profesörlerinden Heinz-Jürgen Axt, başlangıçtaki coşkunun yerini durgunluğa bırakmış olmasını iki nedene bağlıyor: “Bunlardan ilki, Yunanistan ile Kıbrıs’ın müzakereleri, başlıkların açılmasını bloke etmesi. Keza Fransa da blokaj uyguluyor. Bu Avrupa Birliği tarafında yaşanan bir sorun ve kısmen de 2005 yılında kabul edilen müzakere belgesine aykırı. İkinci nedense, Türkiye’de de reform hızının gerilemiş olması.”


"Tam üyelik hedefine bağlı kalınmalı"

Prof. Axt, Türkiye’nin ve Avrupa Birliği’nin tam üyeliğe alternatif çözüm önerileri üzerinde de düşünmesi gerektiği görüşünde. Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi üyesi, Alman Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz ise Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmasının hem Türkiye’nin hem de Birlik’in yararına olacağı kanısında. Konuyla ilgili tezlerini, “Her İki Taraf için de Daha İyi. Türkiye Avrupa Birliği’ne Ait” adlı kitabında toplayan Polenz, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklemesinin nedenlerini, “Bence, Türkiye’nin tam üyeliğe giden bu yolda sonuna kadar yürümesi her iki taraf için de daha iyi olur. Çünkü tam üye olması halinde Türkiye, bugünkünden daha farklı bir ülke olacak" sözleriyle açıklıyor. Ancak Polenz'e göre Türkiye'nin daha alması gereken çok yol var. Polenz, “Türkiye şu anda Kopenhag kriterlerini tam olarak yerine getirmiyor" diyor.


Türkiye Arap ülkelerine model olabilir mi?

Türkiye henüz Avrupa Birliği’ne üye olacak olgunlukta görülmese de, bölgedeki Müslüman ülkeler arasındaki en yerleşik demokrasi. Tunus ve Mısır gibi ülkelerdeki diktatörlüklere son vermek üzere ayaklanan halkların, Türkiye’yi model olarak benimseyip benimsemeyeceği sorusu son günlerde sıklıkla gündeme geliyor. Ruprecht Polenz Avrupalı bir Türkiye'nin bu rol için biçilmiş kaftan olduğu görüşünde. Polenz, “Türkiye Avrupa Birliği yolunda yürümeyi sürdürürse, şu anda yönetim şekli arayışında olan Arap ülkeleri için de çekici ve ilginç bir model olarak kalacaktır. Ancak bu sürecin nasıl sonuçlanacağı henüz belli değil. Bir yanda İran modeli var, ki bence hiç kimse Arap ülkelerinin bu modeli örnek almasını istemez sanırım, diğer yanda da Türkiye modeli var. Türkiye’nin model olarak alınması için hepimiz birlikte çalışmalıyız" diyor.


Türkiye modeli nedir?

Peki, “Türkiye modeli” kavramından tam olarak ne anlamak gerekiyor? Polenz'e göre Türkiye modeli, demokrasi, insan haklarının üstünlüğü, hukuk devleti gibi ilkelerin İslam inancı ile bağdaştırılması. Prof. Heinz-Jürgen Axt ise Türkiye’nin Arap ülkelerine model olmasının pek mümkün olmadığı kanısında. Axt'a göre, Arap ülkeleri Türkiye'yi model olarak kabul etmeyebilir. Axt, "Onlara göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden bu yana çok batılı bir yol izledi. Bu nedenle aslında sorulması gereken soru, Türkiye’nin bir model olup olmadığı değil, Arap ülkelerinin Türkiye’yi model olarak görüp görmediği. Bu noktada bazı tereddütlerim var" diyor.

Türkiye ise yavaş yavaş Haziran ayında yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri ve bölgede üstlendiği rolün seçimlerden sonra belirginlik kazanması bekleniyor.


(Deutsche Welle)