T24 - CNN Televizyonu GPS Programı sucusu, TIME dergisi editörü ve Washington Post Gazetesi Yazarı Dr. Fareed Zakaria, "AB bir zaman sonra tam üyelik için Türkiye'nin kapısını çaldığında Türkiye 'Sizin için fazla güçlüyüz. İstemez kalsın' diye yanıt verebilir" dedi.
Fareed Zakaria, Türkiye’nin hem Arap dünyası hem de Batı tarafından ilgiyle izlendiğini ve Türkiye’nin de bu süreçten olumlu olarak faydalandığını söyledi. Zakaria, Arap Baharı yoluyla bölgede bin yılın en önemli değişiminin gerçekleşmekte olduğunu belirterek, dünyada siyasal istikrarın ve çatışmaların sona erdiği bir sürecin yaşandığını söyledi.
Ekonomide ve uluslararası politikada yaşanan değişimleri olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Zakaria “70’li yıllarda dünya ekonomilerinin en önemli sorunu hiper enflasyon idi. Türkiye de dahil birçok dünya ülkesinde Brezilya’da, Arjantin’de, Peru’da hep yüksek enflasyon dönemi yaşanıyordu. 1970’lerin sonunda yüzde 15’in üzerinde hiper enflasyon sorunu yaşayan 34 ülke vardı. Bugün ise bu sayı sıfıra indi. Zimbabwe’nin bile enflasyon sorunu kalmadı. Enflasyon düşünce faiz hadlerini belirleyebiliyor, geleceği planlayabiliyor ve yatırım yapabilir hale gelebiliyorsunuz” dedi.
Yüksek büyüme oranları
Kapalı ekonomiler devrinin sona erdiğine ve bunu da kürselleşme sürecinin hızlanmasına yol açtığına dikkat çeken Zakaria “1979’da yıllık yüzde 3’ün üzerinde büyüme oranına sahip ülke sayısı sadece 32 idi. 2007’de yani küresel kriz öncesindeki yılda yüzde 3’ün üzerinde büyüme gösteren bu ülkelerin sayısı 124’e ulaştı. Bugün ise bu ülkelerin sayısı 85 olarak görünüyor. Küresel ekonominin büyüklüğü geçmişle kıyaslanmayacak bir büyüklüğe ulaştı. Küresel ekonomini hacmi 3-4 kat daha büyüdü. Gelecekte artık bugünlere bakanlar El Kaide’den değil ülkelerin ekonomideki yükselişlerinden, yaşanan olağanüstü tarihsel değişimlerden söz edecekler.
Bugün Batı ekonomileri yüzde 2.5 büyürken, Çin yüzde 9’larda, Hindistan yüzde 7.5’larda büyüme gösteriyor. Bu tarihte görülmemiş bir gelişmedir. Bu büyüme süreci doğal olarak muazzam bir değişimi de beraberinde getiriyor” diye konuştu.
“AB üyeliği için 'istemez kalsın' diyebilir"
Türkiye’nin bugünlerde hem Arap dünyası hem de Batı tarafından yakından izlendiğini ve Türkiye’nin bu gelişmelerden olumlu yönde faydalandığını belirten Zakaria “ Batı ile doğu, Rusya ile Ortadoğu arasında sahip olduğu kesişim noktası konumunu yeniden alıyor. Türkiye’nin bu güçlü konuma ulaşmasında sahip olduğu güçlü ekonominin rolü büyük. 20 yıl önce iş dünyası daha içe dönüktü. Bugün ise dışa açık ve sağlam bie siyasi istikrara sahip. Türkiye ekonomik reformlarını demokratik bir şekilde yapmayı başardı. Mevcut hükümetin de katkısıyla son 10 yılda önemli başarılar sağlandı. Kuşkusuz bu reformların gerçekleşmesinde AB sürecinin de etkisi var.
Türk tarafı şunu anladı ki AB tam üyelik konusunda pek istekli olmasa da bu reformlar kendisi için faydalı olacak. Gelecekte AB tam üyelik için Türkiye’nin kapısını çaldığında Türk tarafının 'Biz sizin için fazla güçlüyüz’ diyerek bu teklifi geri çevireceğine inanıyorum. Kim Merkez Bankası’nın bağımsızlığı kaybetmek, TL’den Euro’ya geçmek ve mevcut ekonomik büyümesinin üçte biriyle yetinmek ister mi. AB’ye üyelik için ‘istemez kalsın’ şeklinde bir yanıt verebilir” diye konuştu. (ANKA)