Prof. Dr. Ömer Demircan
(Cumhuriyet Bilim Teknik, 11 Mayıs 2012)
Türkolojide: kimi sesbirimlerin sözcük başında bulunmadığı ileri sürülür. O savlardan biri /m/ üzerinedir. Prof. Dr. Talât Tekin: “Bir TDK yayını üzerine” (1979) başlıklı yazısının sonunda benim için: “Türkçe söz başında /m/ foneminin bulunmadığını bilmeyen, ...” demişti.1 Seslerle ilgili alan Sesbilim, yazımla ilgili alan da Yazımsal Sesbilimdir. ABC yapımı sözcük yazımlarına dayanır. Tekin, “söz başında” demekle işlemi yanlış olarak metin alanına kaydırarak okuru da aldatmış; çünkü “söz” metinsel bir birimdir. Sayın Yıldız Cıbıroğlu da (CBT, 27.04.12, s.19), sanki öyle bir yargıya inanarak, “kullandığımız Türkçe'de M sesiyle başlayan sözcüklerin neden bulunmadığını merak ederek” diyor . Oysa, “/m/ ile sözcük başlamaz” diye bir kural Türkçe'de yoktur. Üstelik o sav ne sesdizimsel, ne de biçimlenme bakımından geçerli değildir.
1. Bir kez, Türkçe'de /m/ sesiyle başlayan yeter sayıda yansıma sözcük vardır: (mam-, mut), mır-mır, mızık-, mızla-, miyavla-, mee-le-, mıncıkla-, mızmız, mıymıy, mıymıntı, mırıltı, mışıl-mışıl (uyu)-, mosmor, masmavi, melin melin (bak-), mırın-kırın (et-), maç-muç (öp-), miş gibi(yap-). Ne gariptir, türevlerle birlikte onbini bulan yansıma biçimleri Türkologlar sözcük saymıyorlardı. Oysa, başlangıçta Türkçe sözcüklerin birincil kaynağı yansımalardı; kır-, çırp-, dürt-, gibi eylemler bile yansımadır. Yabancılardan aktarılan o yargıda ne bir ölçü var, ne de dilsel bir tutarlılık!
4. /m-/ sesi ikileme işlemine özgülenmiştir: ikinci biçimde baş sesi dışlar: yalan malan, ev mev, salla malla, ... hık mık (et), ... . Türkçede /m-/li ikilemi, ilk ögeye bağlı olarak birime: ve benzeri // gibi davran anlamını ekler: uzun muzun bir tatil matille oyala moyala. Öyle ikinci biçimler Türkçe Sözlük⃡te bulunan bütün sözcüklerin sayısı kadardır, yani yüzbinin üzerinde.
3. İkileme, Türkçede en eski sözlüksel işlemlerden biridir, ne tür ayırır ne de biçim. Örneğin o işlemde /m/ ile başlayan olası tek-heceli biçimlerin hepsi kullanılır: yap map, kep mep, kırp mırp, ip mip, top mop, öp möp, turp murp, küp müp // mat/sat mat, set met, kıt mıt, mit/çit mit, ot mot, ört mört, mut/tut mut, süt müt // maç/kaç maç, meç/geç meç, sıç mıç, miç, koç moç, öç möç, suç muç, güç müç // yak mak, ek mek, hık mık, tik mik, yok mok, dök mök, guk muk, yük mük // af maf, mef/tef mef, çıfıt mıfıt, lif mif, of mof, öf möf, uf muf, püf müf // av mav, ev mev, cıv mıv, yiv miv, ov mov, öv möv, duvar muvar, güven müven // as mas, es mes, kıs mıs, mis/pis mis, tos mos, kös mös, us mus, küs müs // az maz, ez mez, kız mız, iz miz, yoz moz, göz möz, muz/tuz muz, süz müz // taş maş, eş meş, kış mış, diş miş, boş moş, döş möş, muş/kuş muş, düş müş // ah mah, eh meh, mıh/ıh mıh, sih mih, oh moh, köhne möhne, yuh muh, tüh müh // mam/dam mam, nem mem, çımacı mımacı, mim/çim mim, bom mom, göm möm, mum/um mum, güm müm // an man, men/yen men, tın mın, in min, son mon, sön mön, yun mun, ün mün // mal/kal mal, sel mel, yıl mıl, mil/dil mil, mol/yol mol, göl möl, bul mul, gül mül //sar mer, ser mer, sır mır, mir/kir mir, mor/sor mor, gör mör, sur mur, sür mür // say may, mey/hey mey, kıy mıy, çiy miy, soy moy, köy möy, uy muy, tüy müy.
4. Yabancı dillerin etkisiyle Türkçede oluşan tek-heceli: mat, mit, maç, meç, mis, muz, mıh, mim, mum, mal, mil, mir, mor sözcükleri, tıpkı aeroplane >tayyare> uçak, plane >düzlem, angle> açı, gibi yalnızca anlam alımı içerir. O Türkçe ses dizileri gerek anlam gerekse biçim bakımından yabancı sözcüklerce uyarılıp Türkçe birer sözcüğe dönüşmüş sayılır. Yabancı sözcüğü andırsalar da, hiçbiri uyarıcı yabancı sözcük sesletimiyle özdeş değildir. /m/ ile başlayan öyle sözcüklerde: biçim aktarımından söz edilemez. Ancak, môl, sôl gibi alıntı bir ses (şaplak /l/) içeren örnekler bu yorumun dışında kalır.
/m/ sesi, bir anlamlama işlemine koşulmuştur. Eklerde de çok sık kullanıldığı için, /m/ dağılımını dengeleme duyarlılığıyla, tek heceli başka tür kök biçimlemede baş ses olarak /m-/ seçilememiştir. O denge ezgisel açıdan çok önemlidir. Nitekim, pekiştirme-hecesi (sap.sarı) o yüzden, dört ayrı ünsüz: /p,m,s,r/den dağılımı en iyi dengeleyen ile kapatılır. Yansıma biçimler -Ir eki ile iki heceye çıkarılırken bir çok ayrı geçiş sesi seçilir: tık-ır, (tıkØır), lam-bur, şal-dır, tın-gır, fış-kır, ök-sür, hap-şır, . Amaç, söz içindeki sesel alt-ayrımların dağılımını ezgisel kılmaktır.
5. Kesin olarak: söz başında /m/ fonemi (sesbirimi) bulunmaz yargısı uydurmadır, yalandır. Ne yazık ki, yerli Türkolojide: yanlışların sorgulanamadığı, yanlış olduğu anlaşılanların düzeltilemediği uzun bir dönem yaşanmıştı. Örneğin, yerli dilbilimde bile bir yanlışın yeniden sorgulanması için aradan en az yirmi yıl geçmesi gerekiyordu. Başka kaç örnek isterdiniz?
1 Prof. Dr. Talât Tekin, Türk Dil Kurumunu eleştirmek için benim Türkiye Türkçesinde Kök-Ek Bileşmeleri (TDK, 1977) adlı ilk kitabımı bir araç olarak seçmişti: bk. Bir TDK yayını üzerine, Türkiye yazıları dergisi (Haziran 1979). Aradan 35 yıl geçtiği halde 4014 yılında o karalama yüzüme karşı yeniden okundu.