Gündem

Türbanda asıl engel siyasiler mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Başbakan Erdoğan’ın üslubunu eleştirdi...

06 Ekim 2010 03:00
T24 -  YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın, üniversitelerde türban yasağını aşabilmek için hazırladığı, “hiçbir öğrenci disiplin yönetmeliğine aykırı durumu nedeniyle sınıftan çıkarılamaz” uyarılı yazısına öğretim üyeleri tepki gösterdi. Türban sorunun fiili olarak çözüldüğünü ve son 1 yıldır çok sayıda üniversitede öğrencilerin başlarını açmadan derslere girdiğini belirten öğretim üyeleri, Başkan Özcan’ı gereksiz iş yaparak, ortalığı karıştırmakla suçladı. 


Tekirdağ da yasak Ankara da serbest: Türban yasağında dün yine farklı manzaralar vardı. Ankara da YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin in katıldığı Turgut Özal Üniversitesi nin açılış töreninde türbanlı öğrenciler de vardı. Tekirdağ daki Namık Kemal Üniversitesi nde ise türbanlı öğrenciler kampus kapısından başlarını açmadan geçemedi. 


Öğretim üyeleri: YÖK yazı ile müdahale etmese ve siyasiler ortaya çıkmasa türban yasağı konusunda okullarda yumuşama vardı ve sorun çözülüyordu. Radikal'de yer alan habere göre;


Öğretim üyelerinin tepkileri şöyle:


‘Hiç gereği yoktu’

Demokratik Üniversite Platformu Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu: Üniversitelerde her türlü ideolojinin ifade edilmesi serbest bırakılırken, giyim kuşamın yasaklanması doğru değil. Ancak türban serbestisi, din gerekleri açısından değil, üniversitenin serbest oluşuna bağlanarak getirilmeli. Yoksa işin içinden çıkamayız. Çünkü başka biri de ‘ikindi namazı vaktidir, dinin gereğidir’ der, ders yapılmasını engeller.

Serbestliği sanunuyoruz ama YÖK’ün böyle bir yazı yazmasına da gerek yoktu. Siyasetçilerin bir kere bu meseleye karışmaması gerekiyor. Ama bu iş siyasetçilere bırakıldı, üniversiteler susuyor. Bazı üniversitelerde yumuşamalar vardı. YÖK yazısı ile bunu provake etmiş, kışkırtmış oldu. Hiç gereği yoktu. Bu başkan iki yıl önce Anayasa değişikliğine kadar götürdü bu işi, şimdi ikinci yanlışı yapıyor. Bu iş kendiliğinden zaten çözülmüş gibiydi. Yaygara koparılmıyordu. İş yaygaraya dönüşünce siyasal partiler başta iktidar partisi olmak üzere bunu kullanıyorlar. Temel yanlış burada. Üniversitelerin adam gibi üniversite olması gerekiyor.

Öğretim üyelerinden bir takım fanatik provakotörler, işgüzarlar olay çıkarabilirler. Bu da çok yanlış olur..

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere: Yazıya bahis öğretim üyesi tutanak da tutmuş, dekanlığa rektörlüğe de göndermiş. O dönemde rektör “Üniversitelerde kılık kıyafetle ilgili hukuk kurallarına uygun olarak hareket edilmesi önemle duyurulur” diye duyuru astı, onun dışında birşey yapılmadı. Öğrencinin öğretim hakkı engellenemezama yasa ve yönetmelikler açıktır. Bu konuda dekanlık,


YÖK ne yapmış?


‘Öğretim üyesi bekçi mi?’

Öğretim üyesi bekçi gibi... ‘Her türlü disiplin suçunu işleyecek öğrenciye hiçbirşey yapma, sadece rapor et’ Bir öğretim üyesi böyle ders yapabilir mi? Akademik özgürlük çiğneniyor, sonuçta öğretim üyesiyle öğrenci karşı karşıya getiriliyor.

Biz yıllardan beri öğrencilerin kılık kıyafetleri yüzünden eğitim hakkından mahrum bırakılmaması gerektiğini sanunuyoruz. 1 senedir kimse ses çıkarmıyordu, öğrenciler derslere giriyordu. YÖK’ün birden bire bu yazıyı göndermesi ortalığı tekrar karıştırdı. Zaten bu konu üniversitelerin sorunu değil, siyasilerin sorunu... Siyasiler, üniversite üzerinden siyaset yapıyor, başarılı olamıyorlar, sonra topu üniversitelere atıyorlar. Türbanla ilgili özgürlük talep edenler; pankart açan veya harçların kaldırılması, parasız eğitim konusunda bildiri yazan çocukların 9 ay, bir sene üniversiteden atılmasına ses çıkarmıyor. Ne dekanlık, ne siyasiler, ne YÖK bu çocukları görmüyor.


‘Tutanaklar ne olacak?’

Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ali Ulusoy: Tutulan tutanakların ne olacağı önemli. Bazı üniversiteler ceza verir, bazıları vermezse kaos olur. Öğretim görevlileri ‘tutanak tutan, tutmayan’ diye sınıflandırılabilir. Bu da üniversitelerde huzursuzluğa neden olur.