-Toplumsal cinnete şifa olacak yayın diliyoruz ANKARA (A.A) - 27.01.2012 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Son zamanlarda sıkıntısını giderek çekmeye başladığımız, toplumsal cinnete şifa olabilecek bir yayın politikasına herkesin kavuşmasını diliyoruz'' dedi. Kontv'nin gelenekselleştirdiği ''Ankara Buluşmaları''nın dördüncüsü Dedeman Otel'de düzenlendi. Etkinliğe katılan Başbakan Yardımcısı Arınç, yaptığı konuşmada, farklı siyasi görüşlerin, sivil toplum kurumlarının, milletvekillerinin, belediye başkanlarının geldiği etkinlikte güzel bir beraberliğin gerçekleştiğini söyledi. Arınç, bu akşamın iki önemli amacı olduğunu belirterek, ilkinin Kontv ve bağlı kuruluşlarının 20. yılında ne noktaya geldiklerini göstermek, ikincisinin Konya'nın gelişmesi, kalkınması, güçlenmesiyle ilgili neler yapılabileceğini konuşmak olduğunu dile getirdi. Kontv'nin bölgesel bir televizyon olduğunu ve uydu sayesinde neredeyse dünyanın üçte ikisine ulaşabildiğini anlatan Arınç, milletin değer yargılarına sahip bir televizyon olduğunu kaydetti. Arınç, şunları söyledi: ''Aileden, ahlaktan, inançtan, kültürden, dilimizin, dinimizin, kültürümüzü meydana getiren bütün unsurlarımızın azami hassasiyetle dikkate alındığı ve yayın ilkeleri olarak da bunlara büyük bir duyarlılıkla sahip çıkıldığı bir televizyon ile karşı karşıyayız. Merak edip sordum! Acaba bugüne kadar Kontv RTÜK'ten bir uyarı veya bir müeyyide, bir ceza almış mıdır diye. Sadece seçimler döneminde, 2007 seçimleri döneminde, sadece bir yayın nedeniyle 'eşitlik ilkesi zedelenmiştir' diyerek bir partinin itirazı üzerine bir uyarı aldıklarını söylediler. Yayın ilkelerimiz içerisinde maalesef emsallerini çokça gördüğümüz, bizi aile olarak, inanç olarak, toplum olarak yaralayan, bütün değer yargılarımızı hedef almış, olumsuz neşriyat yapan pek çok televizyon kurumundan ayrı bir yere, şerefli bir yere, iyi bir yere Kontv'yi oturtuyoruz. Bu ilkelere sıkı sıkıya bağlı kaldıkları için ve Türk milletinin hassasiyetlerine en yüksek ölçüde dikkat ettikleri için Kontv'yi candan tebrik ediyorum. Kontv'nin bütün Türkiye'de ve dünyanın büyük bir kısmında izleniyor olması onu programlarında çeşitliliğe, kaliteye de götürüyor. Programlar, tartışmalar, belgeseller, canlı yayınlar, yaşayan ve geçmişte çok büyük katkıları olup şimdi rahmete kavuşmuş değerlerimizi bizlere evlerimizde çocuklarımızla birlikte tekrar hatırlatan bir televizyon var karşımızda. Son zamanlarda sıkıntısını giderek çekmeye başladığımız, toplumsal cinnete şifa olabilecek bir yayın politikasına herkesin kavuşmasını diliyoruz.'' Basın yayın bakımından Konya'nın zengin bir il olduğunu ve bugüne kadar bu ilin ihmal edildiğini belirten Arınç, Konya'nın da olduğu 10 şehirde Basın Yayın İl Müdürlüğü kurduklarını kaydetti. Arınç, yakında atamaların yapılmasıyla basın yayın il müdürlüğünün de üzerine düşeni yapacağını söyledi. Konya'nın her bakımdan önemli olduğunu vurgulayan Arınç, yerel medya konusunda da Konya'nın önemli görevler yaptığını ifade etti. Arınç, kendi için önemli bir konuda Kontv'nin büyük desteği olduğunu belirterek, 1994 yılında çıkarılan RTÜK Kanunu'nun yenilenmesi konusunda, çeşitli kurumlarla yapılan görüşmelerde, en derli toplu fikir ve önerilerin Kontv'den geldiğini anlattı. Konuşmasında, 16 yıldır yapılmayan frekans tahsislerini de yapmak istediklerini vurgulayan Arınç, ''Esasen bu kanunu bugüne kadar çıkartmayanlar halinden memnun olanlardı, ama çıkartmak zorundaydık, Anayasa da kendi kanunu da bunu emrediyordu'' dedi. Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Peki frekans tahsislerini yapacağız, ihalelere çıkacağız bir hazırlıktan sonra. Mevcut televizyonların ve radyoların haklarını korumak gerekir mi, gerekmez mi? Yani sıfırdan başlayarak eşit şartlarda bir ihaleye çıkmak mevcutları zor durumda bırakabilir mi? En azından yüksek sermaye karşısında veya bir başka etki karşısında. Yıllardır bu işi yapan, hazırlığını bir şekilde sürdüren arkadaşlarımız. Avrupa Birliği şartlarına bakarsanız sıfır, eşit ölçüde ihalelere çıkılmalı, koruyucu bir hüküm olmamalıydı. Başka şartlara bakarsanız bunları korumamız adeta yurtseverlik gibi bir şeydi. Sonunda biz bir yıl en azından yayıncılık yapmış olanların haklarını daha yukarı da tutarak, eşitliği bu anlamda değil, mevcutların hukukunu koruyacak şekilde gerçekleştirmeye çalıştık. Kanun bu şekliyle çıktı, ama CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. Neticenin ne olacağını bilmiyorum, şu ana kadar da görüşülmedi, ama bizim özenle çıkarmaya çalıştığımız bu kanunun en önemli maddelerinin iptal edilmesinden dolayı endişe ederim. Umarım ki Anayasa Mahkemesi bu konuda hakkaniyete uygun bir karar verecektir.'' -Davutoğlu'nun konuşması- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da dünyada ve Türkiye'nin çevresinde olağanüstü gelişmelerin yaşandığını ve büyük bir dönüşümden geçildiğini belirterek, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bir jeopolitik deprem, 2001'de 11 Eylül ile bir güvenlik depremi, 2011'de ise kapsamlı bir ekonomik deprem yaşandığını ifade etti. Bu kriz dönemlerinde istikameti doğru olan, bastığı tarihi ve coğrafi zeminleri sağlam olan toplumların fark oluşturduklarını kaydeden Davutoğlu, istikrarlı dönemlerde riskler ve fırsatların az olduğunu, kriz ve büyük dönüşüm dönemlerinde ise büyük fırsatlar ve büyük risklerin birlikte geldiklerini söyledi. Bu dönemlerde Ankara ve Türkiye'nin merkezi rolünün daha yakından anlaşılacağını anlatan Davutoğlu, ''Birçok sorunu, aynı günde, aynı haftalar, aynı saatler içinde ele almak, bu sorunlara tepki vermek, bu krizlerle uğraşmak yanında ülkenin geleceği ile ilgili kapsamlı bir vizyon geliştirmek durumundayız. Esas itibariyle mesele, krizleri tek tek çözmek, tek tek mücadele etmenin ötesinde ülkemizin geleceği ile ilgili vizyonu hayata geçirmektir'' dedi. Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da konuşmasında, Kontv'nin kuruluşundan itibaren yaptıklarının büyük bir başarı olduğunu söyledi. Dünyada çok büyük krizler yumağıyla karşı karşıya olunduğunu anlatan Kurtulmuş, bunların bir kısmının siyasi, bir kısmının ekonomik olduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, bu krizlerin bir medeniyet krizi olduğunu vurgulayarak, ''Son üç asırdır dünyayı kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, değerleriyle, paradigmasıyla yöneten modern batı medeniyetinin çöküşünün işaretleridir. Önümüzdeki dönemlerde muhtemelen çok daha somut alanlarda bu krizler devam edecektir. Su krizi, enerji krizi, gıda krizi gibi birçok alanda bu sorunlar devam edecektir'' diye konuştu. Türkiye'de üniversitelerin, medyanın, siyasetin, entelektüel çevrenin üzerine düşenin ise bu küresel medeniyet krizine karşı bizim medeniyetimizin cevaplarını hazırlamak olduğunu kaydetti. Batının Türkiye'ye ''siz doğuya ait ve medeniyetinizi bütün dünyaya takdim etme potansiyeline sahip bir ülkesiniz'' dediğini belirten Kurtulmuş, bunun ''Siz köklerinizi hatırlayın'' anlamına geldiğini kaydetti. -''Fransa'nın kararı köhne Batının çöküşünün işareti''- Fransız Senatosunda kabul edilen Ermeni teklifine de değinen Kurtulmuş, ''Fransa'nın bu kararı köhne Batının çöküşünün işaretidir. Türkiye ise aydınlık büyük doğunun ışığını taşıyan bir ülkedir'' diye konuştu. Kurtulmuş, herkese düşen görevin aydınlık medeniyetimizin ışığını saçmak olduğunu dile getirdi. DSP Genel Başkanı Masum Türker de bir şehrin gelişmesinde güçlü medyanın çok önemi bulunduğunu, Kontv'nin de güçlü bir medya kuruluşu olduğunu ifade etti. Ermeni teklifinin Fransa'da kafa karıştırdığını anlatan Türker, medyaya yönelik siyaset değil, Fransa'ya karşı sonuca gidecek siyaset yapılması gerektiğini vurguladı. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ise üzerine en çok oyun oynanan coğrafyanın Türk İslam coğrafyası olduğunu belirtti. Destici, Kontv'nin milli şuura, dayanışmaya önem verdiğini de söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal da konuşmasında, Kontv'nin gösterdiği başarının, azmin sonucu olduğunu kaydetti. Fransa Senatosu kararına da değinen Bal, ''Ne olursan ol gel'' diyen Mevlana'ya karşı insanlığın Fransa'da sağır kaldığını ifade etti. Anadolu Medya Grup (ANMEG) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özer de katılanlara teşekkür ederek, ANMEG çatısı altında hizmet veren Kontv'nin büyüyüp güçlenerek 20. yılını tamamladığını söyledi. Bölgenin sesini dünyaya duyuran Kontv'nin, Konya'nın gözü, kulağı ve sesi olduğunu anlatan Özer, medyanın bazı sorunları olduğunu ifade etti. Özer, yayıncılıkla ilgili kanunların farklı farklı olduğunu ve bunların tek çatı altında birleştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Basın İlan Kurumu gelirlerinden sadece yazılı medyanın yararlandığını, görsel medyanın da yararlanabilmesi için yeni düzenleme yapılması gerektiğini belirten Özer, basın çalışanlarının elinden alınan yıpranma payının geri verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Etkinliğe Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Hüseyin Çelik, Hüseyin Tanrıverdi, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, bazı milletvekilleri, STK'ların temsilcileri ve çok sayıda davetli de katıldı.