TBMM Başkanı Binali Yıldırım, üniversite öğrencilerine seslenerek, "Türkiye'deki barış ortamını ortadan kaldırmak isteyenlere karşı çok dikkatli olmak zorundasınız. Türkiye'nin başı ağrısa Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu ağır hasta olur." dedi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Programı'na katılan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz tarafından fahri doktora payesi tevcih edildi.
Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, İstiklal Marşı'nın şairi ve büyük düşünür Mehmet Akif Ersoy gibi abide bir şahsiyetin ismini taşıyan üniversitenin akademik yılı açılış törenine katılmaktan büyük bahtiyarlık duyduğunu, kültür ve medeniyetin sembol şahsiyetlerinden Ersoy'un ismini taşıyan güzel bir üniversiteden fahri doktora payesini almanın şahsı için onur vesilesi olduğunu ifade etti.
MAKÜ Rektörü Korkmaz'ın 28 Şubat zulmünden etkilenen bir akademisyen olduğunu hatırlatan Yıldırım, "O olaylar ve o günlerde yaşanan sıkıntılar geride kaldı. Hamdolsun gençlerimiz, kızlarımız istedikleri gibi kendilerini ifade edebiliyor ve istedikleri kıyafetleri seçebiliyor." dedi.
Burdur'da üniversite kurulmasında AK Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik ve diğer milletvekillerinin katkısı olduğuna işaret eden Yıldırım, üniversitenin kurulmasında emeği geçen başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkese teşekkür etti.
MAKÜ'de 34 bin gencin Ersoy'un şiirlerinde anlattığı değerler ışığında eğitim gördüğünü vurgulayan Yıldırım, "Türkiye genelinde üniversitelerde yaklaşık 7,5 milyon gencimiz eğitim görüyor. Nüfusumuzun üçte biri yani 25 milyona yakını öğrenci. Türkiye'deki öğrenci sayısı 143 ülkenin nüfusundan daha fazla. Bizi dünyada iddialı hale getiren budur. Gençlik demek enerji demektir. MAKÜ de bilim ve sanata yaptığı yatırımlarla gençlerin en fazla tercih ettiği üniversiteler arasında yer alıyor." diye konuştu.
"Geçmiş dönüp yaşayacağımız bir dönem değil, bir tecrübe kapısıdır"
Yıldırım, MAKÜ'nün ismine uygun olarak ve isminin altında ezilmemek için her geçen yıl gelişerek ilerlemesinden bahtiyarlık duyduklarını dile getirdi.
Tarihe bakıldığında Müslümanların modern tıp, matematik ve astronomi gibi bilim alanlarında öncü olduğuna değinen Yıldırım, Müslüman bilim adamlarının aydınlanma çağını başlatanlar olarak anılmaya devam ettiğini kaydetti. Yıldırım, Müslüman coğrafyasında üniversitelerin Avrupa'dan çok daha önceleri kurulduğunu vurguladı.
Selçuklu döneminde Anadolu'nun ilim ve kültür merkezi haline geldiğini dile getiren Yıldırım, devletlerin ve milletlerin akıl ve bilime sarıldıkları sürece gelişebileceklerini bildirdi.
Yıldırım, şöyle devam etti:
"Osmanlı da son dönemlerinde eğitime büyük önem vermiştir. Sultan Abdülhamit Han büyük bir seferberlik başlatmıştır. O dönem Osmanlı sınırlarında yer alan 25 ülkenin topraklarında Abdülhamit Han'ın izlerini görürsünüz. Ortaokul, lise ve fakülteler o dönemlerde açılmıştır. Geçmişini bilmeyen, geleceğini inşa edemez. Geçmiş dönüp yaşayacağımız bir dönem değil, bir tecrübe kapısıdır. Osmanlı geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti geleceğimizdir. Bizim utanılacak hiçbir geçmişimiz yoktur. Ecdadımızdan bize kalan gururla anlatılacak bir tarihe sahibiz. O nedenle her zaman onları rahmetle anıyoruz."
"Uyanık olmak zorundayız"
Mehmet Akif Ersoy'un unutturulmak istendiği dönemler yaşandığını belirten Yıldırım, milletin manevi değerlerinin horlandığı ve hakir görüldüğü o yıkıcı dönemlerin tarihin çöplüğündeki yerini aldığını dile getirdi.
Tarihine düşman insanların mutlaka her dönemde bulunduğunu anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Vatanımızı bölmek ve parçalamak isteyenlere karşı her zaman uyanık olmak zorundayız. Hele 15 Temmuz gibi alçak darbe kalkışması bu hususlardan bir tanesi. Terör örgütü PKK gibi ülkemizdeki kardeşliği yok etmeye çalışanlar ve arkalarındaki ağababalarıyla 40 yıldır mücadeleye devam ediyoruz. Yüksek öğretim gençliği olarak sizler Türkiye'deki barış, huzur ve kardeşlik ortamını ortadan kaldırmak isteyenlere karşı çok dikkatli olmak zorundasınız. Türkiye'nin başı ağrısa Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu ağır hasta olur. Çevremizdeki ülkelere karşı kötü düşünce ve emelleri olan birtakım emperyal güçler var. Bunlara asla fırsat vermemeliyiz çünkü devlet ve millet olarak önemli hedeflerimiz var. Sömürünün ortadan kalktığı, adaletin hakim olduğu, yoksulluğun, açlığın kader olmadığı bir dünya için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizdeki milyonlarca göçmeni bu nedenle himaye ediyoruz."