Cumhuriyet yazarı Tayfun Atay, Nazilli'de Alperen Ocakları üyesi bir grup gencin 'Noel Baba'nın başına sila dayayıp darp etmesiyle ilgili olarak "Yakışır mı bir vuruşta on kişiyi deviren Malkoçoğlu’nun torunlarına bir ihtiyara dört kişi saldırmak. Dua edin Noel Baba sizdendi, ya gerçek olsaydı da 'Erkekseniz teker teker gelin tabansızlar' deseydi size" ifadesini kullandı.
Tayfun Atay'ın "Efeler, Noel ne ise Hıdrellez de odur!" başlığıyla yayımlanan (30 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Yılbaşı-karşıtı velveleler yine tam gaz devam etmekte. Tabii her sene Anadolu’nun dört bir yanından yeni ve “yaratıcı” eylem tasarımları kendini gösteriyor. Önceki yıllardan en akılda kalan, bir grup gencin Noel Baba balonunu, önüne bira kutuları, haç ve enjektör koyup taciz etmeleriydi!..
Bu sene ise kısmen benzeri bir “balon”, Nazilli’de patladı.
Alperen Ocakları marifeti, evlere şenlik eylem şöyle: Ortalıkta “Ho ho hooo” diye dolaşan “Noel Baba”nın üzerine dört yağız “Aydın Efesi” çullanıyor ve elinde hediye çuvalından başka bir şey olmayan garibin kafasına tabanca da dayayıp ittire kaktıra meydandan atıyorlar onu.
Tabii bu bir şov ve danışıklı dövüşün ardından “efelerimiz” gösteriye “Noel kutlamıyoruz” pankartı önünde zeybek oynayarak son veriyorlar.
Bu gülünesi mi, ağlanası mı, yoksa acınası mı olduğu belirsiz kurgunun ardından bir de açıklama var. Alperenler özetle diyor ki “Amacımız insanların özüne dönmesi; bin yıldır İslâm’ın sancaktarlığını yapan Müslüman Türk milleti olarak Hristiyan âdetlerine gösterilen hassasiyeti gerek Hıdırellez olsun, gerek Nevruz kutlamaları olsun, gerekse dini, milli bayramlarımızda göremiyoruz”.
Eller kâğıda-kaleme değmeyip silah kabzası tutunca, gözler kitaba-deftere düşmeyip belere belere adam kesince ne olsun işte, sonuç bu...
Türk’ten Kürt’e, Gürcü’ye, Fars’a, Arnavut’a, Afgan’a kadar ortaklaşılan, dolayısıyla sadece “Biz”e (o “biz” her ne ise artık!) özgü sayılması olanaksız Nevruz’u geçelim, Hıdrellez’e gelelim!..
Ey Gençler, Efeler, Alperenler! Ağır olun, oturun, dinleyin biraz:
Noel ne ise “bizim” saydığınız Hıdrellez de odur!..
Bir türlü hoş göremediğiniz “Noel Baba” nasıl ki bu topraklarda, hem de size yakın mı yakın bir yerde (Demre) yaşamış Hristiyan azizi Aya Nikola (“St. Nicholaus”) ise…
Hıdrellez diye size “yutturulmuş” kutlamanın asıl muhatabı da yine bu topraklarda yaşamış bir başka Hristiyan azizi, Aya Yorgi’dir (“St. George”).
Defalarca yazdık, anlattık ama etrafa kostaklanmaktan vakit bulup duymaya, öğrenmeye yanaşmıyorsunuz.
Hıdrellez bize, size, hepimize Hristiyanlıktan geçmiş bir kutlama.
Bu topraklarda Hıristiyan ahali tarafından asırlarca takdis edilmiş bir aziz olan Aya Yorgi (“Hagios Georgios”) etrafında oluşmuş inanış ve ona yönelik kutlama, Anadolu'nun İslâmlaşmasından sonra “Hızır-İlyas” kültüyle Müslümanlığa “transfer edildi”. Aya Yorgi, Hızır’la özdeşleştirildi ve Anadolu’dan Orta Doğu’ya, Balkanlar’a, Kırım’a kadar ona ait olduğuna inanılan makamlar, kiliseler, manastırlar İslâmi dönemde Hızır veya Hızır-İlyas'a mal edildi. Kutlama da “Hıdrellez” adı altında halk Müslümanlığının önemli bir etkinliğine dönüştü.
Aya Yorgi de tıpkı Hızır gibi uğradığı eve bolluk bereket saçan, kuru tahtaları yeşertip ulu ağaç haline getiren, hastalıkları iyileştiren bir kutsal kişi olarak anlatılır. Bugün Türkiye'de Hıdrellez'in kutlandığı 6 Mayıs dahi, etkinliğin Hıristiyanlıkla ilişkisine işaret eder. Çünkü Aya Yorgi kültü de Yunanistan, Balkanlar ve diğer bazı Doğu Avrupa ülkelerinde 6 Mayıs'ta kutlanmakta olup Bizans’ta da aynı gün kutlanmaktaydı.
İşte böyle Gençler, Efeler, Alperenler!..
Ayrıca ayıp olmuyor mu öyle, bir gariban “Noel Baba”ya dört kişi saldırmak?!
Hiç mi Malkoçoğlu, Tarkan, Karaoğlan, Kara Murat seyretmediniz?
Yakışır mı bir vuruşta on kişiyi deviren Malkoçoğlu’nun torunlarına bir ihtiyara dört kişi saldırmak!..
Dua edin Noel Baba sizdendi, ya gerçek olsaydı da…
“Erkekseniz teker teker gelin tabansızlar” deseydi size!..