Gündem

Tarafsız medya

03 Temmuz 2010 03:00
T24 - "Ulusal çıkarlarla ilgili konular gündeme geldiğinde Türk medyasının aslan kesildiğini" belirten Murat Belge, Hürriyet gazetesinde yer alan ve Türkiye ile Yunanistan bayan voleybol milli takımları arasındaki karşılaşmayı konu alan "Yunan Provakasyonu" haberininin başlık ile içeriğinin karşılaştırarak eleştirdi.

Taraf gazetesi yazarlarından Murat Belge'nin "Tarafsız medya" başlığı ile (3 Temmuz 2010) kaleme aldığı yazısı şöyle:


Tarafsız medya


Dün Rize Belediye Başkanı’nın, kendi ipe sapa gelmez sözlerinden sonra “medya”ya kabahat bulmasına kısaca değinmiştim. Bu bir alışkanlık haline geldi. Pek çok kişi, ileri geri konuşuyor. Sonra tepki gelince ya “yanlış anlaşıldım” diyor ya da “medya çarpıttı” diye bir açıklama buluyor. Bunların bir kısmının zaten bu şekilde tasarlandığını düşünmeye başladım: yani hem söylediğin olmadık sözü söyleyeceksin, hem de “aslında ben başka şey söylemiştim” deyip sıyıracaksın.

Ama medyanın kendisi de birilerinin böyle bir mazerete sığınmasını mümkün kılacak bir davranış sergiliyor. Çalıştığı yayın organının ideolojik-politik tercihlerine göre, havada uçuşan siyasî sözleri kendine göre eğip büken bir medyanın olmadığını herhalde iddia edemeyiz. Medyamızın böyle konularda sicili hiç temiz değildir.

Hele “ulusal çıkar”la ilgili konular gündeme gelmişse, Türk medyası aslan kesilir. Geçen gün Hürriyet’te bir “voleybol” haberi gördüm, gelin birlikte gözden geçirelim. “Voleybol” diye hafife almayın, sporun her dalı şovenizm yapmaya yatkın; siz bunu yapmaya teşneyseniz, en rahat çalışacağınız alan spor.

Haberin başlığı şöyle: “Yunan Provokasyonu.” Spor sayfasında böyle bir başlık... İnsan merak ediyor, neyin nesi diye. “Spot” da şöyle: “Sahaya atılan yabancı cisimler nedeniyle iki kez duran Avrupa Ligi voleybol maçında Türkiye, Yunanistan’ı 3-1 yendi.” Bu başlığı ve bu spotu okuyunca edindiğim izlenim maçın Yunanistan’da olduğu ve seyircinin edepsizliğine rağmen bizim çocukların kazandığı yolundaydı. Yalnız küçük bir kuşku, her nedense bu maçların Türkiye’de olduğuna dair bir yarım-bilgi kırıntısı vardı zihnimde. Bunu kesinleştirmek için bütün haberi okudum, ama nerede yapıldığı konusunda, “Ankara’da TVF Başkent Salonu’ndaki maç” bilgisini alınca, aklımda kalanın doğru olduğu anlaşıldı.

İyi, anlaşıldı da, burada oynanan maçta Yunanistan nasıl bir “provokasyon” yapmış olabilir? Bir ara başlık var haberde: “Çekiliriz tehdidi.” Evet, “”provokasyon” burada olmalı.

Ama şunları okuyoruz: “Karşılaşmanın ilk seti oynanırken tribünden atılan yabancı bir madde nedeniyle maç durdu”! “Provokasyon” olduğuna göre, herhalde bir Yunan ajan tribüne çıkıp “yabancı madde” atmış olmalı. Derken, “Yunanistan Milli Takım Antrenörü Gordon Mayforth, sahaya atılan maddeyi alarak maçın gözlemcisine götürdü ve rapora yazılmasını talep etti.” Vay terbiyesiz herif vay! Adı da Anglo-Sakson olduğunu ele veriyor; değişmeyen hikâye, komplonun içinde İngiliz veya Amerikan parmağı!

Ama hikâye bitmiyor: “3. sette sahaya bir kere daha yabancı madde atılınca, oyun yine durdu. Maçın Belçikalı gözlemcisi [Belçika da komplonun içinde], Yunanlılar’ın itirazı sonrasında CEV’i telefonla aradı. Daha sonra TVF yetkililerine aynı olayın bir daha yaşanması halinde maçı tatil edeceğini söyledi.” Görüyor musunuz, “provokasyon” nerelere varıyor? Korkunç. Ama iş bununla da kalmıyor, arkası var: “Bu sırada başhakem Kovacevic’in [Slavlar da işin içine karıştı] talebiyle yabancı maddelerin atıldığı tribünde yer alanlar dışarı çıkarıldı.”

İşte, “Türk” seyircilere reva görülen muamele bu. İyi ama olay Türkiye’de cereyan ediyor; bütün bunlar, birbiri ardına, nasıl olabiliyor? Ve gene anlaşılan, tribün boşalınca, “yabancı madde” artık gelmiyor (o madde “yabancı” olduğuna göre, aynı zamanda “ecnebi”dir, bizimle bir ilgisi olamaz).

Ben gene de tam olarak anlayamıyorum, bu koşullarda Yunan takımının nasıl “provokasyon” yaptığını. Ama yaptıklarından en ufak bir şüphe duymamak da gerekiyor, çünkü “Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, rakip takımın antrenörü ve oyuncularının provokatör bir tutum sergilediğini öne sürdü.” Bu zat “Türk” olduğuna göre (ki adından belli, öyle) söylediği de yüzde yüz doğru olmalı.

Bunların (yani “ecnebi”lerin) işi gücü budur zaten. Şu Yunan takımının yaptığı gibi durduk yerde bizi çileden çıkarırlar. Provokasyonlarının hak ettiği cevabı biz onlara verince de, “Kıyım yaptılar” falan diye iftira ederler.

Ama Hürriyet elinden geleni yapmış bu iftira çamurunun bize bulaşmasını önlemek için.

Maçı da kazanmışız. Helâl olsun.