Gündem

"Tale köyünde yaşananlar Roboskî'deki sivil ölümleriyle benzerlik gösteriyor"

"Hükûmet hâlâ Roboskî ile yüzleşmemiştir"

12 Eylül 2017 10:13

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, hükûmet kanadı tarafından hedefe konulmasına tepki gösterdi. Bilici, "Hakkari’nin Tale köyünde yaşanan olayın geçmiş dönemde Şırnak’ın Kuşkonar köyünde ve yakın zamanda Roboski’de yaşanan sivil ölümlerle benzerlik gösterdiğini" ifade ederek, "Hükümet hâlâ Roboskî ile yüzleşmemiştir" dedi.

Evrensel'den Serpil Berk'in haberine göre Hakkari'nin Tale köyünde silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırısı sonucunda 1 kişinin hayatını kaybettiği ve 3 kişinin yaralandığı olaya ilişkin tartışmalar sürüyor. Olayı gündeme getiren ve vurulanların sivil olduğunu iddia ettiği CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, hükûmet kanadı tarafından hedefe konulmasına İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici tepki gösterdi. Bölgede yaşanan sivil ölüm olaylarına dair konuşan Bilici, Hakkari’nin Tale köyünde yaşanan olayın geçmiş dönemde Şırnak’ın Kuşkonar köyünde ve yakın zamanda Roboski’de yaşanan sivil ölümlerle benzerlik gösterdiğini söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Tanrıkulu’ya soruşturma açılması ve hedef gösterilmesine değinen Bilici, siyasal iktidarın hedef göstermek yerine iddiaları araştırması gerektiğini söyledi.

"Roboski'de ölenlerin sivil olduğu ortaya çıktı"

Bilici, “Geçmişte Şırnak’ın Kuşkonar köyü savaş uçaklarıyla bombalanmış ve 38 insan yaşamını yitirmişti. Ölen kişilerin örgüt üyesi olduğunu ve kesinlikle uçakların bombalamadığını söylediler. Uzun bir hukuksal mücadeleden sonra davanın avukatı Tahir Elçi olayı ortaya çıkardı. Bütün belgeleriyle olay ispatlandı, daha sonra Genelkurmay da kabul etti ve uluslararası mahkemelerde Türkiye mahkûm oldu, ciddi bir tazminat ödemek zorunda kaldı. Roboski’de ilk gün yine aynı söylemi kullanmışlardı. Sonrasında orada yaşanan köylüler olduğu ortaya çıktı. Hükümet hâlâ Roboskî ile yüzleşmemiştir” diye konuştu.

"Van Gevaş'ta da bunlar 'teröristtir' denildi"

Bölgede sivillere yönelik çok sayıda hak ihlalinin yaşandığını kaydeden Bilici, “Van Gevaş’ta mantar toplayan köylüler ‘karakola saldırdılar’ gerekçesiyle gözaltına alınmıştı ve işkence maruz kalmışlardı. Bir süre sonra köylüler hiçbir şey olmamış gibi serbest bırakıldı. Kamuoyunun ciddi bir şekilde olayın üzerine gitmesiyle bir polis açığa alındı. Fakat biliyoruz ki bu olayda onlarca polis görev aldı. Kolluk kuvvetlerinin keyfi uygulamaları nedeniyle çok sayıda ihlal yaşanıyor. Bunlar cezasızlıktan güç alıyor. Bölgede kolluk kuvvetleri siyasal iktidarın kendilerini yargılamayacağını biliyor” diye konuştu.

"Savcı, Lice'de inceleme bile yapmamış"

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde askerlerin Bağlan köyüne baskınına da değinen Bilici, “Lice’ye gittik orada ciddi iddialar var. Helikopterden askerlerin ateş ettiği söyleniyor. Cumhuriyet Başsavcısıyla görüşmemizde olay yerine gitmediğini, gerekli incelemeyi yapıp delil toplamadığını yani olayın nasıl olduğuna dair hiçbir verinin elinde olmadığını gördük. Hiç gidilmeden peşinen ‘Bunlar teröristtir, işbirlikçidir’ şeklinde açıklamalarla işin içinden çıkılmaya çalışılıyor. Siyasal iktidar mensupları ve mülki amirler ön yargılı olmadan, peşin açıklamaklarda bulunmadan etkili bir soruşturma yaparak, delilleri toplayarak, oraya gidip incelemelerde bulunmalı gerekirse bağımsız heyetlerden yardım istemelidir. Böyle bir incelemeden sonra açıklama yapmalı. Gerek Lice’de gerekse Hakkari’de  yaşanan olaylar araştırılmalı ve sonuç raporunun ortaya çıkarılması temelinde imkanlar sağlamalıdır, siyasal iktidar bunu yapmak yerine engellemelere başvuruyor olay yerinde inceleme ve araştırma yapamıyoruz. Bu da devletin bu tür olaylara karıştığı anlamına gelir” şeklinde konuştu.

"Kamuoyunu susturma girişimi"

Benzer olayların yaşanmaması için, “Olayı ortaya çıkanların üzerine değil yaşanan olayın üzerine gitmek gerekir” diyen Bilici şunları söyledi:

“Mesela Tahir Elçi de birçok olayı ortaya çıkardı, yaşanan hak ihlallerinin üzerine korkmadan gitti. En sonunda da hedef gösterildi ve katledildi. Şimdi bir milletvekili hedef gösteriliyor. Sezgin Tanrıkulu iddiaları tabi ki hükûmete sorar. Bu bir iddiadır buyurun araştırın, bu iddialara ne diyorsunuz der. Fakat siyasal iktidar iddiayı araştırmak, olayı açığa çıkarmak yerine onu tehdit ederek, hedef gösteriyor ve soruşturma başlatıyor. Sonrasında ise bir linç kampanyası başlatılıyor. Sezgin Tanrıkulu’ya dönük tehlikeli bir yönelim söz konusu. Sezgin Tanrıkulu, THİV kurucularındandır, İHD’de aktif görev almış ve yıllarca baro başkanlığı yapmıştır. Sezgin Tanrıkulu ömrünün tamamını insan hakları mücadelesiyle geçirmiş bir kişidir. Tanrıkulu’ya bilinçli bir yönelim söz konusu. Bu kamuoyunu susturma ve yaşanan ihlallerin ortaya çıkmasını engelleme girişimidir. Sezgin Tanrıkulu, hakkında soruşturma açılacağına bu olayda görev alan kolluk kuvvetlerinin soruşturulması gerekir” ifadelerini kullandı.