Heidelberg merkezli Rhein-Neckar-Zeitung'daki yorumda Alman Federal Meclisi'ndeki Türkiye konulu oturum ve Ankara-Berlin ilişkileri ele alınıyor:
"Ankara ile ilişkiler kesintiye uğramayacak. Zira ülke stratejik ve siyasi açıdan çok önemli. IŞİD’e karşı yürütülen uluslararası mücadeleye havadan destek veren federal orduya ait jetlerin NATO’nun İncirlik Üssü’nde konuşlandırılması önemli etkenlerden biri. Bu nedenle de Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier önümüzdeki hafta ağır bir yükle Türkiye'ye gidiyor. Evsahibi ülke ile ilişkilerde kopma yaşanmasını istemiyor, zaten bu riske girmemeli.”
Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinde müstakbel başkan Donald Trump döneminde ABD ve Avrupa ilişkilerinin ele alındığı yorumda şu satırlar göze çarpıyor:
“Donald Trump’ın izleyeceği dış siyaset selefine göre daha fazla izolasyona yönelik olacak. Trump, ABD’nin Batı’ya öncülük eden bir güç olması yerine kendini korumaya ve çıkarlarına odaklı, eski gücünü ve askerî yapısını koruyan daha bağımsız bir ülke olmasını istiyor. Barack Obama bile başkanlığının ilk döneminin başında Atlantik’ten çok Pasifik bölgesine yönelmişti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından aralarında Almanya’nın da bulunduğu Batılı ülkeler, silahlanmaya ayırdıkları bütçeyi azaltmışlardı. Ancak şimdi güvenlik politikasına ayrılan bu bütçeyi artırmanın zamanı geldi. Çünkü artık kimse Avrupa’nın elinden tutmuyor. Avrupa’nın yürümeyi öğrenmesi gerekiyor.”
Reutlinger General-Anzeiger gazetesinde ise Donald Trump'ın dış politikası şu sözlerle yorumlanıyor:
"Trump NATO'yu fesh etmeyecek. Ancak NATO'ya şimdiye kadar Washington tarafından üstlenilen görevler verecek. Bu NATO'da uzun süredir tartışılan yüklerin paylaşılmasıyla ilgili bir mesele. Bu durumda Almanya'dan malî ve personal açısından daha fazla talepte bulunulacak. Avrupalıların güvenlik politikası ve askerî açıdan daha fazla çaba göstermesi gerekecek. Trump, kendi içinde tartışmalar yaşayan Avrupalıları daha bağımsız bir tutum izlemeye zorlayacak.”
Berlin’de yayımlanan Die Welt gazetesindeki yorumda ise ABD’de başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanmasının nedenlerine dikkat çekiliyor:
"Sonunda balon patladı. ABD’de yaşanan yakında Avrupa’da da gerçekleşecek: Bir sabun balonunun içinde ayrıcalık ve önyargılarla rahatça yaşayan seçkinlerin vesayetine karşı sıradan halkın ayaklanması. Bu seçkinler, 'suskun çoğunluğa' bu suskunluğu bozmaları, etkin olmaları, etkide bulunmaları ve müdahale etmeleri çağrısında bulunuyordu. Şimdi, Amerikalı bu suskun çoğunluk en temel hakkını kullandı, ama bu da seçkinlerin hoşuna gitmedi. Bu demokrasinin sonu değil, kibrin hâkim olduğu uzun bir dönemin sonunun başlangıcı. Hoş geldin gerçek!”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Jülide Danışman