İsrail’le Suudi Arabistan arasındaki ‘normalleşme’ hamlelerine bir yenisi eklendi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, İsraillilerin kendi topraklarında yaşama hakkı olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan’ın fiili lideri olarak kabul edilen Selman bu açıklamayla, İsrail’in var olma hakkına böylesine açık bir vurgu yapan ilk Suudi yetkili oldu.
Bin Selman, aynı söyleşide, ülkesinin ‘ezeli düşman’ saydığı İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’i de hedef aldı. Suudi veliaht prens, Hamaney’in Adolf Hitler’den daha tehlikeli olduğunu iddia etti. Bin Selman, “Hitler, Hamaney’in yanında daha iyi görünüyor. Hitler, Hamaney’in yapmaya çalıştığını yapmadı. Hitler, Avrupa’ya hükmetmeye çalıştı, bu kötü fakat Hamaney bütün dünyaya hükmetmeye çalışıyor” iddiasında bulundu.
Amerikan dergisi The Atlantic’in genel yayın yönetmeni Jeffrey Goldberg ile bir söyleşi yapan bin Selman, İsrail ile ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı. Suudi prens, “Yahudi halkının en azından atalarından kalan vatanlarının bir kısmında bir ulus devlete sahip olma hakkı olup olmadığını” soran Goldberg’e şu yanıtı verdi:
“Ben hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin kendi topraklarına sahip olma hakkı olduğuna inanıyorum. Ama herkes için istikrarı güvence altına alacak ve ilişkileri normalleştirecek bir barış anlaşmasına sahip olma zorunluluğumuz var.”
Selman, “Filistin halkının hakları ve Kudüs’teki kutsal caminin akıbeti konusunda dini kaygılarımız var. Duruşumuz bu. Diğer haklara karşı bir itirazımız yok” diye ekledi. Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz el Suud’un 32 yaşındaki oğlu Selman, “İsrail’le paylaştığımız birçok çıkar var. Ve barış olursa, İsrail ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında da çok fazla çıkar olacaktır” dedi.
İlişkileri ne durumda?
Suudi Arabistan ve İsrail’in arasında hâlen resmi olarak diplomatik ilişki bulunmuyor. İlişkilerin düzeltilmesi konusunda İsrail’in 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı’nda işgal ettiği topraklardan çekilmesini şart koşan Riyad yönetiminin bu tutumu uzun yıllardır değişmedi.
Suudi Arabistan’ın 20012 yılında hazırladığı ‘Arap Barış Planı’, İsrail’in kurulduğu 1948 öncesi sınırlara dönülmesi çağrısından vazgeçerek İsrail’in varlığını zımnen tanıyordu. Ancak planda, İsrail’in işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’nin yanı sıra Golan Tepeleri’nden de çekişmesi; mültrecilere geri dönüş hakkı tanınması çağrısı yer alıyordu.
Hava sahası açıldı
Son dönemde ise ABD’nin önemli müttefikleri arasında yer alan bu iki ülkenin de İran’ı en büyük dış tehdit olarak görmesinin, Riyad-Tel Aviv yönetimlerini birbirine yaklaştırdığı yorumları yapılıyor. İki ülke son yıllarda ilişkilerini geliştirme konusunda bazı adımlar da attı. Suudi Arabistan İsrail’e yapılacak bir ticari uçuş için geçen ay ilk kez hava sahasını açtı. İki yıl süren uğraşlar neticesinde gelen bu karar, İsrail tarafından tarihi bir adım olarak nitelendirilip takdir edilmişti.
Gizli temaslar ifşa olmuştu
Geçen Kasım ayında da İsrail’den bir kabine üyesi, Suudi Arabistan ile gizli temaslar yürütüldüğünü ifşa etmişti. Bu açıklama, iki ülke arasında bazı konularda gizli anlaşmalar yapıldığına dair yıllardır ortaya atılan iddiaları güçlendirmişti.