Avusturya'nın başkenti Viyana'da devam eden Suriye görüşmelerinin Salı günkü ayağından bir sonuç alınamaması üzerine, Suudi Arabistan'dan farklı alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiği mesajı geldi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr saatler süren ancak Suriye'deki siyasi geçiş dönemi konusunda somut bir uzlaşıya varılamayan görüşmelerin ardından düzenlediği basın toplantısında "(Suriye Devlet Başkanı) Beşar Esad ülkede ateşkesin tesisi için bir çaba göstermiyorsa farklı alternatifler düşünülmelidir" dedi.
Cubeyr, "B Planı'na çok önceden geçmemiz gerekiyordu" diye konuştu.
Cubeyr, "Bu yola gidilip gidilmemesi tamamen Beşar Esad rejiminin elinde. Eğer uluslararası anlaşmalara uymazlarsa biz de daha başka neler yapılabilir diye bakmak durumundayız" diye konuştu.
WSJ: B Planı muhaliflere uçaksavar vermek
Nisan ayında ABD'de yayınlanan Wall Street Journa gazetesinde yer alan bir haberde, ABD'nin dış istihbarat servisi CIA'in üzerinde çalıştığı bir 'Suriye B Planı' olduğunu yazmış, bu plan kapsamında muhaliflere sınırlı sayıda yüksek teknolojili taşınabilir uçaksavarların verilmesinin tasarlandığını ifade etmişti.
Ancak silahların IŞİD gibi radikal örgütlerin eline geçmesi durumunda yolcu uçaklarının da hedef alınabileceği endişesiyle, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin henüz bu plana son şeklini vermediği de ifade ediliyordu.
Kerry: B Planı bölünme olabilir
ABD'de daha önce olası bir B Planı'ndan bahseden diğer bir isim ise Dışişleri Bakanı John Kerry'di.
Kerry, Şubat ayında ABD Senatosu'nda yaptığı bir konuşmada Suriye'de siyasi çözüm çabalarının sonuçsuz kalması durumunda B Planı'nın ülkenin bölünmesi olabileceğini dile getirmişti.
Senato'nun Dışişleri Komitesi'nde konuşan Kerry, "Eğer daha fazla beklersek Suriye'yi tek bir ülke olarak tutmak için gecikebiliriz. Eğer adım atmazsak işler daha kötüye gidebilir. Rusya'da şu anda bu ihtimali [bölünme] değerlendiriyordur" demişti.
ABD Dışişleri bakanı bu açıklamalarıyla ilk kez kamuoyu önünde yaptığı bir konuşmada Suriye'nin bölünmesi ihtimalini dile getirmiş, senatörlerden gelen ve bölünmenin nasıl olabileceğine dair sorulara ise net bir yanıt vermemişti.
ABD Dışişleri Bakanı'nın bu açıklamaları Moskova tarafından 'rahatsızlık verici' yorumuyla değerlendirilmişti.