Gündem

Sur'da sokağa çıkma yasağına verilen 16 saatlik molada göç görüntüleri

"Memleketimizde göçer olduk. Tüm anılarımızı bırakarak Sur'dan şimdilik göçüyoruz..."

11 Aralık 2015 15:32
Veysi Polat

Diyarbakır

Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağının 9 gün uygulandığı Sur ilçesinde halk göç etmeye başladı. Diyarbakır Valiliği'nin dün gece kaldırdığı sokağa çıkma yasağının ardından Sur'da yaşayan halk, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte evlerinden çıkmaya başladı.

Hasırlı, Dabanoğlu, Cevat Yılmaz, Savaş, Fatih Paşa ve Cevat Paşa mahallelerinde 2 Aralık'ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı, dün gece saat 23.00 itibarıyla kaldırıldı. Ancak kentin en eski yerleşim yerlerinden biri olan ilçeyi çevreleyen Sur'un tüm kapılarında polis barikatları halen yerinde. Giriş ve çıkışlarda üst araması yapan polisler, şüpheli gördükleri kişileri Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolünden geçiriyor.

T24 olarak biz de sabahın erken saatlerinden itibaren 9 gün çatışmaların yaşandığı mahalleleri gezdik. Eski Hal Kavşağı'ndaki üst aramasından sonra Melik Ahmet Caddesi'nden Sur içine doğru yürüyoruz. Bazı işyerlerinde kurşun izleri, bazılarında da  roket delikleri bulunuyor. Bir dükkân tamamen yıkılmış, elektrik direği ezik vaziyette yerde duruyor. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü Balıkçılarbaşı semtine yaklaştıkça eşyalarını sırtlamış yurttaşların ilçeyi terk ettiğine tanık oluyoruz. Kimisi el arabasıyla, kimisi kamyonetle Sur'dan taşınıyor.

 

"9 gün boyunca neler yaşadınız" sorumuza herkesin verdiği yanıt hemen hemen aynı: 
"Savaşı, açlığı ve sefaleti yaşadık. Tek başına iktidar olunca huzur gelecek diyenler durumdan memnun mu? Yeter artık. Barış, huzur istiyoruz. Kimse ölmesin artık. Memleketimizde göçer olduk. 9 gün boyunca elektriksiz, susuz bir şekilde evimizden dışarı çıkamadık. Patlama ve silah seslerinden günlerce uyuyamadık. Tüm anılarımızı bırakarak Sur'dan şimdilik göçüyoruz."

Gazi Caddesi boyunca tüm sokakların başında kumdan polis barikatları var. Çelik yelekli ve maskeli polislerin yaptığı üst aramasından sonra yasağın uygulandığı Hasırlı'ya giriyoruz önce. Polis noktasının 50 metre ötesinde bez ve brandalarla örtülü hendeklerin arkasındaki silahlı, yüzü maskeli kişiler karşılıyor. Üst araması ve kimlik kontrolünden sonra kontrollü olarak gezebiliyoruz. Çünkü tuzaklanmış mayınlarla dolu sokaklar. Pek çok ev delik deşik. Bazı sokaklarda patlayan bombaların açtığı koca çukurlar var. Altyapı göçmüş, elektrik direklerinden kopan kablolar orta yerde duruyor.

Günlerce yakınlarından haber alamayanlar mahallede. Birbirlerine sarılıp, "Cana geleceğine mala gelsin" diyerek gözyaşı döküyorlar. Oradan devlet ve hükümet temsilcilerinin PKK'nın yaktığını açıkladıkları tarihi Kurşunlu Camisi'ne (Fatih Paşa Camii) geçiyoruz. Cami avlusunda onlarca bomba kapsülü, binlerce mermi kovanına basa basa geziyoruz. Bazı yerlerde bombanın açtığı geniş çukurlar var. YDGH'lıların ikinci kimlik kontrolü sırasında yüzü maskeli biri "Cami ibadet yerimiz. Burayı asla karargâh olarak kullanmadık, kullanmayız da. Biz yakmadık. Cami duvarlarına bakınca anlarsınız. o koca delikleri açacak silahlar bizde yok" diyerek uzaklaşıyor. 

Sivil vatandaşların dışında heyetler de mahalleleri geziyor. HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Fırat Anlı, İHD ve baro yöneticileri sokakları gezip halkın sorunlarını dinledi, tahribatları not etti.

Saraykapı'dan çıkarken göç eden yurttaşlardan biri, "Yeniden sokağa çıkma yasağı gelecek. Polislerden biri, 'Siviller çıksın biz onlarla baş başa kalalım' dedi" diye anlatıyor. 

Diyarbakır'da halkın ve STK temsilcilerinin temel arzusu sokağa çıkma yasaklarının sona ermesi... Ancak kentte ortak kanı, sokağa çıkma yasaklarının tekrar başlayacağı...