Yaşam

SÜLEYMANİYE CAMİSİ RESTORASYONUNDA SONA DOĞRU İSTANBUL (A.A)

09 Kasım 2010 16:16
-SÜLEYMANİYE CAMİSİ RESTORASYONUNDA SONA DOĞRU İSTANBUL (A.A) - 09.11.2010 - Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edilen Süleymaniye Camisi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte 3 yıl aradan sonra Kurban Bayramı'nda ibadete açılacak. Vakıflar Genel Müdürlüğünce 21 milyon TL harcama yapılarak hayata geçirilen restorasyon projesi, Gür Yapı İnşaat tarafından yürütülüyor. Mimar, kalemkar, hattat, sanat tarihçi, restoratör, konservatör ve işçilerden oluşan 200 kişilik ekip, Süleymaniye Camisi'nin restorasyonunu tamamlamak için gece-gündüz hummalı bir şekilde çalışıyor. Türk-İslam kültürünün zirve eserlerinden, adeta İstanbul'a atılan ''Müslüman imzası'' niteliğindeki cami restorasyonunda, çimentodan arındırma tekniği uygulandı. 8 şiddetindeki depreme dayanıklı olduğu ortaya çıkan caminin kubbesinde, akustik için yerleştirilen 256 adet küp bulundu, pandantiflerde orijinal kalem işleri tespit edildi. 150 yıl önce ana kubbeye yazılan ayette, eksik olduğu belirlenen bir harf, kurul kararıyla hattatlar tarafından yazıldı.  İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, Süleymaniye Camisi'nin daha önce 1847-1849 ile 1959-1960'lı yıllarda restore edildiğini, 2-3 yıl süren proje çalışmalarının ardından 2007 yılında caminin restorasyonuna başlandığını anlatarak ''Restorasyon kapsamında Süleymaniye Camisi baştan sona elden geçirildi. Çalışmaya caminin kubbelerinden başlandı, kurşunlar tamamen değiştirildi. Simülasyon tekniğiyle, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden ekip tarafından caminin depreme dayanıklı olup olmadığı araştırıldı. Caminin 8 şiddetindeki depreme dayanıklı olduğu ortaya çıktı. Caminin kubbelerinde küçük çatlaklar vardı, buralarda sağlamlaştırmalar yapıldı. Dış cephe temizliği gerçekleştirildi, koruyucular sürüldü'' diye konuştu. Projenin hat danışmanlığını yürüten Prof. Dr. Hüsrev Subaşı da Süleymaniye Camisi'nin ana kubbesindeki yazıların 1860'lı yıllarda Sultan Abdülmecid zamanında görevlendirilen hattat Abdülfettah Efendi tarafından yazıldığını söyledi. 70 metre yüksekliğindeki bir camide 8 metre çapındaki bir kubbe yazısıyla ilk kez karşılaştığını anlatan Subaşı, kubbedeki yazının tuval üzerine değil, çinko üzerine yazılmış olduğunu gördüklerini ifade etti. Yaptıkları çalışmada, birbirine monte edilen çinkolardaki çivilerin zamanla paslandığını ve hat yazılarının yüzde 65'inin ortadan kalktığını gördüklerini belirten Subaşı, daha önce alınan kalıp ve eski fotoğraflar üzerinden hareket ederek, yazının aslına uygun biçimde ihya edilmesini sağladıklarını anlattı. Subaşı, yazının bir yerinde nakkaş veya hattat hatası gördüklerinde, bunların düzeltilmesi noktasında 5-6 hattatın müzakere ederek karar verdiğini belirtti. -PANDANTİFLERDEKİ İLGİNÇ DURUM- 5.5 metre çapındaki pandantiflerin de usulüne uygun biçimde ihya edildiğini ifade eden Subaşı, şunları kaydetti: ''Kıbleye yakın ön pandantifte 'Başarıyı bana veren Allah'tır' anlamında bir ayet var. Avluya yakın arka pandantifte de ''De ki ey Peygamber, her şeyi yaratan Allah'tır' anlamında bir ayet var. İnsan camide böyle bir şey yazacak olsa, herhalde 'Her şeyi yaratan Allah'tır' ifadesini ön tarafa koyar, diğerini ise arka tarafa koyar bir nevi eserin imzası gibi. Bu durum bana mantıksız geldi ve bir arşiv araştırması yaptık. Yaptığımız araştırmada 1970 yılına ait bir fotoğraf bulduk ve 'Her şeyi yaratan Allah'tır' önde, 'Başarıyı bana veren Allah'tır' yazısı arkada. Bunların neye istinaden değiştirildiği yönünde hiç bir bilgi yok.'' -AYETTEKİ EKSİK HARF- Ana kubbenin yazısının uygulamasında bir sıkışma gördüklerini, bunun hat kurallarına göre olmaması gerektiğini tespit ettiklerini belirten Subaşı, ''Yazı mükemmel yazılmıştı ancak 8 metre çapındaki bir yazı büyük bir alanı işgal ediyor. Dörde veya ikiye bölerek tozlamış olmalılar. Kalemkar ekibi, parça parça yazıyı tozlarken bir yerde sıkıştırmak zorundaydılar ve biz bunu fark ettik. Kendi hattatlar kurulumuzda bunun müzakeresini yaptık ve düzelttik'' diye konuştu. 150 yıl önce ana kubbeye yazılan ayetin bir harfinin unutulduğunu gördüklerini anlatan Subaşı, Abdülfettah Efendi'nin en az 30 yazısını incelediklerini ve camideki yazıyı yazdığı zamanlardaki kompozisyonlarında yer alan ''h'' harfini elle aldıklarını ve bu harfi olması gereken yerine koyduklarını belirtti. Subaşı, 3-4 gün içinde iskelelerin tamamen sökülmüş olacağını ve caminin bayram namazına hazır hale getirileceğini sözlerine ekledi.