Star yazarı Ahmet Kekeç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin 28 Kasım 2017 tarihinde düzenlediği grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yakınlarının Man Adası’nda 1 sterline kurulan şirkete para transferlerine ilişkin olarak açıklamalarına, "Belge olarak, göstere göstere, birtakım banka dekontları gösterdi" dedi.
"Bu dekontlara göre para gitmiyor, geliyordu. Ayrıca, o belgelerin hiçbir yerinde Erdoğan’ın ismi geçmiyordu" diyen Kekeç'in "Kudüs’ü düşünürken yeniden Zeytindağı’nı okumak" başlığıyla (9 Aralık 2017) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Kasetle geldi, dekontla mı gidecek?
Kudüs gerilimi en çok ona yaradı...
Elindeki dekontlarla kaldı...
Bir anlamda “unutuldu...”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çevresini, birtakım muhayyel şirketler üzerinden yurtdışına para kaçırmakla itham ediyordu, elinde belgeler vardı, vs...
Erdoğan, bu iddiasını kanıtlamasını söyledi.
Kanıtlarsa, Cumhurbaşkanlığı dâhil, bütün görevlerinden istifa edecekti.
Kanıtlayamazsa, kendisi CHP genel başkanlığını bırakacak mıydı?
Kanıtlayamazsa, ayrıca şerefsiz, müfteri, yalancı, şuydu buydu.
Peki, büyük müddei Kılıçdaroğlu ne yaptı?
Belge olarak, göstere göstere, birtakım banka dekontları gösterdi.
Bu dekontlara göre para gitmiyor, geliyordu. Ayrıca, o belgelerin hiçbir yerinde Erdoğan’ın ismi geçmiyordu.
Gerçek sonradan anlaşıldı:
Kılıdaroğlu, o dekontları, “Fuat Avni” mahlasını kullanan Said Sefa adlı FETÖ’cü sahtekârın sosyal medya hesabından araklamıştı. O günlerde Amerika’da başlayan Zarrabdavasına mütevazı bir katkıda bulunmak istemişti.
Kılıçdaroğlu istifa etmelidir.
İstifa etmediği sürece, hakkındaki ithamların tümünü kabul etmiş sayılacaktır!