Spor

Spor yazarlarından özetler

Fenerbahçe’nin yediği iki gol de ofsayt mıydı? Spor yazarları bu konuda neler yazdı? İşte yazar özetleri...

09 Şubat 2009 02:00
Turkcell Süper Lig'de 19. hafta bitti, tartışmaları başladı. Galatasaray’dan sonra dün akşam Fenerbahçe – İBB karşılaşmasının hakemleri de verdikleri kararlar nedeniyle eleştiri yağmuruna tutuldu. 

Gazetelerin spor sayfaları

Süper Lig Panorama

Fenerbahçe’nin yediği iki gol de ofsayt mıydı? Spor yazarları bu konuda neler yazdı? İşte yazar özetleri:




Rıdvan Dilmen: Fiyasko
Fenerbahçe’nin ikinci yarı ile birlikte İstanbul’da oynadığı üç maçta toplam dört pozisyonunun olmadığını belirtiyor rakip takımların ise 20’ye yakın pozisyonu olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “En büyük fiyasko dün 10 kişi oynayan Belediye karşısında net bir mağlubiyet alınması.”

Erman Toroğlu: Rezalet
Oyunun gidişatında hakemin etkin rol oynadığını belirtiyor. Maça kararları ile müdahil olan ve skor üzerindeki etkisini gösterdiğini belirtiyor. ayrıca hakemin kartlarla ‘oyuncak’ gibi oynadığını ifade ediyor ve ekliyor: “Hakem, Cüneyt Çakır olunca maçın 11’e 11 bitmesi zor. Kartları çok seviyor, oyuncak gibi oynuyor.”

Gürcan Bilgiç: Göz yumanlar düşünsün!
Bursaspor maçındaki mücadeleci ruhun devam etmediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Yine yanıldık. Belediye, Aragones'in ‘pamukları’ arasında ayağa paslarla daha ilk dakikalarda etkili çıkışlar yapmaya başladı. Tek başına Deniz bekliyordu göbekte rakibi. Diğerlerinin (Emre Alex, Vederson, Deivid) ayağında top olan rakibi ısırması, döndürmemesi, rahat pas kullanmasını engellemesi lazımdı.”

Altan Tanrıkulu: Anlayana
Fenerbahçe Basket takımının Mersin’e yenildiğini rakip oyuncularının da sayı rekoru kırdığını ifade ediyor ve ekliyor: “Basket takımı Mersin’de fark yiyerek yeniliyor. Rakip guard tam 13 üçlük atıyor, 47 sayıyla maçı tamamlıyor. Belki de kariyer rekoru kırıyor.”

Uğur Meleke: Fenerbahçe 2010
Fenerbahçe’de Aragones’in bir sistem oluşturmaya çalıştığını fakat bazı noktaları gözden kaçırdığını ifade ediyor ve ekliyor: “Her maçın üçte ikisinde topa sahip olarak kontrolü eline tutan, kısa ve hızlı paslarla rakibi yoran, “İspanya’08” deki gibi, Arsenal ve Barcelona’daki gibi bir anlayış... Gerçekten de biraz geriye gidip geçmişteki maçlar izlendiğinde, bugüne göre “pas mesafesi ortalaması” nın daha yüksek olduğu bir oyun oynandığı göze çarpıyor. Futbolda son dönemin gözde takımları, pas sayısı/yüzdesi yükselen, pas mesafesi ortalaması sürekli düşen ekipler. Bu anlayış, enerjisi yüksek (ekseriyetle genç) oyuncular istiyor, topu sürekli dolaştıran, top ayağından çıktığı anda yeni pozisyon alan, hücumun parçası olmaya devam eden oyuncular... Enerjisindeki eksikliği üstün yeteneğiyle kapatmaya çalışan maksimum 1-2 özel oyuncuya yer var bu tarz takımlarda.”

Selçuk Yula: Aragones yeter artık
FB’de sezon başından beri görülen en büyük hatanın ‘Top bizde kalsın’ mantığının kendi yarı sahasında uygulanması olduğunu buyüzden F.Bahçe’nin presle top kazanmadığını sadece rakibi yanlış pas atarsa kazandığını ifade ediyor ve ekliyor: “Bizim istediğimiz F.Bahçe, rakibe kendi sahasında bassın, çıkartmasın, oralarda boğsun. Ama bu anlayışla olmuyor. Ilk devrede girilen 3 tane pozisyon var. Biri Güiza'nın direğe, biri Deivid'in kaleciye nişanladığı, diğeri ise son dakikalardaki karambol... 3'ü de ölü vuruşlar.”

Ercan Saatçi: Falan filan
Maçın hakeminin kararlarının çoğunun yanlış olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Tamam hakemler maçı katletti matletti ama Fenerbahçe’nin böyle olmaya hakkı var mı?”

Turgay Şeren: 10 gencin futbol mucizesi
Olimpiyat stadının konumu itibarı ile hiçbir şekilde futbol oynamaya uygun olmadığını belirtiyor. Zamanında kendisinin bu konuda çok uyarı yaptığını Milli Olimpiyat Komitesinin cevaben ‘yapılsın görürüz’ dediğini aktarıyor ve ekliyor: “Diyeceksiniz ki her iki takım da aynı şartlarda oynadı dün akşam. Doğru ama ne yazık ki o gözümüzde büyüttüğümüz Fenerbahçe takımı ve Fenerbahçeli futbolcular dün akşam bırakın futbol oynamayı, mücadele etmeyi bile istemediler. Pas yapmayı dahi düşünmediler. Hatta rakip kaleye şut atmak bile akıllarına gelmedi.”

Erdoğan Şenay: Kırmızı alarm
Olimpiyat Stadı’na deplasmana çıkmış Fenerbahçe ile Belediyespor arasında aklı başında bir futbol yarışması yerine tam bir ‘kördövüşü’ oynanmakta olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Belediye’nin mazereti ortadaydı aslında. Altı maçtır önüne gelene yenilen takım geçen hafta Eskişehir’de 6 golle mağlup olmanın ezikliğiyle çıkıyordu Fenerbahçe karşısına... Ama sarı-lacivertli takım öyle mi? Bilinen şöhreti ve özellikleri yanında nakit kıymeti tartısında da kıyaslanmayacak bir ağırlığın sahibi taraf değil miydi? Fakat gelin görün ki, sarı-lacivertli takım oyunun daha 5. dakikasında yaptığı inanılmaz bir defans laubaliliğiyle golü yemiş sonrasında ise tüm hatlarıyla apışıp kalmıştı bu sıradan rakibinin karşısında.”

Alaattin Metin : Bir kırmızı kart da Aragones’e gösterilmeli
Fenerbahçe'nin yediği iki golün de ofsayt olduğunu belirtiyor. Bir hakemin, bir takımın kaderi ile böyle oynamaması gerektiğini ifade ediyor ve ekliyor: “Takım sahada kötü oynayabilir ama hakemin görevi sahada adalet dağıtmaktır.”

Bülent Yavuz: İki gol de buz gibi ofsayt
Hakem hatalarının maça damgasını vurduğunu belirtiyor. oyun adına mücadele eden bir futbolun oynanmadığını ifade ediyor ve ekliyor: “Hakem Cüneyt Çakır maça iyi başladı ancak kötü bitirdi. Çakır'ın dengesini ilk önce yardımcı hakem Alex Taşçıoğlu bozdu. İlk gol öncesinde bariz ofsaytı kaçıran Taşçıoğlu, Fenerbahçe'ye golü yedirtti. Ofsayt itirazları boşunaydı ama Cüneyt Çakır, bunu bir kenara yazdı.”

Ziya Şengül: Döküntü, çöküntü sıkıntının adresi
FB’nin yediği gollerin ofsayt olduğunu ve hakemin bariz şekilde bunu görmediğini belirtiyor buna karşın İstanbullu sporcunun da ceza sahasına elini kolunu sallaya sallaya girdiğini söylüyor ve ekliyor: “Eğer Fenerbahçe böyle hovardaca puanlar kaybetmeye devam ederse işi zor.. Sergilediği futbol hiç de iç açıcı gözükmüyor. Hedeflediği şampiyonluk yolunda nasıl aklı selim şekilde gidecek? Yoksa çözülmesi zor bir denklem haline mi gelecek.. Eskişehir’den 6 gol yiyen rakip karşında 10 kişi ile oynuyor ve seni iki golle deviriyorsa, başta Aragones olmak üzere tüm topçuların başlarını ellerinin arasına alıp bir hayli düşünmesi gerekir derim..”


Beşiktaş – Konyaspor karşılaşması yorumları



Mehmet Demirkol: Deli misin İbrahim?
Beşiktaş’ın Konyaspor karşısında en faydalı ve en verimli oyuncusunun İbrahim olduğunu; takımının hem hücum hem de defansında etkin bir rol oynadığını söylüyor. Bununla birlikte sahaya defansif bir kadro ile çıkan Beşiktaş’ın Konyaspor’a birçok gol pozisyonu vermesinin anlaşılmaz olduğunu vurguluyor ve devam ediyor: “Denizli’nin salt kontratağa dayalı planı Yusuf’un işlemeyişinden, Ernst ve Sivok iki önstoper olarak oynayışından işlemedi. Olabilir. Bu işlemeyen plana 75 dakika takılı kalmanın sırrını ise çözebilmek mümkün değil.”

Sergen Yalçın: Dünyadan haberi yok bu takımın...
Mustafa Denizli’nin Konyaspor karşısında Nobre’ye ilk onbirde yer vermemesinin yanlış bir tercih olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Beşiktaş ateşle oynuyor.. Kazanmak zorunda olduğun bir maçta böyle bir hücum isteksizliği hiç şık durmuyor.. Defans hattı dışında herkes döküldü, anlayın artık..”

Ali Sami Alkış: Yusuf, erken emekli olunca
Beşiktaş’ın Ernst ve Yusuf’u transfer etmesine rağmen sahada alışılmışın dışında bir oyun ortaya koyamadığını; Yusuf’un eline geçen son büyük takım şansını şu ana kadar iyi değerlendiremediğini ifade ediyor ve ekliyor: “Beşiktaş kaç zamandır futbol oynamıyordu. Şansıyla iddiasını sürdürüyor. Dünkü Konya maçı, denizin bittiğini haber verdi. Karaya oturdular...”

Atilla Gökçe: Kartal kimi kandırıyor?
‘Beşiktaş dünkü haliyle nasıl şampiyon adayı olabilir? Zirve takımları arasında nasıl tutunabilir?’ sorularına yanıt aradığını; fakat bulamadığını belirtiyor. Bununla birlikte Beşiktaş’ın Nobre ile Bobo’yu bir arada oynatamamasının hücuma olumsuz yönde etki yaptığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Bu durumda Beşiktaş’ın şampiyon adayı olduğunu iddia etmek hayalden yalana dönüşmüyor mu? Evet, aynen öyle... Beşiktaş bizi değil, galiba kendini kandırıyor!”

Şanlı Sarıalioğlu: Futbol mu orta oyunu mu?
Beşiktaş’ın Konyaspor karşısında ortaya koyduğu oyunun futbolla ilişkilendirilemeyeceğini belirtiyor ve siyah beyazlıların yaratıcılıktan yoksun bir şekilde çok durağan bir oyun ortaya koyduğunu vurguluyor ve devam ediyor: “Bu oyunla, ‘Ben ligde varım’ denemez. Bu oyunla hiçbir takım mağlup edilemez. Denizli ve talebeleri bu gerçeği görmezlerse burunlarının üstüne çakılmaktan onları kimse kurtaramaz.”