Gündem

'Sözleşmeli er belgesi işte böyle'

'Fısıltı gazetesiyle ve hatta milletvekilleri arasında yayılan bir iddiayı bir bakıma aydınlatmış olduk'

20 Eylül 2012 13:45

Ezgi Başaran

(Radikal, 20 Eylül 2012)

Son günlerde Genelkurmay’la taksitli bir sohbet içine girdim. İster istemez böyle oldu. Sebebini baştan başlayarak anlatacağım.

Konuyu ilk kez geçen aylarda CHP milletvekili Gürsel Tekin gündeme getirdi: “Basından gizlenmiş olsa da son 3 ayda 150’nin üzerinde güvenlik gücü ölmüştür.”

Bu sözün üstüne haziran ayında BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt Meclis’te soru önergesi verdi. İstihdam edilen sözleşmeli erlerin sayısını, çatışma bölgelerine gönderilip gönderilmediğini, bu erlere “ölümlerinin açıklanması durumunda tazminattan mahrum kalacaklarına dair” bir ibare imzalatılıp imzalatılmadığını sormuştu. Savunma Bakanı Yılmaz istihdam rakamlarını ayrıntılı biçimde açıklarken, ölümlerin gizlenmesi-tazminat meselesi ile ilgili iddiaya muğlak bir cevap vermişti. Daha doğrusu sözleşmeli erlerin TSK’nın hangi kanunları çerçevesinde istihdam edildiğini sıralamış ama “Ölümlerin basına yansımaması gibi bir şart maddesi yoktur” diye net bir yanıt vermemişti.

Bu durumu geçen hafta ‘Şehit Sayılarındaki Muamma’ başlıklı yazımda gündeme getirdiğimden beri Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Özkürkçü ile ‘bir tür iletişim’ mesaisinde bulunduk. Bir tür diyorum, şöyle ki… Beni aradı ve bu iddianın ‘Külliyen yalan olduğunu’ söyledi. Öyleyse, sözleşmeli erlere imzalatılan belgeyi rica ettim. Fakat benimle paylaşmadı. Ben de bunu hafta başında aynen bu şekilde yazdım.

* * *

Tuğgeneral Özkürkçü dün bir kez daha beni aradı. “Ben sizin belgeyi istediğinizi tam olarak algılayamamışım. Belki yoğunluktan… Şimdi size gönderebilirim” dedi. Doğrusu Tuğgeneral yoğunluk konusunda haklıydı. Çünkü son birkaç gündür Kılıçdaroğlu’nun Afyon’daki cephanelik faciasıyla ilgili “Yüzde 99.5 sabotaj” sözlerini araştıran ve basınla köprü kuran kişi oydu.

Sonuç itibariyle elimde Genelkurmay tarafından gönderilen “Sözleşmeli Erbaş, Sözleşmeli Er, Er adayı sözleşme/ ön sözleşme belgesi” başlıklı bir metin bulunuyor. TSK tarafından istihdam edilecek erler metindeki boşlukları doldurup imzalayarak “işbaşı” yapabilecek.

İlk dört madde başvuran kişinin kimlik ve öğrenim bilgilerini içeriyor. Sözleşmenin şartları “Yukarıda bilgileri bulunan kişi (isim-soyad), aşağıda belirtilen koşulları kabul ederek sözleşmeli erbaş, sözleşmeli er/er adayı olayı kabul etmiştir” cümlesinden sonra başlıyor. Hayati bölümlerini aktarıyorum:

* * *

- Sözleşmeyi imzalayan sözleşmeli erbaş, sözleşmeli er / er adayları 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu’nda gösterilen ücret ve mali haklar dışında herhangi bir ücret talep edemezler.

- Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sözleşmeli erbaş, sözleşmeli er/er adayı olarak istihdam edilenlerden, göreve, eğitime başladıktan sonra sözleşmeli erbaş, sözleşmeli er/er adaylarında aranılan niteliklerden bir veya birkaçına uymadıkları tespit edilenlerin sözleşmeleri feshedilir.

- Sözleşmenin süresi içerisinde ilgili mevzuata göre idarece feshedilmesi koşulları saklıdır.

- Sözleşmeli erbaş ve sözleşmeli erler, görevi esnasında edindiği gizli bilgileri görevinden ayrılsa dahi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yetkili makamlarının izni olmadan açıklayamaz. Görevi sona erdiği zaman elinde bulunan görevle ilgili belgeleri, araç ve gereçleri iade etmek zorundadır.

- Sözleşme …….. Komutanlığı adına sözleşmeyi yapacak ………… Komutanının onayını müteakip (ilk sözleşme için) yürürlüğe girer.

- İdare ile er arasında imzalanan ön sözleşme askeri eğitimin başladığı ……… tarihinden itibaren yürürlüğe girer.

* * *

Görüldüğü üzere sözleşmeli erlere imzalatılan ana belgede “ölümlerinin basına açıklanması halinde tazminattan mahrum kalmak” gibi bir ibare yer almıyor. Fısıltı gazetesiyle ve hatta milletvekilleri arasında yayılan bu iddiayı bir bakıma aydınlatmış olduk. Sıradaki iddialarda görüşmek üzere.