Türk Ceza Kanunu’nda kişilerin rızası olmadan yapılan her ses kaydının suç sayılmasına rağmen, yasadışı yöntemlerle elde edilmiş kayıtların yayını engellenemiyor. Çünkü dava açılması için şikâyet gerekiyor
Çiçek: Dinlemenin cezası artabilir
Milliyet gazetesinin haberine göre; Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), mahkeme kararıyla bile olsa kişilerin konutlarında dinlenemeyeceğinin belirtilmesi, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) kişilerin rızası olmadan yapılan her ses kaydının suç oluşturduğu vurgulanmasına rağmen Türkiye, internet sitelerine yüklenen ve yasadışı yöntemlerle elde edilmiş ses kayıtlarına engel olamıyor. Savcılıklar, kendilerine şikâyet gelmediği gerekçesiyle hareketsiz kalırken, suç oluşturan ses kayıtlarının yer aldığı internet sitelerinin engellenmesi yoluna bile gidilmiyor.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yasa dışı yöntemle elde edilen ses kayıtlarının değil, kayıtların içeriğinin araştırılması gerektiğini söylerken, vatandaşın iletişim özgürlüğünü güvence altına alması gereken devlet, mevzuata sığınıyor ve mağdurlara “şikâyet” yolu gösteriliyor.
CMK’nın 140. maddesinde, kuvvetli şüphe varsa, mahkeme kararıyla, şüphelinin kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin ve işyerinin teknik araçlarla izlenebileceği, ses veya görüntü kaydının alınabileceği düzenleniyor. Aynı maddede “Bu madde hükümleri, kişinin konutunda uygulanamaz” düzenlemesine de yer veriliyor.
Kayda almak suç
Bu şekilde yapılmayan tüm ortam dinlemeleri, TCK’da suç kabul ediliyor. TCK’nın 133. maddesinde şu düzenleme yer aylıyor:
“Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, altı aya kadar hapis ile cezalandırılır. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayımlanması hâlinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Şikâyete bağlı suçlardan
134. maddede de “Özel hayata ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır” hükmü bulunuyor.
Buna göre, cep telefonu ya da “böcek” olarak nitelendirilen cihazlarla ses kaydedip, bunları internette yayınlamak suç oluşturuyor. Ancak yine TCK’ya göre, bu suçlarla ilgili soruşturma yürütülebilmesi için mağdurların suç duyurusunda bulunması gerekiyor.
Savcılar, TCK’daki bu kural nedeniyle, ses kayıtlarının gündemdeki konular ve kritik isimlere yönelik olmasına, kayıtların kritik zamanlamalarla internete yüklenmesini re’sen harekete geçmek için yeterli görmedi. Savcılıklar, aynı nedenle, internet sitelerindeki kayıtların tek merkezin yönlendirmesiyle yüklenip yüklenmediği gibi bir araştırma yapmaya da bugüne kadar gerek duymadı. Başvuru olmadığı için bu konuda yürütülen bir soruşturma da bulunmuyor.
İnternette duruyor
Çok sayıda internet sitesine erişimi mahkeme kararıyla engelleyen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı da (TİB), bu ses kayıtlarının silinmesi konusunda hareketsiz kaldı. TİB’in harekete geçmemesine, bu konuda herhangi bir savcılık ya da mahkemeden talep gelmemesi gerekçe gösterildi.
İnternet siteleri de suç oluşturmasına, kayıtları silmemesine rağmen şikâyet gelmediği için soruşturmaya uğramadı.
Sorun uygulamada
Ortam dinleme konusunda mevzuatta boşluk bulunmadığını belirten ve sorunun uygulamadan kaynaklandığını kaydeden hukukçular da, mağdurlara yine suç duyurusunda bulunmaları yolunu gösterdi:
Prof. Dr. Bahri Öztürk: Yeni TCK, bu tip kayıtları açıkça yasaklamıştır. Savcılar ise şikayete bağlı suç olduğu için harekete geçemiyor. Oysa ismi geçen kişi suç duyurusunda bulunurken kayıttaki kişinin kendisini olduğunu kabul etmek zorunda değil. ‘İsmim geçiyor’ diyerek şikayette bulunabilir. İnsanlar, yasaya aykırılık kendisini ilgilendirdiği zaman farklı, ilgilendirmediği zaman farklı davranmamalı.
Prof. Dr. Ergun Özbudun: Anayasa özel hayatı korumaya almış, ceza kanunları bu yasağı ihlal edenlerin cezalandırılacağını düzenlemiş. Savcıların da bu tip başvurulara karşı kararlılıkla takip yapması lazım. Etik olarak da, hukuken de tasvip edilecek birşey değil.
Prof. Dr. Yüksel Ersoy: Karar olmadan yapılan bu tip kayıtlar suç. Önceden tedbir alınması mümkün değil ama sonradan soruşturulması sağlanabilir. ‘Konuşmalarınıza dikkat edin’ denilmesi, paranoyaya yol açıyor.