T24 - CHP İzmir milletvekili adaylarının hedeflerini açıkladığı toplantı öncesi, İzmir milletvekili adayı Mehmet Ali Susam ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında gerginlik yaşandı. Kocaoğlu, Susam'a, "Sen bana hesap soracak adam mısın? Yeter 7 yıldır senden çektiklerimiz. Burama kadar geldi. Sen kimsin ya" diye bağırdı.
Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Mustafa Balbay hariç CHP'nin 25 İzmir milletvekili adayı, İl Başkanı Tacettin Bayır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP'li İlçe belediye başkanları seçim öncesi son basın toplantısını Tarihi Havagazı Fabrikası'nda yaptı.
Toplantı öncesi gerginlik
Toplantı öncesi CHP İzmir milletvekili ve milletvekili adayı Mehmet Ali Susam ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tartıştı. Yanyana oturan Susam ve Kocaoğlu birbiriyle konuşurken aniden Kocaoğlu'nun sesi yükselmeye başladı. Durumu farkeden Alattin Yüksel, Kocaoğlu'nu sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olamadı. Kocaoğlu, Susam'a, "Sen bana hesap soracak adam mısın? Yeter 7 yıldır senden çektiklerimiz. Burama kadar geldi. Sen kimsin ya" diye bağırdı.
Bu sırada Susam'ın bazen öne bazen ise Kocaoğlu'na bakarak sessiz kalması dikkat çekti. Kocaoğlu, daha sonra sinirle sandalyesinden kalkarak, salonu terketti. Terkederken de yine Susam'a yönelik "Sen kimsin? Manyak. Seni aday yapanın Allah cezasını versin" diye bağırdı. CHP'li adaylar, il yöneticileri ve ilçe belediye başkanları donup kaldı. Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak ve Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Kocaoğlu'nun kolunla girip sakinleştirmeye çalıştı.
Çalkaya, "Dayanın başkanım birkaç gün kaldı" dediği duyuldu. Kocaoğlu'nun siniri bina dışında da devam etti. Yine yüksek sesle "Sen kim oluyorsun?" diye bağırdığı, daha sonra "Mikrofonu da ben getirdim diyor ya" dediği duyuldu. Kocaoğlu, daha sonra toplantıya geldiği siyah minibüse binerek Havagazı Fabrikası'nı terk etti.
Susam: 12 Haziran'da bunları konuşmayacağız
Mehmet Ali Susam, toplantı sonrasında basın mensuplarının tartışmayla ilgili sorularına "Hiç önemli bir şey yok. 12 Haziran'da bunların hiçbirini konuşmayacağız" dedi.
Alaattin Yüksel ise Başkan Kocaoğlu'nun İzmir Büyükşehir Beldeyesi'ni yapılan operasyon ve arkadaşlarının cezaevinde olması nedeniyle büyük sıkıntı, stres yaşadığını söyledi.
Yüksel, "Bunların hepsi Büyükşehir Belediye Başkanı'nın üzerinde büyük stres yarattı. Çok haklı olarak, insani bir duygudur. Seçim ortamında da bu stresi, baskıyı, sürekli de yapmaya devam ediyorlar. Bunun dışavurumudur. Başbakan gelip genel seçimde miting meydanında Büyükşehir Belediye Başkanıa'na her türlü saldırıda bulunabiliyor. Mehmet Ali Bey'le, Başkan Kocaoğlu arasındaki konuyu bilmiyorum. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklması sırasında yaşananlarla ilgili bazı şeyleri Mehmet Ali Bey, Başkan'a aktarıyordu. Bu sırada gerginlik oldu. Ben burada tartışılmasını önlemeye çalıştım. Ancak, çok da başarılı olamadım. Aile içi olay. Atlatır, geçeriz. Biz de stres altındayız. Başkan Kocaoğlu'nun özel olarak bir de Büyükşehir'de yaşadığı sıkıntı var" dedi.
İki gün sonra rakı içerken görürsünüz
CHP İl Başkanı Tacettin Bayır ise olmayın büyütülmemesi gerektiğini söyledi. Aile içinde çıkan bir tartışma olduğunu belirten Bayır, "İzmir üzerinde farklı görüşleri projeleri olabilir. Biraraya oturup çözeriz. Hesap sorma durumu yanlış anlamadan kaynaklanabilir. Bir konu üzerinde anlaşmazlık çıkmış olabilir. Kamuyu ilgilendiren, büyütecek bir olay değil. İzmir hoşgörü kentidir. İki gün sonra bir yerde rakı içerken görürsünüz. Böyleydiler böyle oldular dersiniz" dedi.
Alaattin Yüksel, seçim sürecini zorlu geçtiğini, eşit şartlarda, adil bir yarış olmadığını söyledi. İzmir'de AKP'nin iki ithal bakanla devletin tüm olanklarını kullandığını belirten Yüksel, ayrıca kaynağı belli olmayan harcamalar da yapıldığını iddia etti. İki Bakan'ın sadece İzmirlileri gönderidği mektupların maliyetinin 1 milyon TL olarak hesaplandığını belirten Yüksel, "Harcamaları ceplerinden mi, birinden aldıkları destekle mi yoksa devlet olanaklarıyla mı yaptıklarını açıklasınlar. İzmir'e Başbakan da özel önem verdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı bile getirdiler. Muhtarlara saatler dağıtıldı. Altın dağıtıldığı iddiaları konuşuluyor. Bunların yasaya uygun olup olmadığı konusunda İzmirlileri ikna etsinler" dedi.
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde taşıma mitingler yapan AKP'nin taşıma yapmadığı kentlerde ilgi görmediğini savunan Yüksel, Aydın'da CHP'nin üçte biri kalabalık gören Başbakan Erdoğan'ın sinirlendiğini öne sürdü. Yüksel, 12 Haziran'da demokrasi için, telefonların dinlenmemesi, yatak odalarına kamera konulmaması, öğrencilerin daha iyi ve özgürce eğitim alması, çiftçinin, memurun, işçinin, esnafın hakettiğini alması için sandığa gidilmesi geriktiğini söyledi. Yüksel, "Kaset yönetmeni Başbakan'dan kurtulmak için sandığa gideceğiz. Diyarbakır'da 'BDP'nin kasedi düşecek piyasaya' diye konuştu. Bir gün sonra kaset çıktı. Daha sonra Bakanların kasetlerini engellediklerini söyledi. Yani kaset işini Başbakan yönetiyor. Vizyona girip girmemesine Başbakan karar veriyor. Türkiye 12 Haziran pazar günü küfürbazı mı, yoksa vatandaşını seven ve sayanı mı başbakan yapacak?" dedi.
Hep birlikte söz verdiler
CHP İl Başkanı Tacettin Bayır ise toplantının sonuda 25 milletvekili adayına bir tür yemin metni okuttu. "CHP milletvekili adayları olarak söz veriyoruz" başlıklı metin ayağa kalkarak hep bir ağızdan okundu. CHP milletvekili adayları, "Biz İzmirliyiz, İzmir'in vekiliyiz. İzmir'e yakışanı yapacağımıza, hatamızda özür dileyeceğimize, her adımda halkımıza soracağımıza, başarıyı paylaşmayı ve kendimizden önce İzmir'i, Türkiye'yi düşüneceğimize, insan onuru ve şerefine yakışır bir hizmet anlayışıyla çalışacağımıza, tüm benliğimizle, şerefimiz üzerine söz veriyoruz. Söz veriyoruz. Söz veriyoruz" dedi.