Dünya

“Seçim anketlerini sorgulayalım”

Erken seçime kilitlenen Türkiye’de seçim sonuçlarının nasıl olacağına ilişkin sorular artarken, birbiri ardına açıklanan anketler dikkat çekiyor. Uzmanlar anketlerin çok da güvenilir olmayacağı konusunda uyarıyor.

01 Eylül 2015 12:52


Türkiye’de 7 Haziran’da yapılan milletvekili seçimleri sonrasında hiçbir parti tek başına iktidar şansını yakalayamadı. 7 Haziran seçimi öncesinde en çok sorulan soru, iktidardaki AKP ile birlikte terör sorununu bitirmek için ‘çözüm süreci’ yürüten HDP’nin yüzde 10 seçim barajını aşıp aşmayacağıydı. AKP ve HDP geriliminin 7 Haziran seçimine nasıl yansıyacağı konusunda dikkatler seçim anketlerine çevrilmişti ki, anketler HDP’nin barajı aşacağı tahmininde bulunmuş ve bu tahmini tutturmuştu. 7 Haziran seçiminde AKP’nin oy oranı yüzde 40,7; HDP'ninki de yüzde 13 olmuştu.

7 Haziran sonrasında AKP koalisyon arayışlarında da başarılı olamadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ülkeyi seçime götürme kararı aldı. 1 Kasım’da yapılacak erken seçim için geri sayım sürerken dikkatler yine seçim anketlerine çevrildi. 7 Haziran’dan hemen sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK hedeflerine operasyonlar başlatması, ülkedeki terör olaylarının artması ve AKP’den operasyonların kesintisiz süreceğine ilişkin açıklamaların tonunun yükselmesinin 1 Kasım’daki seçim sonuçlarını nasıl etkileyeceği konusundaki değerlendirmeler ülke gündeminde öne çıktı. Ülkedeki terör olaylarının seçim sonuçlarını nasıl etkileyeceği sorusu üzerinde duran anket şirketleri şaşırtıcı sonuçlar ortaya koymaya başladılar. Gecizi Araştırma Şirketi ile Metropoll Araştırma Şirketi tarafından açıklanan son anketler, ülkedeki gerilimin daha çok HDP’ye oy kazandıracağı tahminini dile getiriyor.

Metropoll Şirketi HDP'nin yüzde 13'ten yüzde 14,7’ye yükseleceği tahminini yaparken AKP, CHP ve MHP’de dikkat çekici değişiklikler olmayacağını söylüyor.

Operasyon ve çatışma algısı

Metropoll Araştırma Şirketi’nin Başkanı Özer Sencar yaptıkları son anketi DW’ye değerlendirirken HDP’nin oylarının neden yüzde 14,7’ye yükseldiği tahmininde bulunduklarını şöyle anlattı:

“HDP'nin oyunun yükselmesinin iki nedeni var. Birincisi MHP; seçimden çıkar çıkmaz HDP’nin gayrimeşru bir parti olduğunu, rejimin bir parçası olamayacağını sert bir dille söyledi. Bu söylem; Kürtleri HDP'ye daha çok yöneltti. İkincisi Erdoğan; seçimden önce başladığı ‘Kürt sorunu yoktur’ söylemini daha da ileriye taşıdı. PKK’ya dönük, halka nedeni tam da iyi anlatılamayan operasyonlar başladı. Operasyonlar sürerken de Kürt halkına dönük ‘aşağılayıcı ve düşman görücü’ bir dil kullanılıyor. Bu da Kürt seçmenlerin tamamen HDP’ye yönelmesinin yolunu açtı. 7 Haziran’da sandığa gitmeyenler de HDP’ye doğru kayıyor. Yani AKP ve MHP, Kürtlerin birinci partisini HDP yaptı. Operasyonlar sürdüğü sürece de HDP’ye giden oylar artacak. Operasyon ve çatışma algısı AKP’ye yaramıyor.”

AKP’nin Kürtlerden oy beklemediğini daha çok MHP’ye yöneldiğini belirten Sencar, “İşte bu yüzden AKP MHP’den daha aşırı bir söylem geliştirdi. Henüz olmadı ama AKP’nin MHP’den oy alma ihtimali var” dedi. Sencar’a göre Güneydoğu’da yaşanan olaylar AKP’ye oy getirmeyecek çünkü o bölgedeki oylar tamamen HDP’ye gidecek. 7 Haziran seçiminde Erdoğan’ı protesto etmek için sandığa gitmeyenlerin bir kısmının “AKP’nin yeterli dersi aldığını” düşündüğünü söyleyen Sencar, “Bu gruptakilerin yeniden sandığa gideceğini hesapladığımızda da AKP’ye yüzde 41,7’lik bir oran çıkıyor” dedi. Sencar’a göre bugün seçim olsa AKP 259 oy çıkaracak ve yine tek başına iktidar şansını yakalayamayacak. Sencar “Bugün seçim olsa CHP 133 milletvekili, MHP 74, HDP de 84 milletvekili çıkaracak. 1 Kasım için de öngörümüz AKP’nin oylarının düşmeye devam edeceği, CHP’nin oylarını yüzde 26-27’ye çıkartabileceği, MHP’de biraz düşüş olabileceği ama kesinlikle HDP’nin oylarını artıracağı yönündedir. Bunun arkasında da ülkede tırmanan gerilim vardır” dedi.

Bir başka anket şirketi KONDA’nın başkanı Tarhan Erdem ise kamuoyuna son anketlerini henüz açıklamadıklarına dikkat çekti ve DW’ye ve “Artı, eksi iki puan hata payı olsa da geçen seçimden değişiklikler olacağı görünmüyor. Daha önce de söylediğimiz gibi siyasetçilerin Türkiye’nin sorunları için biraraya gelmeleri ve birlikte çalışmaları gerekiyor. Türkiye’nin sorunları partilerin oy oranlarından çok daha önemli” değerlendirmesini yaptı.

“Anketleri sorgulayalım”

Seçim anketlerinin ne kadar güvenilir olduğu da büyük tartışma konusu. Koç Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Ali Çarkoğlu özellikle ‘oy verme davranışı, kamuoyu ve parti politikaları’ konularındaki çalışmaları ile tanınıyor. Çarkoğlu DW’nin “Anketleri ne kadar güvenilir bulabiliriz” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, kırsal kesimlere doğru ilerlediğinizde insanlarla görüşme yapmanız imkânsız. Çünkü zaten bir çatışma ortamı var ve insanlar fikirlerini söylemiyor. Bu yüzden çok da temsil kuvveti olmayan şehirlere ya da mahallelere gidiyorsunuz. Özellikle Kürt oyları konusunda fikir ileri sürenler ya çok iyimser ya da çok bilgisiz. Çünkü o bölgelerde sağlıklı bir saha çalışması yapmak mümkün değil. Bu yüzden o bölge için bir şey söylemiş olursanız, spekülasyon yapmış olursunuz.”

Çarkoğlu’na göre iki ay sonra olacak seçim için şimdiden tahminde bulunmak bir çeşit ‘büyücülük’ oluyor. “İnsanların kafası zaten karışık. Kanaatler de oluşmuş değil” diyen Çarkoğlu’na göre anketlerin nasıl yapıldığı üzerinde dikkatle durmakta fayda var. Çarkoğlu, “Doğu ve Güneydoğu’da sağlıklı saha çalışması yapmak için bir ortam belki de hiç bulunmayacak. Çünkü ülkede gerilim tırmanıyor” endişesini de dile getirirken, “Anketlerin metotlarını sorgulayalım ve öyle kolayca yapılmış tahminlere pek de güvenmeyelim” uyarısında bulundu.