T24 - Şana, Derya ve Argeş yeni yıla anneleriyle birlikte hapishanede girdiler. Siyasi yasakların kurbanı olan bu çocukların en büyüğü daha üç yaşında...
Şana Lazca mutluluk, Argeş Kürtçe kutsal ateş, Derya ise Farsça Deniz demek. Samsunlu Derya sekiz aylık, Rizeli Şana bir buçuk, Vanlı Argeş ise üç yaşında. Üç isim Türkiye’nin çok dilli ve kültürlülüğünün birer simgesi. Şu an yaşadıkları ise Türkiye’nin adeta gerçekliği. Şana ile Derya 53 gündür Bakırköy Kadın Tutukevi’nde Argeş ise bir yıldır Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi’nde anneleriyle birlikte kalıyor. Minik yaşlarında demir parmaklıkların ardında oluşları hayatlarında derin bir iz bırakacak ve birgün büyüdüklerinde “ben henüz bebekken...” cümleleriyle başlayacaklar hiç unutmayacakları cezaevi anılarını anlatmaya.
Okul arkadaşları cezaevine
Şana’nın annesi Nazire Ayata Civelek öğretmen. Derya’nın annesi Serpil Aslan Düzgün ise doktor. İkisi Samsun’da üniversite yıllarından arkadaşlar. Üniversite öğrencisiyken 1 Nisan 2004’te Türkiye çapında yapılan DHKP/C operasyonu kapmasında Samsun’da gözaltına alındılar. Haklarında Ankara’da Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüte yardım ve yataklık’tan dava açıldı. Üç yıl dokuz ay hapis cezası aldılar. Dosya Yargıtay’a gönderildi. Bu sırada mezun olan iki arkadaş meslek hayatlarına atıldı. Nazire Ayata Yaşar Civelek ile evlenerek memleketi Rize’nin Ardeşen İlçesi’nde öğretmenlik yapmaya başladı. Tokat’lı Serpil Aslan ise aynı davada birlikte yargılandıkları Samsunlu Savaş Düzgün ile evlenerek Kastamonu’da doktorluk yapmaya başladı.
Çocuklar cezaeviyle tanıştı
Önce Şana ardından Derya dünyaya geldi. İki arkadaş ilk çocuklarının mutluluğunu yaşarken, Yargıtay kararı bu mutluluğa gölge düşürdü. Yargıtay, Ağustos 2010’da mahkûmiyet kararını onadı. İki arkadaş Yargıtay’a itirazda bulundu. Bebekleri olduğundan dolayı infazın durdurulmasını talep etti. Dosyaya ilişkin ek belge ve bilgiler sunarak yargılamanın yeniden yapılmasını istedi. Yargıtay talebi reddetti. Bunun üzerine iki arkadaş 28 ekimde cezaevine girdi. Taraf‘a konuşan Nazire Civelek’in eşi Yaşar Civelek, eşinin Emniyet’in mahkemeye gönderdiği bir CD’de “Nazire” adının geçmesinden dolayı yargılandığını söyledi. Benzer davalardan yargılanan birçok kişinin beraat ettiğini hatırlatan Civelek “Ancak eşim ile birkaç arkadaşı ceza aldı. Üstelik mütaalayı veren savcı Selim Demirci sonradan açığa alınan biriydi. Bu yüzden yargılamanın adil yapılmadığını düşünüyorum. Adil yargılanma hakkının ihlalinden AİHM’e başvuracağız” dedi. Eşinin cezaevine girmesiyle memurluktan atıldığını söyleyen Civelek “Çocuğum cezaevi ortamında büyüyor ve bu psikolojisini bozuyor” diye konuştu.
Argeş’in kaderi
Argeş İlkcan’ın babası Türk, annesi ise Kürt. Bu yüzden çocuklarına hem Kürtçe hem de Türkçe ismi koymuşlar. Baba İlkiz Açıkalın, Alanya doğumlu. 1990’da zorunlu hizmet için geldiği Van Başkale’den bir daha ayrılamamış. Hayatını Başkale’de kurmuş. 14 yıldır ilçede serbest doktorluk yapıyor. Bu yıllar içinde tanıştığı Eylem Açıkalın ile 2003’te evlenmiş. Argeş iki yaşındayken Belediye Meclis üyesi olan annesi Eylem Açıkalın, KCK operasyonları kapsamında 24 Aralık 2009’da Van’da tutuklandı. O tarihten beri cezaevinde kalıyor.